Astana’nın ayrıntıları

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının güvelik, garanti, toprak, diğer konulardaki hassasiyeti bizim hassasiyetimizdir. Astana’ya ABD’yi davet edeceğiz. YPG masada olmayacak” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 16.01.2017 08:35
  • Güncelleme Tarihi : 16.01.2017 08:35
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Astana’nın ayrıntıları haberinin görseli

9. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Bakan Çavuşoğlu basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Astana Süreci’ne ABD’yi kimin davet edeceği ve “Cenevre’de önemli görüşmeler vardı, Cenevre’de konuşulan konulardan bahsetmenizi isterim, sizce bir umut var mı? Türkiye burada bir takvim öngörüyor mu? Rum tarafının haritaları basına yansıdı, bu haritalarda da Güzel Yalı, Karpaz’ın bir bölümünün talep edildiği görülüyor doğru mudur? Türkiye bu konuda ne düşünüyor?” soruları üzerine Bakan Çavuşoğlu, “Biz Rusya ile bir süreç başlattık ve buradan da netice aldık, Halep’ten insanların kurtarılması, ateşkesin ülke geneline yayılması ve siyasi sürece geçilmesi. Evet epeyse ihlaller var, ihlallere baktığımız zamanda büyük oranla rejimin ve rejimin yanındaki diğer grupların ihlal ettiğini görüyoruz ama süreç zor da olsa devam ediyor. Şimdi Astana Süreci’ne doğru gidiyoruz, buraya kimler katılacak? Şu ana kadar BM ve ABD’nin katılması konusunda hemfikiriz ve daveti de birlikte yapacağız. Uzmanlarımız Moskova’daydı, bu sefer İran’da katıldı toplantılarımıza ve burada Astana Süreci nasıl olacak? Kimler gelecek? Muhalefetten kimler olacak? Başka ülkeler katılsın mı katılmasın mı? Bunların hepsi değerlendiriliyor. Biz prensip olarak katkı sağlayabilecek kurum ve ülkelerin katılmasından yanayız. Sadece ben de oradaydım demek için bir ülkenin katılması ya da davet edilmesi doğru değildir. Muhalefetin de gerçek muhalefet olması lazım, sözde muhalefet olmaması lazım. Sözde muhalefet demek zaten rejim yanlısı olmak demek. O zaman rejim tarafından müzakerelere katılmasının da bir mahsuru yok, oradan katılabilirler” şeklinde konuştu.

CENEVRE GÖRÜŞMELERİ

Bakan Çavuşoğlu, Cenevre Görüşmeleri ile ilgili de, “Biz Türkiye olarak Kıbrıs Sorunu’nun çözümünde her zaman ne dediğini bilen, ne istediğini bilen ve yapıcı olan bir ülke olduk. Özellikle 11 Şubat 2014 ortak açıklamadan sonra devam eden süreçte de yine biz herkesten bir adım önde olduk. Verdiğimiz destekte de çok görünür olduk, cesur olduk, ilkeler belli, prensipler belli, iki kesime dayanan siyasi eşitliği temel alan, kalıcı, adil bir çözüm konusunda Kıbrıs Türk halkının haklarını da sonuna kadar koruyan, teminat altına alan bir çözüm konusunda biz her zaman desteğimizi verdik. Müzakereler ada da devam etti, Mont Pelerin’de iki tur devam etti, bazı konularda ilk 4-5 fasıl için söylüyorum yaklaşımlar oldu bazı konularda hala görüş ayrılığı devam ediyor. Netice de ucu açık bir süreç istemiyorduk, konferans tarihinin belirlenmesi gerekiyordu ve Beşli Konferansın tarihi 12 Ocak olarak belirlendi. Orada da Türkiye kendinden emin, olgun, hazır bir şekilde masadaydı. Türkiye ile KKTC heyetinin görüşleri tamamen örtüştü. Akıncı ve Özdil Nami’yi de kutluyorum. Onlar da olgun bir KKTC’nin ne kadar olgun ve vizyoner bir devlet olduğunu orada herkese gösterdiler. Çözüm için de kararlı olduklarını ama ne olursa olsun çözüm olsun demediklerini de herkese gösterdiler. İngiltere’de üçüncü garantör ülke olarak Türkiye ve Yunanistan’ın yanında Dışişleri Bakanlığı düzeyinde katıldı. Görüşler arasında ciddi farkın olduğunu gördük, Dışişleri Bakanı düzeyinde bu kadar teknik çalışmanın faydalı olmayacağını tam tersi uzmanlarımızın bu teknik çalışmaları sürdürmesi konusunda hemfikir olduk. Gerek Birleşmiş Milletler gerekse üç garantör ülke ve diğer taraflar. bir takvim belirledik, 18’inde uzmanlar bir araya gelecek, ülkemizi bakanlığım Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Muhtar Gün başkanlığında bir heyet bu teknik çalışmalarda temsil edecek” ifadelerini kullandı.

“ABD’Yİ ASTANA'YA DAVET EDECEĞİZ"

Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin, “ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner düzenlediği basın toplantısında bir açıklama yaptı, PYD’nin sahada temsiliyeti olduğunu söyledi. Bu nedenle eğer Suriye’de eğer bir barış görüşmesi sağlanacaksa mutlaka Suriye’deki tüm grupların da dinlenmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin de bu konudaki parametreleri belli aslında bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?” sorusu üzerine, “Amerika o zaman DAEŞ’i de davet etsin. Amerika’yı davet etme konusunda hemfikir kaldık Rusya ile Lavrov’la konuştuk ve ABD’yi davet edeceğiz, Astana’da olacak. ABD’nin rolünü inkar etmiyoruz, katkısını da inkar etmiyoruz ama ABD’nin özellikle yeni yönetiminden beklediğimiz budur, böyle de olacaktır. Terör örgütleriyle işbirliğine son verilmesi gerekiyor. Bir terör örgütünü masaya davet edeceksen El-Nusra’yı da DAEŞ’i de davet et öyle saçmalık olur mu? YPG ile PKK’nın bir farkı yok. O nedenle bu terör örgütlerine bir müttefikimizin, stratejik ortağımızın destek vermesi bizim için de kabul edilebilir değil. Dolayısıyla Astana’da YPG olamayacak” cevabını verdi. (İHA/ANKARA)