- Siyaset
- 07.06.2025 15:48
Kıyı Yapıları Yatırım ve İşletme Danışmanı Ali Erkan Bezirgan İzmir’in deprem gibi acil durumlarda deniz yoluyla hızlı müdahale için hayati önem taşıyan meyilli platform bulunmadığın belirtti
KEMAL ÖZKURT/ İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi'nin Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı'na konuk olarak katılan Kıyı Yapıları Yatırım ve İşletme Danışmanı Ali Erkan Bezirgan Meclis'te yaptığı konuşmada İzmir'in depremlere denizcilik olarak da hazır olmadığına dikkat çekti.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve İzmir’in de riskli bölgeler arasında yer aldığını hatırlatan Bezirgan, olası bir felaket anında deniz yoluyla hızlı müdahale için gerekli altyapının bulunmadığını dile getiren Bezirgan, "İzmir’de, bir deprem anında kullanılabilecek bir meyilli platformlar yok. Bu platformlar deprem gibi doğal afetlerde destek kuvvetlerinin bölgeye müdahale etmesinde büyük önem taşıyor" dedi. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mihri Çelik ise yıllardır benzer uyarıları yaptıklarını belirterek, “2013’ten bu yana her yıl İzmir için denizcilik alanında raporlar hazırladık, ancak ne yazık ki taleplerimiz görmezden gelindi. Basit ama etkili çözümlerimiz dikkate alınmadı” dedi.
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan Kahramanmaraş depremini hatırlatarak burada bölgeye en erken ulaşım sağlayanların denizciler olduğuna dikkat çeken Bezirgan, "Türkiye bir deprem bölgesi. Bu bölgelerin arasında özellikle İzmir riskli bölgeler arasında. Ben en son Mersin’de bu felaketi yaşadım ve şunu açıkça gördüm: Ulaşımda, özellikle deniz yolunda ciddi eksiklikler var. Bu sorun İzmir için de geçerli. İzmir’de, bir deprem anında kullanılabilecek bir meyilli platformlar yok. Bu tür platformların yapılmasının iki temel nedeni var. Birincisi, romörklü tekneler ve küçük deniz araçlarına sahip vatandaşların denize ulaşımını sağlamak. Ancak asıl önemli olan, deprem anında amfibik birliklerin kapak atarak bu noktalardan destek sağlayabilmek. Bu nedenle ilgili meslek odalarının İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bu konuda baskı yapması gerekiyor. Şu anda İzmir ve çevresinde romörklu ya da şişme botların denize indirilebileceği bir rampa bulunmuyor. Bu tür rampalar hem afet anlarında müdahale için hem de amatör denizciler açısından büyük önem taşıyor" dedi.
Her sene başında İzmir için denizcilik alanında rapor hazırladıklarını ancak bu raporların görevde olan başkanlar tarafından görmezden gelindiğini söyleyen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mihri Çelik, "Biz 2013 yılında Aziz Kocaoğlu döneminde göreve geldik. Hem Aziz Bey’e hem de Tunç Soyer döneminde her yıl başında deniz ticareti, deniz turizmi ve su sporlarıyla ilgili düzenli raporlar sunduk. Cemil Tugay başkanımız şu ana kadar bu raporları talep etmedi. O raporların en başında da şu ifadeyi hep tekrar ettik; Marina yapmak, tekne parkı kurmak ya da tekne bakım yeri inşa etmek zor, zahmetli ve pahalı işlerdir. Kıyı kenar çizgisinde herhangi bir imar uygulaması için Ankara’dan izin almanız gerekir. Bunun farkındayız. Belediye tarafından Bostanlı, Bayraklı ve Kordon sahillerini düzenledi, oralarda tesviye çalışmaları yapıldı, otoparklar oluşturuldu. Biz sadece şunu istedik; Allah rızası için, 4 metrelik bir alana hiçbir şey dökmeyin, dolgu yapmayın. Sadece kayaları temizleyin, doğal haliyle bırakın. Vatandaş orayı slipway (denize tekne indirme rampası) olarak kullanır. Ama ne yazık ki bunu defalarca anlattık ama hep duvara konuştuk. Örneğin Bayraklı sahilindeki kayalıklar düzeltildi, Bostanlı ve Mavişehir sahilinde de kayalıklar dolduruldu. Yetmedi, su basıyor diye duvar çekildi. Yetmedi, pompa istasyonları kuruldu. Kordon’da da şu anda duvar çekiliyor. Ama o duvarın orayı koruyacağını düşünmüyorum. Bu projeleri yaparken neden bizim yıllardır söylediğimiz bu basit çözüm düşünülmüyor? 12 yıldır aynı şeyi söylüyoruz ama ilk defa siz bizi dinlediniz, ilk defa bu konu kamuoyunda dillendirildi. Size teşekkür ederim. Yoksa bizim söylediklerimiz hep raporların içinde kaldı, bir karşılık bulmadı" dedi.
Toroslar'da kartpostallık görüntüler
Kurban Bayramı kurban pazarı