- Siyaset
- 19.04.2025 23:32
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, çok başlı yönetimin Türk toplumuna uygun olmadığını ve tek başlı yönetimle tarihte büyük zaferleri kazanıldığını söyledi
Ensar Vakfı Selendi Şubesi tarafından organize edilen başkanlık sistemi ve yeni anayasa seminerine AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk konuşmacı olarak katıldı.
Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemini anlatan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, çok başlı yönetimin Türk toplumuna uygun olmadığını ve tek başlı yönetimle tarihte büyük zaferler kazanıldığını dile getirdi. Külünk, "Başkanlık sisteminde ise yasama ve yürütme birbirinden kesin hatlarla ayrılır. Başkan ayrı seçilir. Yasama ayrı seçilir. Çok başlı yönetim Türk toplumuna uygun değildir. Biz tek başlı yönetimle tarihte büyük zaferleri kazanmış bir milletiz. Siyasal sistemin tek başlılığa dönüşmesi elzemdir. Bunu da ancak Recep Tayyip Erdoğan karakterinde, toplumun güvendiği bir liderle başarabiliriz. Sayın Erdoğan bizim stratejik gücümüzdür. Bizim çizgimiz; insan, iman, İslam, millet, ülke, devlet ve insanlık merkezlidir. Bu çizgide herkesin barış içinde yaşayacağı insan yetiştirme çabasına her yerde ihtiyaç var. Bu anlamda her ferdin üzerine düşen sorumluğunu yerine getirmesi lazım. Türkiyenin bu sitemle 2023 hedeflerine yürüyebilmesi mümkün değil. Sistem tıkandı. Hedefimiz küresel güç olacak bir Türkiyedir. Siyasi, iktisadi ve askeri anlamda yeryüzünün en güçlü ülkelerinden biri olma mücadelesidir. Bu anayasa milletle ait değildir. Milletin beklentilerini karşılayan bir anayasa değildir, Başkanlık sistemi geldiğinde Türkiyede siyasi partiler mevcudiyetlerini devam ettirecek. Çünkü başkanlık sitemi demokratik sistemin kendisidir. Sistemin meşruiyetinin bulduğu yer sandıktır. Meşruiyet sandık üzerinden sağlanıyorsa, sandığın vazgeçilmezi de siyasi partilerdir. Başkanlık sisteminde de meşruiyet siyasi partilerin programları üzerinden toplumsal zeminde buldukları karşılığın sandığa yansımasıyla ortaya çıkacaktır. Partiler demokrasinin vazgeçilmezidir" şeklinde konuştu.
BU MİLLETİN TARİHİNDE DİKTATÖR YOKTUR
Külünk, diktatörlük tartışmasının arkasındaki asıl sebebin sistem değişiminin kilitlenmek istenmesi olduğunu anlatarak şunları söyledi:
"Halkın kararlılığını enterne etmek istiyorlar. Demokrasilerde meşruiyet sandık üzerinden sağlanır. Sandıktan meşruiyetini kazanmayan kimse iktidar olamaz. Sandıkla gelen sandıkla gider. Bu milletin tarihinde diktatör yoktur, Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Bu sözleşme üzerinden millet devlete istikamet belirler. Millet devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini ifade eder. Bir başka organ bu yetkinin kullanımı üzerinde vesayet inşa edemez. Bu ülkede Danıştay meclisin iradesini dışlayarak içtihat yaptı. Bütün bunları da anayasal meşruiyet ve hukukun üstünlüğü kavramlarının arkasına saklanarak yaptı. Bize göre, egemenlik millete aittir. Milletin egemenliğinin üzerinde hiçbir organ vesayet hakkına sahip değildir. Başkanlık sisteminde, başkanı denetleyen organ parlamentodur. Başkan da parlamentoya karşı güçtür. Çünkü ikisinin de ortak hesap verdiği halktır. Başkanlık sisteminde fren mekanizması vardır. Başkan parlamentodan geçen kanunları uygulamak zorundadır. Başkanı da denetleyen bir yasama organı vardır." (İHA/MANİSA)