Sayfa Yükleniyor...
Uzm.Dr. Onur Oral, mevsimsel geçişlerde bireylerde yaşanabilecek virütik kaynaklı hastalıklara dikkat çekti. Oral, mevsim geçişlerin vazgeçilmezi olan gribe karşı korunma yolları hakkında bilgilendirmede bulundu
ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL HABER
Mevsimsel geçişlerin gribal hastalıklara zemin hazırladığını belirten Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Uzm.Dr. Onur Oral, “Mevsimsel Grip özellikle mevsim geçişlerinde sık görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Genelde yaz aylarından sonbahar aylarına geçtiğimiz aylarda görülür. Mevsimsel grip hastalığı influenza olarak adlandırılır. Toplumun her kesimini etkiler. Bağışıklık sistemi zayıf kişileri daha çok etkiler. Sağlıklı yaşamdan uzak kişilerde daha görülür. Oldukça etkilidir. Sosyal yapılaşmanın kalabalık olduğu kesimlerde hızlı yayılma eğilimi gösterir. Bu anlamda kapalı ortamlarda çalışan kişilerde ve toplu taşıma araçlarını kullananlarda mevsimsel grip hastalığı daha fazla görülecektir. Bu virüsün bulaşma yolu kolay olduğu için kişiler arası geçişi oldukça kolaydır. Kişi, bu virüsü karşıdaki kişilerden alır. Damlacık enfeksiyonu olarak adlandırılan kişinin soluması ile bulaşır. Bu virüsü aldıktan 1-4 gün içerisinde etkisi görülür. Bu hastalıkta en başta görülen rahatsızlık ateşlenmedir. Kişide ateşlenme olur. 38 Derece civarında vücut ısısı seyir eder. Bu ateşe üşüme ve titreme eşlik eder. Hastada genel bir halsizlik ve bitkinlik hali oluşur. Bu bitkinlik halinden sonra kuru öksürük meydana gelir. Öksürük hissini boğaz ağrısı tetiklemektedir. Boğazda yanma, batma ve ağrı hissi olacaktır. Özellikle kulak-burun-boğaz bölgelerinde yoğun olarak hissedilen bir virütik hastalıktır. Bu semptomları akabinde burun akıntısı takip eder. Bazı vakalarda burun akıntısı ile beraber burun tıkanıklığı, nefes almada zorluk ortaya çıkar. Pek çok vakada baş ağrısı bulunan bir semptomdur. Virütük enfeksiyonun başladığının göstergesidir. Bununla beraber kas ve eklem ağrısı harekette zorluk, bitkinlik meydana gelir. Bazı bireylerde mevsimsel grip isal ile birlikte seyredebilir. Buna karın ağrısı eşlik eder. Klinik tabloda kişi hapşırma ve iştahsızlık hali de yaşar. Hapşırma ile birlikte virüslerin çevreye yayılması söz konusu olacaktır. Bu hastalığa çocuklarda özellikle dikkat etmek gerekir. Çocuklarda ishal ve kusma meydana gelebilir. Bu durum çocuklarda metabolik etkene sebep olacaktır. Şikayetler genellikle 7-10 gün arası sürer. Daha sonra uygun tedavi ve istirahatle kişiler sağlığına kavuşur” dedi.
NASIL KORUNABİLİRİZ?
Mevsimsel Grip hastalığından korunmanın yollarını sıralayan Uzm.Dr. Onur Oral, “Vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için; beslenmenin dengeli ve yeterli olması gerekir. Beslenme dendiğinden aklımıza ilk gelecek olan nokta; karbonhidrat, protein ve yağların yeterli alınması bununla beraber vitamin ve mineral açısından zengin olan sebze ve meyvelerin tüketimi önemlidir. Ne kadar doğal beslenirse vücudun bağışıklık sistemi daha kuvvetlenir. Bu anlamda sonbahar ve kış aylarında C,A,E,B vitamini içeren sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerekir. Bununla beraber Selenyum, Çinko gibi mineralleri içeren gıdaların tüketilmesi önemlidir. Beslenme ile birlikte en önemli durum su tüketiminin yeterli olması gereklidir. Vücudun temizlenmesin ve toksik maddelerin vücuttan atılması su aktif rol oynar. Su tüketimi günde en az 3 litre olarak yapılmalıdır. Bu şekilde vücudun kendi kendini temizlemesi ve sağlıklı çalışması gerçekleşecektir. Toplu taşıma, kapalı alanlar gibi kalabalık ve havasız ortamlarda genel temizlik kurallarına uymak gerekir. Mevcut Koronavirüs Pandemisi nedeniyle bu konularda hassasiyet hat safhada uygulanmalıdır. Koronavirüsün de virütik bir hastalık olduğu düşünüldüğünde bu pandemiden korunmak için uygulanan yöntemlerin mevsimsel grip içinde geçerli olacağını belirtmek gerekir” diye konuştu.
DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTE YAPIN
Oral sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Mevsimsel gribin önlemek için yapılacak bir başka uygulamada düzenli fiziksel aktivitedir. Sporun bir tedavi yöntemi olduğu artık bilinmektedir. Metabolizmada birçok problemin önüne geçtiği aşikardır. Fiziksel aktivite ile birlikte bağışıklığın kuvvetlendiği de tespit edilmiştir. Düzenli fizikte yapılabilecek en basit hareket düzenli yapılacak yürüyüşlerdir. Bununla beraber koşma, yüzme ve bisiklet aktiviteleri yapılabilir. Bu tip çalışmalarla kalp atış hızının artması, kan dolaşımının artması sağlanır. Özellikle akciğerde oksijen alış-veriş hızın artması gerçekleşir. Kişi virütik hastalıklara karşı daha korunmalı hale gelir”
Haber Merkezi