“Günümüzde yüzeysel ilişkiler tercih ediliyor”

Uzman Psikolog Merve Ulcay ile ilişkilerde yaşanan sorunları üzerine konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 31.08.2015 07:17
  • Güncelleme Tarihi : 31.08.2015 07:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Günümüzde yüzeysel ilişkiler tercih ediliyor”

Tüketim çılgınlığının yaşandığı bu dönemde her şeyi çok hızlı tüketiyoruz. Elimizdeki telefon ihtiyaçlarımızı karşılamasına rağmen bir üst modelini almak için can atıyoruz. Çok beğenerek aldığımız kıyafetin modası geçmesiyle onu gardırobumuzun bir köşesine itiyoruz. Hep daha iyisinin hep daha güzelinin peşinde koşuyoruz. Bu durum tabii ki de sadece maddi hayatımızla ilgili sonuçlar doğurmadı duygusal hayatımızda bundan etkilendi. Aşklarımızı da daha hızlı tüketir olduk. Evlilikler çok kısa sürede son buluyor ya da aldatmalara gidebiliyor. Aldatma oranları ise son zamanlarda hızla artış göstermiş durumda. Aldatma denilince akla erkekler gelse de kadınların aldatma oranları hafife alınmayacak kadar yüksek. Bu konuları konuşmak için Uzman Psikolog Aile Danışmanı Merve Ulcay ile buluştuk. Genç, dinamik ve güler yüzüyle dikkat çeken Ulcay, ilişkilerin dinamikleri hakkında bize bilgi verdi.

Bir ilişkide iki tarafı da aldatmaya götüren etkenler nedir?

İlişkiler,  sevgi, bağlılık, ilgi, saygı, güven, cinsellik gibi ihtiyaçlar üzerine kuruluyor. Fakat süre giden ilişkideki herhangi bir pürüz, ihtiyaçların doyurulmaması bu ihtiyaçları başka yerde aramaya itiyor. Aldatma söz konusu ise süre giden ilişkideki tartışılmayan, söz konusu dahi edilmeyen belki aldatan kişinin var olan ilişkisindeki problemi fark edememesi üzerine bilinçli veya bilinçsiz bunu dışarı da gidermeye çalışıyor. Açıkçası belki de aldatma söz konusu ise aldatan ve aldatılan kişilerin ilişkilerini sorgulamaları, ilişkilerindeki tatmin etmeyen noktaları, problemin ne olduğuna dair düşünmelerine sevk etmesi daha yapıcı bir problem çözümü olabilir. Tabi bu aldatmadan önce sorgulanması gereken şeyler. Kişi ne kadar kendinin farkında olursa ve kendi ihtiyaçlarını bilirse aldatma olasılığı da o kadar az olur diye düşünüyorum. Çoğunlukla aldatma/aldatılmadan sonra ilişkiler sorgulanmıyor sadece aldatma davranışı üzerine odaklanılıyor ve karşılıklı bir savaş başlıyor. İletişimdeki problemler aldatma sorununun çözümünde de boy gösteriyor. Uzaktaki birine sesimizi duyurmak için bağırmaz mıyız? Çiftlerde birbirlerine uzaklaştıkları için sesler yükseliyor, suçlamalar artıyor. Bu süreçte etkin bir iletişim kurabilmek adına psikolojik destek alınması daha sağlıklı olacaktır.

“ERKEKLERİN ALDATMASI TOPLUMDA MEŞRULAŞTIRILMIŞ”

Aldatma deyince ilk önce erkekler akla geliyor. Neden?

Sosyokültürel anlamda erkek egemenliğinde olan bir toplumuz. Erkeklerin her şeyi yapabileceği ve belki de söz konusu aldatma olunca da sosyal çevresinde bununla övündüğünü, bir ‘meziyet’ olarak anlatıldığını görüyoruz. Toplumumuzda yaygın olarak ‘erkek adam yapar.’ öğretisi aldatma davranışını daha meşrulaştırmış oluyor ve bir övünç haline bile getirilebiliyor. Kadınlarda ise durum bunun tam tersi. Kadınların aldatması sosyal çevreleri tarafından dışlanmasına, ‘kötü kadın’ olarak etiketlemesine neden olmaktadır. Bu yüzden kadının aldatma olasılığının olduğu akla getirilmek bile istenmiyor. Bunun yanı sıra cinselliğin erkeğin bir gereksinimi olduğuna inanılması aldatma deyince ilk önce erkeklerin aklına gelmesine neden oluyor.

Erkekler aldattığında yakalanma ihtimalleri daha fazla söz konusu. Kadınlar ise çok zor yakalanıyor bunu neye bağlıyorsunuz?

Bu sorunuz bana Cem Yılmaz’ın bir gösterisindeki ‘yalancı yalan söyleyemeyene denir’ esprisini hatırlattı. Kültürel açıdan açıklayacak olursak kadınların küçük yaştan itibaren kendi hayatını, cinselliğini kapalı yaşamak zorunda kaldığı, kendini korumak için yıllar yılı geliştirdiği bir özellik olabileceğini söyleyebilirim.

Bir kadını aldatmaya iten sebepler nedir?

Bunu sadece kadın olarak ele almak çok doğru değil. Kadın ve erkek içinde benzer sebepler teşkil etmektedir. İlişkiden doyum alamama, beklentilerin karşılanmaması, artık ilişkide kurlaşma olmaması, sadece gündelik sıkıntılar üzerine iletişim kurulması, anlaşılmama, saygı, sevgi ve ilgi ihtiyacının karşılanmaması gibi birçok sebep sıralanabilir. Aldatma davranışı bir ilişkide kadın veya erkek olsun fark etmez doğru iletişim kuramamanın bir sonucu olduğunu söyleyebilirim. Doğru iletişim kuramama, ilişkideki yaşadığı sorunları fark edip konuşamaması aldatma davranışıyla dile geliyor. Fakat tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok.

“ALDATILMA AĞIR TRAVMA”

Peki aldatmadan sonra eşler yakalandı diyelim iki taraf içinde nasıl bir durum başlıyor?

Zor bir süreç. Aldatma/ Aldatılma evlilikte bir travmaya dönüşebilir. Bununla birlikte kişiler detssb(travma sonrası stres bozukluğu), depresyon veya anksiyete (kaygı) bozuklukları gibi ruhsal sorunlar ortaya çıkabilir. Yoğun bir şekilde değersizlik, suçluluk, yetersizlik, güvensizlik gibi duygular yaşanabiliyor.

Çoğunlukla aldatan kişi yoğun bir vicdani rahatsızlık duymaktadır. Bu süreçte genellikle gördüğümüz aldatılan kişi sürekli ayrıntıları öğrenmek istiyor. Aldatılan kişinin zihninde hep ‘nasıl bir ilişkileri oldu acaba?’, ‘benimle yaşadığı şeyleri O’nun la da yaşadı mı?’ diye soru işaretleri geçiyor. Yani ilişkinin niteliğini merak ediyor. Fakat bu ayrıntıları öğrenmek soru işaretlerini gidermekten ziyade her zaman yeni soruların ortaya çıkmasına neden oluyor ve kısır döngü başlıyor. Daha içinden çıkılmaz ve yaralayıcı oluyor.  Cevabı aranması gereken sorular ‘biz şuanda ne yaşıyoruz?’,  ‘Bundan sonrası için nasıl bir yol izleyeceğiz?’ sorularıdır. Çiftler ilişkilerindeki sorunları yakalayıp beklentilerde uzlaşma noktasına vardığında ilişkiler devam ediyor. Fakat çiftler beklentilerin uyuşmadığı konusunda da bir uzlaşma sağlayabiliyor ve ayrılma kararı alabiliyorlar. Bazen de bir taraf beklentilerinin artık karşılanmadığını görüyor ve ayrılma konusunda sadece bir tarafın istekliliği olabiliyor. Tabi böyle bir ilişkiyi yürütmek çok kolay değil, ilişki dediğimiz olgun iki kişiliktir ve buda ayrılıkla sonuçlanıyor.

Birine bağlanmaktan korkan çok fazla insan var. Bir yandan da acı çekiyorlar, kafaları karışık. Bu kişilere siz ne tavsiye edersiniz?

Bağlanma beraberinde birçok duyguyu da yaşatabilir. Kızgınlık, kırgınlık, üzüntü, sevinç, aşk gibi duygular. Bağlanmak bütün bu duyguları yaşamayı göze almak demektir. Bu açıdan bakıldığında bağlanmak bir risk teşkil etmektedir.  Günümüzde biraz daha izole bir hayat yaşandığını, zarar görmemek adına bütün duygulardan kaçınıldığını görüyoruz. Bu yüzden yüzeysel ilişkiler yaşanıyor. Bağlanmaktan korkmak sıkça görülen bir durumdur. Kişinin bağlanılan kişi (dostluklar vs) veya ilgi alanlarını arttırması birinin yokluğunda ortaya çıkan bocalamayı daha kolay baş edilebilmesini sağlayabilir. Bağlanamama, güvensizlik gibi sorunlar bireyin gelişim süreçlerinde karşılaşılan sorunlardan da kaynaklanabilmektedir. Bu sorunların çözümlenmesi adına bireysel veya grupla psikolojik danışmaya başvurulması gerekmektedir.

 “İLİŞKİDE CİNSELLİK BİR YAPI TAŞIDIR”

Evlilikte cinselliğin rolü ne? İki tarafı birbirine ne kadar bağlıyor?

Kadın ve erkeğin yetiştirilme tarzındaki farklılıklardan yola çıkarak evlilikte cinselliğin rahatlıkla yaşanıyor olabilmesi cinsiyete göre değişiyor. 2 yaşındaki küçük bir kıza bile ‘bacağını ört, hanım hanım otur’ gibi öğretiler verilirken erkek çocukların cinsel organını göstermesi alkışlarla karşılanıyor. Hal böyle iken evlenen kadın ve erkeğin cinselliğe verdikleri önemde talebi de değişiyor. Halen cinselliğin erkeklerin doyum aldığı, kadının ise görevi olduğunu düşünen kesim ciddi oranda fazla. Evlilikte cinsellik azaldıkça çiftler birbirine yabancılaşıyor. Evlilikte cinsellik, çiftleri birbirine yakınlaştıran, paylaşımı arttıran bir roldedir. Evlilikte cinsellik bir görev değil doyum sağlamanın bir aracı olarak görülmeli. Cinsellik yaşanırken iki tarafın birbirine karşı beklentilerini ve isteklerini aktarabilmesi çok önemlidir. İletişim ilişkide her alanda olduğu gibi cinsellikte de bir yapı taşıdır.

Merve Ulcay Kimdir?

Uzman Psikolog Merve ULCAY, Ege üniversitesinde lisans ve yüksek lisans (master) eğitimini 2011 yılındı tamamladı. Dr. Abdülkadir Özbek Psikodrama Enstitüsünden Psikodrama Asistanlığı sertifikasını aldı. Aile Danışmanları adaylarına uygulama eğitimi (süpervizyon) vermektedir.

 

 

Haber Merkezi