Şifa’dan organ bağışına çağrı

Şifa Üniversitesi Organ Nakil Merkezi; 3-9 Kasım Organ Bağış Haftası etkinlikleri kapsamında organ nakli olan hastalarla, organ bekleyen hasta ve yakınlarını “Şifa'nın El Uzattıkları” konulu etkinlikte bir araya getirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.11.2015 08:45
  • Güncelleme Tarihi : 05.11.2015 08:45
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şifa’dan organ bağışına çağrı

TANER UYANIKER

Şifa Üniversitesi Organ Nakil Merkezi’nin düzenlediği 'Şifa'nın El Uzattıkları' konulu etkinlik Şifa Üniversitesi Rektörlüğü’nde gerçekleştirildi. Etkinlikte organ nakli olan hastalarla, organ bekleyen hasta ve yakınları bir araya geldi. Konferansa Şifa Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Ateş, Şifa Üniversitesi Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Prof.Dr. Hasan Kaplan, Ege Ajans Müdürü Yrd.Doç.Dr. Oğuzhan Kavaklı, İzmir’deki hastanelerin organ nakil koordinatörleri, organ nakil cerrahları, doktorlar, akademisyenler ve diyaliz hemşireleri de katıldı. Konferansta organ nakil işlemi gerçekleşen ve bekleyen hastaları anlatan kısa bir film gösterimi yapıldı.

Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Prof. Hasan Kaplan organ bağışının önemine değindiği konuşmasında şunları söyledi: “1988 yılından beri organ nakliyle uzaktan yakından ilgileniyorum. 1994 yılından beri 300 böbrek organ naklinin içinde yer aldım. Alınması hazırlanması ve takılmasında bulundum. Kurduğumuz ekiple ülkenin ve Avrupa’nın en iyi karaciğer ekibi olduğumuz dönemler oldu. Türkiye’de karaciğer naklinin yayılması için çalışmalarımız oldu. Organ nakli fedakarlık ister. Gece gündüz çalışmak ister. Tatil yapamazsınız hastayı yalnız bırakamazsınız. Non-stop çalışmak ve nakil yaptığınız hastanıza her an ulaşabilecek mesafede kalmak zorundasınız.”

“ORGAN BAĞIŞ SAYICI ÜZÜCܔ

Organ bağışında insanlarla iyi iletişim kurmanın önemine değinen Kaplan, son zamanlarda ki organ bağışına yönelik rakamlar verdi. Kaplan, “İnsanlarla iyi iletişim sağlayamazsanız organ bağışı da elde edemiyorsunuz. Karşınızdaki insanda iyi bir izlenim oluşturmanız gerekiyor. Onlara iyi bilgi vermelisiniz tüm aşamaları birlikte yönetmelisiniz. Ülkemizde 2014 yılında yoğun bakımlardan 1816 beyin ölümü deklere edilmiş, ancak bunların 407’sinin organları bağışlanmış. Yani yüzde 25’i altında organ bağışı gerçekleşmiş. Bu biraz üzücüdür. Organ bağışını arttırmak için halkı biraz bilinçlendirmemiz lazım. Maalesef organın başka kaynağı yok, tek kaynağı var o da insandır. Organ bağışını artırmak için, sokaklarda, camilerde, okullarda ve medyada bu konu konuşulmalı ve insanlar bilinçlendirilmelidir” dedi.

“HERKESE EL UZATMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Ege Ajans Müdürü Yrd.Doç.Dr. Oğuzhan Kavaklı da bugüne kadar birçok organ bağış kampanyası yürüttüğünü belirterek, bu konuda herkesle el ele vererek çalışmaya gayret ettiklerini söyledi. Yapılan çalışmaların her zaman olumlu sonuçlar verdiğini sözlerine ekleyen Kavaklı, “Biz bir dönem Ege Üniversitesi’nde ciddi bir organ bağışı kampanyası yürütmüştük ve o dönemde Türkiye’de yapılan bağışların yüzde 56’sı Ege Üniversitesi’nde gerçekleşmişti” diye konuştu.

Türkiye’nin tıpta Avrupa ve Amerika ile boy ölçüşecek durumda olduğunu belirten Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş, “Dünyanın gelişmiş ülkelerinden yapılan her işlem, Türkiye’de de büyük bir başarı ile gerçekleşiyor. Yani dünyada ne yapılıyorsa Türkiye’de aynı oranda yapılıyor. Türkiye’de sanatsal anlamada en güzel uygulamalar yapılıyor. Ülkemiz için bu çok önemli ve sevindirici durumu hocalarımız bize göstermektedir” şeklinde konuştu.

“SAĞLIKÇILAR İLETİŞİM EĞİTİMİ ALSIN”

Sağlıkta en önemli noktalardan birisinin her sağlık çalışanının iletişim eğitimi alması gerekliliği olduğunu vurgulayan Ateş, “Yoğun bakıma giren çıkan arkadaşlarımıza güler yüz gösterilmesi ya da beyin ölümü gerçekleşen hasta yakınlarına farklı bir değerlendirme yapmak gerekir. Kapıdaki, otoparktaki arkadaştan Başhekime kadar herkesin güler yüz göstermesi gerekiyor. Bize hep problemli sıkıntılı insanlar gelir. Ben yılardır buradayım ve şeker şerbet birilerinin geldiğini görmedim. Hep sıkıntılı insanlarla muhatap olursunuz bu insanların sıkıntılarını gidermek empati yaparak kendi kardeşimiz, anne babamız gibi görüp yardımcı olmamız gerekir. Sivil toplum örgütleri, üniversiteler,  medya olarak bu farkındalığı arttırmalıyız. Hollywood filmliğinin 4’te birinde bir sağlık teması işleniyor. Bizde, bu durumu pozitif mobbingle yaygınlaştırmamız gerekiyor. Herkese bunun önemini anlatmamız gerekmektedir” dedi.

“ORGANLARINIZI TOPRAĞA DEĞİL, HAYATA BAĞIŞLAYIN”

Konuşmalardan sonra söz hakkı verilen organ bağışı olmuş ve bekleyen hastalar duygu ve düşüncelerini paylaştı. Bundan 4,5 yıl önce böbrek nakli olan Hakan Basri Şekerkarar, “Organlarınızı toprağa değil, hayata bağışlayın” diyerek salondan büyük alkış aldı. 12 yaşındaki oğlu Hakan Yusuf Bilir; 70 yaşındaki bir bağışçının böbreği ile hayata tutunan anne Nebahat Bilir de oğlunu salondakilere göstererek, “Hangi vicdan bu çocuğu toprağa vermeye razı olurdu. 70 yaşındaki bağışçımızı rahmetle anıyorum. Kendisini tanımıyoruz ama 70 yaşında bir fidan dikti; 12 yaşındaki oğluma can suyunu verdi” diye konuştu.

Organ bekleyen diğer hastalar da duygularını dile getirerek;  bir an önce organ bulup, hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam etmek istediklerini söylediler. Konuşmaların ardından katılımcılar hep birlikte Şifa Üniversitesi önüne çıkarak, dilek balonlarını gökyüzüne bıraktılar.

Haber Merkezi