- Siyaset
- 30.04.2025 16:45
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hangi krizi yaşıyor, hangi kaosa düşüyorsak, bunların hepsi tarihin yanlış yerinde duran, milli ve ahlaki savrulmalar yaşayan devlet ricalinin eseridir. Hiç kimse başının kuma gömmesin, Türkiye yoğun bakımda, ateş çemberindedir dedi
MHP Lideri Bahçeli MHP Grup Toplantısında konuştu. Bahçeli, Türkiyenin temellerinin çatırdadığını söyleyerek, altındaki sağlam zeminin kaydığını belirtti. Bahçeli, vatandaşların neşesi olmadığını kaydederek şunları kaydetti: Türk milletinin yaşama sevincine gölge düşmüştür. Milli güvenlik lekelenmiş, sınırlarımız laçkaya dönmüştür. Duyduğumuz üzüntü büyüktür. Yine de karamsar olmayacağız, yine de çözülme veğ parçalanma şartları ihtiva eden teslim senedine olur vermeyeceğiz. Ancak bir gerçeği de çok açık şekilde gösterip hakikate sözcülük yapmaktan da geri durmayacağız. Türkiyede vahim bir yönetim sancısı, örtülemez fiili bir iktidar boşluğu vardır. Başımıza ne geliyorsa, ihmallerin sonucudur. Hangi krizi yaşıyor, hangi kaosa düşüyorsak, bunların hepsi tarihin yanlış yerinde duran, milli ve ahlaki savrulmalar yaşayan devlet ricalinin eseridir. Hiç kimse başının kuma gömmesin, Türkiye yoğun bakımda, ateş çemberindedir.
KARA KIŞ GELİYORUM DİYORDU, AMA
Bahçeli, Türkiyenin tüm varlığıyla, kaynak ve değerleriyle hedefte olduğunu vurgulayarak, İçin için ağlıyor, gencecik fidanlarımıza kahroluyoruz. Şehitler geldikçe, yavrular yetim, gelinler dul kaldıkça; analar, babalar feryat ettikçe hayat bize zindan olmuyor, canımızdan can gidiyor. Polis memuru Kırşehirli Feyyaz Yumuşak ile Polis memuru Niğdeli Okan acar 22 Temmuz 2015 günü Ceylanpınardaki evlerinde uykudayken kurşunlanmışlardı. Teröristler cinayet döngüsü böylelikle başlatmışlardır, köksüz çözüm korosunu, kimliksiz müzakere kadrosunu ters köşeye yatırmışlardı. O günden bu güne kan hiç durmadı. Teröristler öldürmeye hiç ara vermedi. Türk vatanına musallat olmuş, keneler en ufak ıslah ve terbiye hali göstermeden saldırdılar, umutla yanan ocaklara incir ağacı diktiler. Kara kış geliyorum diyordu, ama iktidar önemsemedi. Felaket ayak sesini duyuruyordu, ama iktidar dikkate almadı. Nasıl olsa çözüm süreci devrede, fakat milli vicdan deve dışıydı. Son terörist kalıncaya kadar mücadele çizgisinden, teröristlerle diyalog ve görüşme yönüne sapanlar hazırlıksız yakalanmıştı. Türkiye normalleşme eşiğinin kritik bir aşamasındaydı. Böyle diyorlardı. Silahlar susacak, dev bir adım atılacaktı. İddiaları buydu. Demokratik süreç içinde çözüm olacak, ülkemiz bahara uyanacaktı. Tezleri bu yöndeydi. Çözüm süreci bölgemizdeki huzur ve barış ortamının reçetesiydi. Sürece büyük anlamlar yükleniyor, beklentiler alabildiğine şişiriliyordu. Maalesef AKPnin PKKyla kurduğu kanunsuz ilişkilerin seyir defteri çukurlardan, fışkırdı, hendeklerden çıktı, barikatların dibine yatırılmış halde bulundu ifadelerini kullandı.
NUSAYBİN'DE TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ BAŞ ÜSTÜNDE BAŞ KOYMAYIN
Başbakan Ahmet Davutoğlu'na Nusaybin ve operasyonların yapıldığı diğer il ve ilçelere çağrıda bulunmasını öneren devlet Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü; "Onlara üç gün mühlet verin ve şehirleri tahliye etmelerini sağlayarak herkesi emniyetli yerlere alın. Arkasından da Nusaybin'de taş üstünde taş, baş üstünde baş koymayın. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmayın. Sur'u yeniden yapmak için kolları sıvamışken, Nusaybin'de tekrar inşa edilir, Şırnak, Yüksekova'da yeni baştan ve Türk-İslam mimarisine uygun olarak hayat bulur. Şehadetlerin önü kesilmezse, hemen her ile giden kara haberler bitmezse, uyarıyorum, Türkiye iç savaşa sürüklenecek, Allah muhafaza Suriye'ye benzeyecektir. Gidişat bu yöndedir. Sayın Başbakan, hiç düşündün mü, vatan gittikten, Türkiye çözüldükten sonra siyaseti ne yapalım, iktidara gelsek bile buna nasıl sevinelim? Dikkat ediniz, devletin çarkını uyum içinde döndürünüz. Askerimizin, polisimizin ne ihtiyacı varsa gideriniz. Gerekirse ekmeğimizi bölelim, gerekirse aç yatıp aç uyanalım, gerekirse sarayın masraflarından kısıp, bütçeden kaynak ayıralım; ama kahramanlarımız ne talep ediyorsa son kuruşuna kadar karşılayalım." (İHA/ANKARA)