Sayfa Yükleniyor...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nu ülkeyi tahrip etmek, devletin temeline dinamit koymakla suçladı. Başbakan'a seslenen Bahçeli "Sayın Davutoğlu, bilmiyorsan sana öğreteyim; adım Devlet olduğu kadar devletime sahip çıkarım, milletime asla toz kondurmam" dedi
SAMİ GÖKÇE/ANKARA
Bahçeli partisinin meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada demokrasinin yara aldığı, demokratik kültürün yozlaştığı bir ülkede ekonominin güvencede kalması ve istikrara kavuşmasının akla ve bilime aykırı olduğunu söyledi. Bahçeli AKP hükümetinin izlediği yanlış politika nedeniyle hukukun gölgelendiğini, adaletin askıya alındığını, sosyal ve siyasal gerilimlerin tırmandığı bir sürecin yaşandığını ifade etti. Bahçeli Türkiyemiz maalesef böylesi bir girdabın, böylesi fasit bir dairenin içinde bocalamaktadır. Yaşanan ekonomik temelli sıkıntı ve açmazlar örtülemez, kapatılamaz, saklanamaz devasa sorunlar Başbakan ve Hükümetinin siyasi aldatma ve kandırma mekanizmasını çürütmektedir diye konuştu.
Bahçeli'nin konuşmasından satır başları ise şöyle:
HAYAL TACİRLİĞİ YAPIYOR
Kaygıyla izliyoruz ki, Türkiyenin ekonomik güvenliği, ekonomik dinamizmi, ekonomik direnci sorumsuz ve savurgan iktidar tarafından devamlı zayıflatılmaktadır. Fakat Başbakan hala hayal tacirliğine, ezberlediği klişe ve şablon ifadelerle süslediği umut satıcılığına devam etmektedir.
Hiçbir torpili ve hatırlı tanıdığı olmayan; tutacak dalı, sırtını yaslayacak arkası bulunmayan masum insanlarımız işsizlik zulmüyle mücadele etmektedir. Sınav yolsuzluğu yapan çeteler alın teri döken kardeşlerimizin hakkını gasp etmekte, haklarını yemektedir. Bir yanda Erzurumlu yoksul Mehmet, bir işe girmek, geleceğini kurtarmak, yuva kurup milletine ve ülkesine faydalı olmak için gece gündüz çalışırken; diğer yanda yan gelip yatan asalak ve tembel yandaşlar kolaylıkla işe yerleştirilmektedir.
Bir yanda Manisalı Ayşe elim ekmek tutsun arayışıyla aylarca KPSS sınavlarına hazırlanıp ümitle çalışıp didinirken; diğer yanda hırsızlar soru çalmış, erkenden köşeyi dönmüştür.
AKLAMA PEŞİNDE
Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmek Cumhurbaşkanına ait bir görevdir. Ne var ki, Latin Amerika ülkelerinde turist gibi gezen Erdoğan devletin ve milletin birliğini temsil etmekten uzaktır. Üstelik Anayasanın uygulanmasını gözetmesi gerekirken, sekteye uğratmakta, sabote etmekte, hukuka suikast düzenlemektedir. Erdoğan başkan olabilmek, diktatörlüğünü tescilleyebilmek amacıyla AKPye oy istemekte, 400 milletvekilinin düşünü kurmaktadır. Başkanlık sistemi olsaydı, bugün çok farklı yerlerde olurduk diyen Erdoğan, ülkemizi siyasi kamplaşmanın doruklarına çıkarmış, demokrasiyi aşındırmış, bireysel hak ve özgürlükleri budamıştır. Tamamen kendisine odaklanmış, tamamen kirli çamaşırlarını aklamanın hevesine kapılmıştır.
POLİS DEVLETİ OLURUZ
Kamuoyunda iç güvenlik paketi olarak bilinen kanun tasarısının görüşülmesi AKP tarafından ertelenmiştir. Dileğim bu tasarının Meclis gündemine hiç alınmaması, hiç getirilmemesidir. Anayasaya aykırı olan, hukuk devleti prensiplerini iğfal eden iç güvenlik paketinin polis devletini tesis edeceği, can ve mal güvenliğini sakatlayacağı kuşkusuzdur. AKPnin maksadı molotof atanları, maske takanları cezalandırmak değildir. Eğer hedef buysa hiçbir güvenlik görevlisinin elini tutan yoktur. Teröristler bırakınız molotofu, elinde uzun namlulu silahlarla korkusuzca dolaşmakta, önüne gelene şiddet uygulamaktadır.
DEVLETİME SAHİP ÇIKARIM
AKP, korku devletinin yasal kılıfını hazırlamaktadır. Başbakan hafta sonu, partisinin İstanbul il kongresinde, adımın Devlet olduğunu, ama devlete sahip çıkmadığımı, iç güvenlik paketine niçin hayır dediğimi, neden vandallarla tenkit ettiğimi sormuştur. Davutoğlu için atış serbesttir, mikrofon müsaittir, nasılsa kendisini çılgınca alkışlayan bindirilmiş kıtalar hazırdır. Sayın Davutoğlu, bilmiyorsan sana öğreteyim; adım Devlet olduğu kadar devletime sahip çıkarım, milletime asla toz kondurmam. Biz yıllar evvel ya devlet başa ya kuzgun leşe diyorken; biz yıllarca Türk devletinin izzet ve iffetini savunuyorken acaba sen neredeydin, nerelerde geziyordun? Vandallarla, işbirlikçilerle, ihanetten vicdanları kapkara olmuş hainlerle düşüp kalkan sensin ve hükümetindir. Sayın Başbakan, hatırlarsan 13 Ocak 2015de Meclis Grubunda şöyle söylemiştin: Pariste bulunduğumuzda Avrupalı olarak konuşuruz, Semerkantta, Buharada Hoca Ahmet Yesevi gibi konuşuruz, Şamda, Bağdatta, Mekkede evladı Resul olarak konuşuruz, Saraybosnada, Üsküpte Evlad-ı Fatihan gibi konuşuruz. Sayın Başbakan itiraf ediniz, İmralıda cani başıyla konuşurken bölücü mü oldunuz? Açıklayınız, Kandilde PKKyla aynı masayı paylaşırken terörist mi kesildiniz?
Haber Merkezi