Başkan Ülkü Doğan’dan İmamoğlu değerlendirmesi

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren İYİ Parti İzmir İl Başkan Doğan, “CHP’yi, İmamoğlu ismi konusunda uyarmıştık” ifadelerini kullandı


  • Oluşturulma Tarihi : 07.04.2025 11:10
  • Güncelleme Tarihi : 07.04.2025 11:10
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Başkan Ülkü Doğan’dan İmamoğlu değerlendirmesi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun, cumhurbaşkanlığı aday adaylığı sürecinde yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla gözaltına alınmasının yankıları sürüyor. Son olarak hakkında terör suçlamasından denetimli serbestlik kararı verilen İmamoğlu’nun, yolsuzluk suçlaması gerekçesiyle tutukluluğuna hükmedildi. Bu süreçte vatandaş, yaşananları protesto etmek amacıyla geniş çaplı eylemler başlattı. İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, ülke gündemindeki yerini koruyan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Doğan, “CHP’yi, İmamoğlu isminin bu kadar erken ortaya atılmasının olumsuzluklara neden olabileceği konusunda da uyarmıştık” dedi. 

HUKUKSUZ BİR KARARDIR

Doğan, İmamoğlu’nun gözaltı ve tutukluluk süreci öncesinde üniversite diplomasının iptaline değindi. Bir hukukçu olarak konuyla ilgili kararın hukuksuz olduğunu belirten Doğan, şöyle konuştu: “Buraya kadarki süreci bütünsel olarak incelemek lazım. Türkiye belli bir dönemden beridir birtakım sözlerin üzerinden, birtakım kişilerin bazı açıklamaları üzerinden yeni bir sürece doğru yönlendiriliyor. Bunu biz Sayın Devlet Bahçeli’nin bölücü başını Meclis çatısı altında konuşmaya davet ettiği günden beri birtakım gelişmeler yaşıyoruz. Bunun akabinde gündemde olmayan pek çok şey de oldu. Örneğin, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı, İstanbul Barosu yönetimine el çektirildi. DEM Heyeti, barış elçisi gibi İmralı’dan mesajları getirip götürdüğü, bölücü başının mektubunun meydanlarda okutulduğu bir süreci de yaşadık. Akabinde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun önce üniversite diplomasının iptal edildiğini öğrendik. Önce diploma iptali hemen arkasından bir gözaltı ve tutuklamanın gelmesi, tüm yaşananları göz önünde bulundurulduğumuzda bunların planlı bir şekilde yapıldığını düşündürüyor bizlere.” 

DEMOKRASİLER BU TİP ŞEYLERİ KALDIRMAZ 

Vatandaşların yargıya olan güveninin iktidar eliyle bitirildiğini ifade eden Doğan, şöyle devam etti: “Ortada bir suç varsa suçun delili varsa onun yargılamasını yapacak merci vatandaş, millet ya da iktidar değil yargı güçleri, mahkemelerdir. Ancak hangi yargı? Buradaki esas sorun yargıya olan güvenin, bizzat iktidarın eliyle bitirilmiş olması. Şu an Türkiye’de Cumhuriyet’in, demokrasinin en olmazsa olmazı erkler ayrılığıdır. Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek bir elde toparlanmış olması zaten bizi bu endişeye düşürüyor. Yargı bağımsızlığı, hakim teminatı… Bunlar artık Türkiye’de esamesi okunmayan şeyler. Bir yandan kendi bakanlığına dezenfektan satan Ticaret Bakanı hakkında hiçbir işlem yapılmıyor. ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın bir açıklaması var. Melih Gökçek’in parsel parsel Ankara’yı sattığı iddia edilen sayısız dosya gönderdiğini ve hiçbiriyle ilgili bir soruşturma açılmadığını söyledi. Bir yanda daha önce İstanbul’la ilgili yahut şu an görevde olan AK Parti belediyeleri ya da Cumhur İttifakı belediyeleri hakkında da iddialar olmasına karşın herhangi bir soruşturma başlatılmıyor fakat muhalif olarak nitelendirebileceğimiz bütün belediyeler, yargı baskısıyla soruşturmaya tabi tutuluyor. Bir suç varsa yargılanmalı, cezası verilmeli. Ancak yargının muhalefeti dizayn etmek, onu susturmak amaçlı kullanılıyor gibi gösterilmesi esas itiraz ettiğimiz şeydir. Sadece muhalifler mi bu ülkede şaibeli işler yapıyor? Hiçbir iktidar tarafının belediyelerinde hiç mi en azından soruşturmaya dahi gerek görülmeyen şüpheli işlem yok? Bunu izah etmek mümkün değil. İmamoğlu’yla ilgili bazı iddialar 2022’den kalma. Neden o zaman başlatılmamış süreç? Bir yandan da burada iktidarın, özellikle İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını açıklaması sonrasında başlatılınca bu süreç insana haklı olarak şunu düşündürüyor; ‘Rakibini mi eliyor?’ Oysa demokrasiler bu tip şeyleri kaldırmaz. Şu an seçilmiş bir belediye başkanının bu şekilde siyasi geleceği engellenmeye çalışılıyor ise bu çok büyük bir yanlış.”

YÜRÜYÜŞE KATILMAK ANAYASAL HAKTIR 

Doğan, vatandaşın olaylar karşısında sessiz kalmayarak protestolar gerçekleştirmesi üzerine de değerlendirmelerde bulundu. Halkın eylemlerinin eleştirilmesine değinen Doğan, şunları söyledi: “Böyle olaylar her zaman provokasyona açıktır. Türkiye geçmişte bununla ilgili tecrübesi olan bir ülke. Dönem dönem halk hareketleri yaşandı ve en son örneği gezi eylemleriydi. Bir yürüyüşe katılmak anayasal bir haktır. Bir yanda demokratik hakkını kullanan bir yanda da tabii ki provokatörler var. Sokaklar herkese açık olduğu için bu provokatörleri engellemek de çok zor ama benim şimdiye kadarki gözlemlerimde birtakım provokatif hareketlerin olmasına rağmen halkımız bu konuda sağduyulu davranıyor. Temenni ediyorum ki bu sağduyu aynı şekilde devam eder. Sokak eylemlerinin bir vandallığa, saldırıya, polisimize arşı bir düşmanlığa meyletmemesi gerekir. Orada geleceğine dair umudu kalmayan gençler var, ekonomik sıkıntılar içinde ezilen emekliler, asgari ücretliler, memurlar, işçiler var. Bunların hepsine anarşist diyemeyiz. Bu insanlar ne istiyor? Sayın Cumhurbaşkanı, aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı ama bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla bütün bir milletin cumhurbaşkanı. Hangi partiye oy verirse versin, bütün vatandaşlar cumhurbaşkanına emanet. Onun da bütün vatandaşlara aynı şekilde yaklaşması icap ediyor. Bundan dolayı sokaktaki insanların taleplerine kulak vermesi gerekiyor. İmamoğlu’nun tutuklanması simgesel olarak bu ülkede demokratik hakların kullanılmasının engellendiği hissiyatını uyandırdı.” 

AKŞENER NE SÖYLEDİYSE BUGÜN ÇIKIYOR 

İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in, İmamoğlu’nun tutukluluğuna ilişkin açıklama yapmamasını eleştirenler hakkında konuşan Doğan, şu açıklamada bulundu: “Sayın Akşener, 3-6 Mart tarihinde ne söylediyse bugün çıkıyor. O zaman Akşener, cumhurbaşkanı adaylığı için İmamoğlu’nun ismini zikrettiğinde ‘Ama o belediye başkanı, aday olamaz’ demişlerdi. Yine belediye başkanıyken aday oldu. O dönemde söylediği her şey çıktı. Ama tarihi yargılamak ya da geriye dönüp onu bugünün değerleriyle eleştirmek gibi bir tavırda bulunmayacağım. Meral Akşener ne zaman bir şey söylese ne söylediğine bakılmaksızın eleştiriliyor. Artık, ‘Yüklenelim Akşener’e’ şeklinde bir algı oluştu. Akşener’le ilgili ortaya atılan iddiaların da hepsi yanlış çıktı. Bunların hepsi iddia üzerine gidiyor. Akşener’in İmamoğlu konusunda sessiz kalmasına ilişkin eleştirilerin de ben kötü niyetli ya da İYİ Parti’ye yönelik bir saldırı olabileceğini düşünüyorum.”  

İKTİDARIN İŞİNE GELİYOR 

Doğan, erken seçim tartışmalarına ilişkin de konuşarak, CHP’yi bu konuda uyardıklarının altını çizdi. Doğan, “Erken seçim söylemleriyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’ni Genel Başkanımız defalarca uyardı. Ortada bir genel seçime dair emare yok, 1 buçuk yıl sonra yapılacak seçim erken seçim değildir. Ortada bir erken seçim yokken ülkede konuşulması gereken esas konu halkın yaşadığı zorluklardır. Ekonomik sıkıntılardır. Konuşulması gereken ana konu buyken suni bir şekilde konu erken seçime doğru evrildi. Biz İmamoğlu isminin ortada bir seçim yokken bu kadar erken ortaya atılmasının birtakım başka olumsuzluklara neden olabileceği konusunda da uyarmıştık. Ne yazık ki haklı çıktık. Erken seçim tartışmaları her anlamda AK Parti ve iktidarın işine geliyor. Bir defa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünü açıyor. İkincisi bu ülkenin esas konuşması gereken konu ekonomidir, vatandaşın yaşadığı sıkıntılardır.” 

İYİ PARTİ-CHP İTTİFAKI MÜMKÜN MÜ? 

İYİ Parti ve CHP arasında gelecek seçimlerde yeniden bir ittifakın mümkün olup olmadığıyla ilgili de yorum yapan Doğan, şunları söyledi: “Parlamenter rejimden ayrılıp Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne geçtiğimiz günden beri sistem, bir iktidar ve bir muhalefet üzerine partileri zorluyor. Yani pozisyonunuz eğer iktidarı destekleyen bir parti değilse bloğunuz muhalefet bloğu. İYİ Parti de muhalefet bloğu içinde yer alıyor. Ama bu bir ittifak anlamına gelmez. Hepimiz bu iktidarın değişmesi için mücadele ediyoruz. 50 + 1’i alabilmemiz icap ettiği sürece de muhalefet bloğu içerisinde olacağız. Çünkü İYİ Parti’nin kuruluş nedeni AK Parti iktidarına son vermek. Ama bu bir ittifak anlamına gelir mi ya da ittifak anlamına gelir mi? İttifak anlamına gelmez ama ileride bir ittifak yapılıp yapılmayacağını o dönemin gereklilikleri üzerinde konuşmamız gerekir.”  

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ