“Yandaş sendika yaratılmaktan vazgeçilmeli”

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir Şubesi Eş Başkanı Ümit Doğan ile sendikanın faaliyetleri ve sağlık alanının içinde bulunduğu sorunlar hakkında konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 12.07.2015 06:33
  • Güncelleme Tarihi : 12.07.2015 06:33
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Yandaş sendika yaratılmaktan vazgeçilmeli”

Sendika olarak çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Çalışmalarımızı iki başlık altında toplayabiliriz. Bunlardan birincisi okulumuzdaki sağlık emekçilerinin ekonomik özlük ve demokratik hakları için yürüttüğümüz mücadele ikincisi ise demokrasi hak ve özgürlükler mücadelesi. Tabi ki bu iki mücadele alanını birbirinden bağımsız ve farklı ele almıyoruz. İkisini bir arada yürütmeye çalışıyoruz. Dönemsel olarak ülkenin içinde bulunduğu duruma göre bazen biri diğerinin önüne geçer gibi görülse de aslında SES ve KESK’in mücadele tarihi emek özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir arada büyük bedeller ödeyerek yürütülmüştür. Bu mücadeleyi yürütmenin temel yolu örgütlenme ve bilinçlenme ile ilişkilidir. İşyerlerinde bu çalışmalara öncelik veriyoruz. Mücadelede kazanımı elde etmek için alanımız da örgütlü diğer kurumlarla ortaklaşa çalışıyoruz. Yine işyerlerinde işyeri meclisleri ile emekçilerin ortak iradesinin açığa çıkmasına katkı sunuyoruz. Elbette demokratik olmayan bir ülkede kazanımlar kalıcı olmaz. Bu nedenle ülkenin demokratikleşmesi, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için de emek ve demokrasi güçleri ile birlikte çeşitli platformlarda yer alıyoruz. Yine yaşanılır bir ülke ve dünya mücadelesi veriyoruz. Sağlıklı bir toplum ve yaşam için doğanın korunması esastır. Ekoloji ve çevre ile ilgili hareketlerde de ortak faaliyetlerle mücadele yürütüyoruz. Toplumsal özgürlüğün anahtarlarından birinin kadın özgürlüğümüzde yattığını biliyoruz. Bu nedenle kadının çalışma yaşamında ve sendikal mücadele içinde güçlenmesi için eş başkanlık ve eşit temsiliyet gibi çalışmalar içinde yer alıyoruz. Sağlıktaki ve hizmet üretimindeki cinsiyetçi yaklaşımların kaldırılması için caba harcıyoruz. Kısaca bunlardan bahsedebilirim.

“SAĞLIK PİYASALAŞTIRILDI”

Türkiye’nin sağlık alanındaki en büyük sorunu nedir?

Ülkemizde sağlık alanındaki en büyük sorun 1980 askeri darbesi ile başlayan ve AKP hükümetleri döneminde dozajı gittikçe artan neoliberal politikalar ve sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması dersek yanlış olmaz sanırım. Bu yaklaşımla kışkırtılmış bir sağlık talebi ile sağlığın üretim tüketim ilişkisi üzerinden piyasa malı haline getirilmesi hedeflenmiş ve büyük oranda da başarılmıştır. Halkın kendi kendine yetecek kadar sağlık bilgisine sahip olması ve koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi yerine en küçük bir rahatsızlıkta insanları hastanelere yönelten ve muayene sayılarını arttırmakla övünme dönemine girilmiştir artık. Oysa düşünülmesi gereken neden bu kadar insanı hasta ediyoruzdur. Sağlığı diğer bileşenlerinden bağımsız ele alamayız. Yoksulluk dengeli beslenememe, barınma koşullarının olumsuzluğu, katledilen doğa, kirletilen çevre, göç ve savaş vb. Hepsi sağlığı etkileyen faktörlerdir. Bu nedenle sağlığa ilişkin yaklaşım toplumsal refah ve toplumsal barışla birlikte ekolojiden demokrasiye kadar birlikte ele alınması gerekir.

Sözleşmeli personel durumuna ne diyorsunuz?

Her şeyden önce sağlığın ve eğitimin toplumsal bir düzen içinde kamu eliyle verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kamu eliyle götürülen işlerde çalışan kişilerinde kadrolu ya da güvenceli bir şekilde istihdam edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Sözleşmeli personel uygulaması ile murat edilen güvencesiz ve angarya çalışmadır. Biz buna karşıyız. Bu nedenle de sağlık kolunda çalışan herkesin sağlık personeli olarak değerlendirildiği iş güvenceli çalışma ortamı ve güvenceli ücret mücadelesi veriyoruz.

“HEKİM ÜCRETİ GİTTİKÇE ERİMİŞTİR”

Hastanelerde puan sisteminde yaşanan sıkıntılar nelerdir?

Hastanelerde uygulanan performans ya da puan uygulaması kabul edeceğimiz bir uygulama değildir. Bu uygulama ile temel ücret gittikçe erimiştir. Temel ücret yerine ne kadar çok hastaya bakma o kadar çok para hesabı getirilmiştir. Puan üzerinden alınan ücretlerin çok küçük bir kısmı (o da sadece hekimler için) emekliliğe yansımaktadır. Ayrıca bu ücretin güvencesi de yoktur. Hastane borçları ve yatırımları öncelikle ödenmektedir. Özellikle hekimler performans baskısı altında hastalara daha az süre ayırmaktadır. Bu da teşhislerin sağlıklı olmasını engellemektedir. Ya da tıp etiğine uygun olmayan uygulamalara rastlamaktayız, ihtiyaç olmadığı halde tetkik istemeler ya da cerrahi müdahaleler ciddi oranda artmıştır. Hekimlerdeki bu performans baskısı hekim dışı sağlık personelinin de iş yoğunluğunu 2-3 kat arttırmıştır. Sağlık personeli fazla röntgen çekmekte, fazla kan almakta daha fazla yatan hastaya bakmaktadır.

Doktorların hastalara bakma yönünde yarıştırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ücret konusuna yaklaşımımızdaki kriter insanca yaşamaya yetecek kadar ve emekliliğe yansıyan güvenceli ücrettir. Bu hekimler içinde tüm sağlık personeli içinde geçerlidir. Performans uygulamasının kaldırılması ve temel ücretin yaşanacak seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Bu konuda sağlık emek platformu adı altında birlikte mücadele yürüttüğümüz (SES. TTB. DEV SAĞLIK, HEMREL DERNE, TMRT DER RAD DER. EBELER DER VB) örgütlerle birlikte ortak oluşturduğumuz ücret skalalarını bakanlığa defalarca ilettik ve çok sayıda eylem etkinlik yaptık. Önümüzde bir TSM süreci var ve bu konuya ilişkin TSM taslağımız da son aşamaya getirildi. Ücret taleplerimiz orada daha da netleşecektir.

“ÜCRET VE GELECEK GÜVENCESİ SAĞLANMALI”

Yeni kurulacak hükümetten beklentileriniz nelerdir?

 Yeni kurulacak hükümetten en önemli beklentimiz sağlık alanında örgütlü emek ve meslek örgütlerinin görüşlerini alarak sağlık politikalarını belirlemeleridir. Bunun dışında dönüşüm adı altında piyasacı uygulamadan vazgeçmesidir. Sağlık emekçilerini ücret ve gelecek güvencesinin nasıl olacağına yine emekçilerin örgütleri ile birlikte karar vermesidir. Yeni kurulacak hükümet önceden olduğu gibi yandaş sendika yaratma yerine her sendikaya eşit mesafede olmalıdır. Çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için gerekli adımları atmalıdır.

Sağlık alanında ne gibi reformlara ihtiyaç vardır?

Sağlık alanında yapılacak en önemli reform sağlık bilgisinin toplumsallaşması için çalışmalar yürütülmesidir. Sağlık kurumlarının yerleri ihtiyaç göz önüne alınarak yapılması gerekir. Piyasa yerine toplumcu politikalar reformlar yapılmalıdır. Bunları da sağlık emekçilerinin örgütleri başta olmak üzere, hasta derneklerinden yerel yönetimlere kadar demokratik katılımcı mekanizmaları geliştirilerek oralardan çıkan politikalar hayata geçirilmelidir. Tümüyle ücretsiz olmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri öncelikle ele alınmalıdır.

Ümit Doğan Kimdir?

2014’te yapılan SES İzmir Şube genel kurulunda yönetime seçildim. Daha önce ses genel merkez yöneticiliği ve İstanbul’da şube başkanlığı yaptım. 36 yaşındayım. İzmir eğitim diş hastanesinde radyoloji teknisyeni olarak çalışıyorum. SES İzmir şubede eş başkan olarak yönetim kurulunda yer alıyorum.

SES’in mücadele ettiği alanlar

Emeğin, alın terimizin karşılığını almak

Demokratik normlara uygun bir sendika yasası,

Herkesin etkin şekilde sosyal güvenlik, iş güvenliği ve iş güvencesine sahip olması,

Kamu emekçilerini de kapsayan özgürlükçü, grev ve toplu sözleşmeli, ortak çalışanlar yasası,

İnsanca çalışma ve yaşam koşulları,

Meslek ve özlük haklarımız,

Herkese ulaşılabilir, ücretsiz, etkin bir sağlık ve sosyal hizmet,

Yaşamın her alanında barış ve demokrasi,

Herkese siyasete katılma ve özgürce siyasi faaliyette bulunma hakkı,

Cinsiyet ayrımcılığın yaşamın her alanında son bulması ve eşitliğin sağlanması,

Ekolojik denge ve çevrenin korunması,

SES nedir?

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Merkezi Ankara'da olan bir sivil toplum kuruluşudur. Kısa adıyla SES, sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda örgütlü bir sendika olup, buralarda görev yapan tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin (Hekim, Hemşire, Ebe, Sağlık Memuru, Yardımcı Hizmetli, Genel İdare Hizmetli (memur) Teknik Personel, Laborant, Diş Hekimi, Eczacı, Diyetisyen, Psikolog, Fizyoterapist, Öğretmen, Sosyal Hizmet Uzmanı, Biyolog, Kimyager, Odyometrist vb.) üye olabildiği bir sendikadır. SES, 1990'lı yılların başlarında kurulan Tüm Sağlık - Sen, Genel Sağlık - İş, Sağlık - Sen ve Sosyal Hizmet - Sen Sendikalarının birleşmesi ile 1 Ağustos 1996 tarihinde kurulmuştur. KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), PSI (Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu), ICFTU (Dünya Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu) ve ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) üyesi olan SES, 70 ilde örgütlü bulunmaktadır. SES, sağlık hizmetlerinin eşit, ücretsiz ve nitelikli sunulması gerektiğini savunarak, aile hekimliği kavramına da karşı çıkmakta, sağlık ocaklarının kapatılmaması gerektiği söylemini yürütmektedir. Birçok broşür ve bültenin yanı sıra, SES’in aylık bir dergi yayını da bulunmakta, sağlık ve sosyal hizmet personeline eğitim çalışmaları yapmaktadır.

 

Haber Merkezi