“O rektör onursuzca koltuğunda oturacak mı?”

MHP Lideri Devlet Bahçeli Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir'deki Ege Üniversitesi'nde PKK'nın üs kurduğunu belirterek “Fakülte koridorları sanki Kandil'deki mağaralar gibi”  dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.02.2015 08:57
  • Güncelleme Tarihi : 25.02.2015 08:57
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“O rektör onursuzca koltuğunda oturacak mı?”

SAMİ GÖKÇE/ANKARA

MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin meclis grup toplantısındaki konuşmasına Hocalı Katliamı ve Ermeni İşgali ile başladı. MHP Lideri, 23 yıl önce Dağlık Karabağ’ın Hocalı kasabasında tarihe kara bir leke gibi geçen soykırım yaşandığını belirterek  “1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gecesinden itibaren, Azerbaycan Türklüğü çok ağır, çok vahşi bir yıkıma maruz kalmıştır. Hocalı soykırımında 106’sı kadın, 63’ü çocuk olmak üzere 613 soydaşımız şehit edilmiştir.487 soydaşımız ağır yaralanmış, bin 275’i de rehin alınmıştır. 150 kardeşimizin akıbeti ise hala meçhuldür. Yıllardan beri soykırım masalı anlatan, uyduruk iddialarını yalan ve iftira üzerine bina eden Ermeni diasporası milletimize yönelik intikam hevesinden hiç vazgeçmemiştir” dedi.

“GERGİNLİK AYLARDIR SÜRÜYOR”

Devlet Bahçeli geçen hafta PKK'lı öğrenci grupları tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü iddia edilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu da unutmadı. Duyguları ifade etmek için kelimelerin kifayetsiz kaldığını söyleyen Bahçeli  “Kaybettiğimiz gencecik, pırıl pırıl bir çocuğumuzdur. Düşünüyorum da, ne çok ölüyor, ne çok üzülüyoruz? 46 yıldır tabutlar omuzlardan inmiyor, 46 yıldır şehitlerimizin, gözyaşlarının ardı arkası kesilmiyor. Geçen yıl Yusufiyeli Cengiz Akyıldız’dan sonra, bu yıl da Fırat evladımızı ebediyete uğurlamak hiçbirimiz için kolay olmamıştır. Fakat bunu da aşacağız. Biz ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez’ demeyi sürdürecek, tarafımızı ve duruşumuzu hiç gevşetmeden ülkülerimize yıldırım hızıyla koşacağız. Bundan en ufak kuşkum yoktur. PKK’lı katiller Ege Üniversitesi’ne üst kurmuş, her yerine yuvalanmıştır. Aylardır süren gerilim ve gerginlik üniversitede huzur bırakmamıştır. Üniversite yönetimi uyumuş veya sorunları ağırdan almıştır. İl valisi ve emniyet güçleri güvenlikle ilgili şikâyet ve beklentileri karşılayamamıştır. Fakülte koridorları sanki Kandil’deki mağaralar gibidir. PKK’nın şehir uzantıları Milliyetçi-Ülkücü gençleri hiç durmadan tahrik etmişler, kesintisiz kavga ve karışıklık ortamı yaratmaya çalışmışlardır. Fırat evladımızı şehit eden katil, dikkat edin, bu hunharca eylemi herkesin gözü önünde yapmıştır. Yaklaşık 45 dakika ambulans gelmemiştir. Fırat sere serpe yerde yatarken hiçbir insan evladı, hiçbir vicdan sahibi ilk yardımda bulunmamış, bulunmaya çalışan arkadaşları da güvenlik çemberini aşamamıştır. Anlayacağınız bir evladımız göz göre göre ölüme terk edilmiştir” diye konuştu.

“AMBULANS NEDEN GEÇ GELDİ?”

Konuşmasında Ege Üniversitesi Rektörü'nü eleştiren Bahçeli “Rektör ne iş yapmakta, neye yaramakta, neyle uğraşmaktadır? Öğrencisi öldürülen bir Rektör koltuğunda oturmayı hala onursuzca sürdürecek midir? Olay mahallinde görevli polisler can çekişen bir gencimize hangi saiklerle el uzatmamıştır? Ve ambulansın gelmesi niçin bu kadar gecikmiştir? Bu sorularımıza doyurucu, makul ve vicdani cevap duymak en doğal arzu ve beklentimizdir ”dedi.

Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:

“Ege Üniversitesi Senatosu hunhar saldırıdan sonra bir açıklama yapmış, ahlaksızca tavır takınmıştır. Bu kapsamda PKK’lıların saldırısı öğrenciler arasındaki bir anlaşmazlık şeklinde gösterilmiş, tüm güvenlik tedbirlerinin alındığı ileri sürülmüştür. Ege Üniversitesi’nde bir öğrenci anlaşmazlığı falan değil, dağ eğitiminden geçmiş, öldürmeye programlanmış, kan tutkunu bölücü militanların kanlı eylemi yaşanmıştır. Gerçekleri çarpıtmak, doğruları saptırmak kimseye, hele ki Rektöre ve bilim insanlarına bir fayda sağlayamayacaktır.

Bunun yanında, Fırat’ımızın şehit olduğu terörist saldırısı medyada karşıt görüşlü öğrencilerin çatışması olarak servis edilmiştir. Karşıtlı görüşlü demek, iki gurubun eşitlenmesi, terazinin iki kefesine ayrı ayrı koyulması demektir. Daha önce söyledim, yine söylüyorum; üniversitelerde karşıt görüşlü öğrencilerin değil, PKK’lıların saldırı ve provokasyonu vardır ve bunun sorumlusu da aciz Başbakan ve sünepe Hükümeti’dir. Teröristler ne zamandan beri görüş sahibi olmuştur? Katiller ne zamandır görüş ve fikir sahibi haline gelmiştir? Karşıt görüşlü uydurmasını hayasızca kamuoyuna servis edenler, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i ne zannetmektedir? Biz susarsak, biz durursak, biz alttan alırsak mesele kalmayacak, bu mu istenmektedir? Hadi biz sustuk diyelim, peki tarih susar mı, vicdan susar mı, millet durur mu? Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e hiç kimse istikamet çizemeyecektir.

İzmir’de sadece Fırat’a değil, topyekûn Türk gençliğine saldırılmıştır. İzmir’de sadece Fırat değil, insanlık bıçaklanmış, insani değerler biçilmiştir. Fırat’a inen bıçak gençliğin umutlarını perdelemiş; güvenlik, demokrasi, özgürlük, eğitim ve yaşama hakkına ağır bir darbe indirmiştir. Şurası tartışmasızdır ki, AKP-PKK ortaklığı Fırat’ın cinayetine açıktan hizmet etmiştir. Hükümet’in Kandil’de sıktığı, Ankara ve İmralı’da tuttuğu kirli ve lanetli eller İzmir’de bıçağa sarılmış, Fırat’ı kurban seçmiştir.”

Haber Merkezi