Sayfa Yükleniyor...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABnin Türkiyeye verdiği sözleri tutmaması durumunda Türkiyenin de B ve C planları olduğunu söyledi
Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahoru Türkiyeye davet eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapılan ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısı gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiyeye yönelik taraflı eleştirilerde bulunan Avrupalı siyasetçilere önce kendi ülkelerine bakmaları gerektiğini söyledi. Vize konusunda beklenen netice alınmaz, Kızılaya ödenmesi gereken rakamlar ödenmez, verilen sözler yerine gelmezse Türkiyenin bir B plan bir de C planı olacağını belirtti.
KENDİ ÜLKELERİNE BAKMALARINI TAVSİYE EDİYORUM
Borut Pahora 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yapılan bu ziyaret için teşekkür eden Erdoğan, yapılan görüşmelerin oldukça verimli geçtiğinin altını çizdi. Görüşmelerimizde önümüzdeki dönemde bilhassa ilişkilerimizin ekonomik ve ticari boyutunun daha da geliştirilmesi konusunda mutabık kaldık açıklamasında bulunan Erdoğan, kendisinin Pahorun başbakanlığı döneminde, 2011 yılında imzalanan stratejik ortaklık belgesinin ikili ilişkilerin bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Pahor ile yaptığı görüşmede AB ile ilgili gelişmeleri ve Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonra daha olumlu sürece nasıl çıkartılabileceğini de konuştuklarının altını çizen Erdoğan, 13 Aralıkta AB Genel İşler Konseyinde bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. AB sürecimize destek veren Slovenyaya çabalarından dolayı teşekkür ederim. Ancak metindeki içinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği ifadesini Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bahsedilen koşullar ABnin neden olduğu suni ve siyasi koşullandır. Bu arada 15 Temmuzda darbe girişiminde bulunan kesimlere karşı yasal çerçevede attığımız adımları hala şüphe ile karşılayan yorumları tasvip etmiyoruz. Zira bu yorumlar objektif olmadığı gibi adil de değildir. Bizler köklü Türkiye-AB ilişkilerinin bazı AB ülkelerindeki dar bakışlı ve popülist siyasi yönelimlerden etkilenmemesi ümit ediyoruz. Türkiyeye tamamen taraflı bir şekilde durmadan eleştiri yöneten Avrupalı siyasilere önce kendilerine, kendi ülkelerine bakmalarını tavsiye ediyorum. AB müktesebatı çerçevesinde eğer bu değerlendirilirse ne kadar yanlış bir noktada olduklarını göreceklerdir. Maç yapıyoruz, maç esnasında penaltının kuralları değişiyor. Çünkü rakip Türkiye. Bunu 53 yıldır yaşıyoruz. Artık buna tahammül etmek mümkün değil dedi.
AB ÜYELİĞİ BİZİM İÇİN STRATEJİK BİR TERCİHTİR
Avrupada özellikle bazı kesimlerde insanların dış görünüşleri, dilleri, etnik ve dini kimlikleri dolayısıyla ötekileştirilmeleri, ırkçılığın, yabancı düşmanlığının artışı bizler için de ciddi bir endişe kaynağıdır diyen Erdoğan, Türkiyenin henüz AB üyesi olmamasına rağmen Avrupanın ayrılmaz bir parçası olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB üyeliği bizim için stratejik bir tercihtir. Bugün Türkiye üye ülkelerin pek çoğuna kıyasla ABnin temel kurucu değerlerini çok daha fazla gözeten bir ülkedir. Göç, terör, mülteci meselesi başta olmak üzere yaşadığımız krizler ortak sorunlardır. Bunlar ancak tam bir işbirliği ile çözülebilir. Bu nedenle Türkiyeyi dışlamaya çalışmak bölgenin istikrar ve güvenliğini de tehlikeye atmak demektir. Türkiyenin kapıda bekletildiği, Türkiyenin yer almadığı bir Avrupanın güven ve huzur içinde olması mümkün değildir. Türkiye artık kısır siyasi çekişmelerin, popülizmin ve siyasi rant arayışlarının odağına yerleştirilmemelidir diye konuştu.
Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile Suriyede yaşanan son gelişmeleri de değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan, Halepteki katliam ve vahşetin tüm dünyanın gözleri önünde yaşandığını belirtti. Erdoğan, Pahor ile yaptığı görüşmede FETÖ ile alakalı neler yapılabileceğini görüştüklerini belirterek, Pahorun bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğini söylediğini belirtti.
ABNİN BİZE BUGÜNE KADAR KAZANDIRDIĞI HİÇBİR ŞEY YOK
Slovenyalı bir gazetecinin AB ile Türkiye arasında mülteciler konusunda yapılan anlaşma sonrasında vize serbesti sözü verildiği, bunun olmayacağının ortaya çıktığı, bu anlaşma uygulanmazsa Avrupaya yeni bir mülteci dalgasının gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Erdoğan, Biz vize konusunda beklenen neticeyi alamazsak, aynı şekilde Kızılaya ödenmesi gereken rakamlar ödenmeyecek olursa, verilen sözler yerine gelmediği taktirde Türkiyenin de bir B planı, C planı olacaktır. Hakkımızda alınan her karara evet demek zorunda değiliz. Çünkü ABnin bize bugüne kadar kazandırdığı hiçbir şey yok. Bunu da açık ve net söylemek zorundayım dedi.
DAHA DERİN VE AÇIK DİYALOĞUN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR
Türkiye ile Slovenya arasında mükemmel bir ikili ilişki ve işbirliği bulunduğunu söyleyen Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, bu ilişkilerin 2011de stratejik ortaklık belgesinin imzalanması başladığını belirterek, Türkiyeye gelmesinin sebepleri arısında AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler olduğunu kaydetti. Türkiyede 15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe girişimini işaret eden Pahor, Bu davet aslında yaşanan kötü olay sonrasında yapılan cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk ziyarettir. Bu anlamda 28 AB ülkesinden cumhurbaşkanlığı seviyesinde gerçekleştirilen ilk ziyarettir. Hem ben hem de ülkem bu bağlamda şuna inanan bir grup içindeyiz, bundan sonra AB ile Türkiye arasındaki yapıcı diyaloğun devam ettirilmesi ve daha da derinleştirilmesine inanan bir grup içindeyiz. Şu anda birbirimize ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Daha derin ve açık diyaloğun gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunu sebebi sadece 15 Temmuz sonrasında Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin iyileşmesi gerektiğinden kaynaklanmıyor. Ben de Brüksel ile Türkiye arasında ortadan kalkmış olan güven nedeniyle daha uzun bir süre boyunca ya da sonsuza kadar Türkiyenin AB ile ilgili düşüncelerinin ortadan kalkacağını düşünmüyoruz. Biz burada karşılıklı ilgi ve menfaatlerin olduğunu düşünüyoruz. Küçük adımların atılması sonrasında her iki tarafın birbiri ile işbirliği yapması sonrasında, mevcut olan veya derinleşmiş olan sorunların tartışılması yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz. Hatta güvenimizin yeniden tesis edilmesi yoluyla AB ve Türkiye arasındaki müzakerelerin yenilenebileceğini düşünüyoruz. Türkiyenin ABye katılımı ile ilgili olarak dedi. (İHA/ANKARA)
Haber Merkezi