Sayfa Yükleniyor...
Son Başbakan Binali Yıldırım, Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığının yolunun açılması gerektiğini belirtti. Yıldırım, “Güçlü lidere ihtiyacımız var. O nedenle ne yapıp edip cumhurbaşkanımızın, yeniden adaylığı yeni Anayasa’da önü açılmalı” dedi.
SEMİ TEKTAŞ - İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün, Hukuki Araştırma Derneği (HUDER) ile ortak düzenlediği “Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi: Yeni Anayasa İzmir Buluşması” isimli panel, Türkiye Cumhuriyeti 27. Başbakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla Bakırçay Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Konferansa Yıldırım'ın yanı sıra AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, HUDER Başkanı Hasan Oymak ve üniversite öğrencileri katılım sağladı. Binali Yıldırım, konuşmasında Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olabilmesinin yolunun açılması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin Anayasa süreçlerinden bahsederek sözlerine başlayan Yıldırım, “Anayasa deneyimimiz Osmanlı’nın son zamanlarıydı. Gençler okumuş yazmış ve dönüşte tam donanımlı olarak gelmiş. Öğrendikleri tek şey ‘Bu padişahı nasıl alaşağı ederiz?’ 1876’da bir Anayasa kabul edilmiş ama yine ittihatçıları mutlu etmemiş. Neden? Padişahın yetkileri hala çokmuş. 1908’de ikinci meşrutiyet ilan edilerek Abdülhamid’i halletmişler. Ama büyük hedefler var, 6 yılda 600 yıllık imparatorluğu bitirmişler. Ondan sonra dünya savaşına girdik, elimizden geleni yaptık ama müttefikimiz yenildiği için işgal edildik. İşgalde Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde bağımsızlık mücadelesi başladı. O mücadele başlarken, yapılan bir anayasa vardı. 1921 Anayasa’yı 23 madde ama millet iradesiyle herhangi bir vesayet odağının dayatması olmadan olağanüstü şartlara rağmen bütün millet temsil ediliyor. Hukukçu değilim ama belki de bugünkü Anayasa’dan çok daha vizyoner ve Türkiye’nin ihtiyacını karşılıyordu. Daha sonra 1924 yılında bir Anayasa daha yapıldı ve Meclis üstünlüğü sağlandı. Ama burada eksik bir şey vardı, çok partili sisteme geçilemediği için tek parti idaresinde bu Anayasa otoriter bir uygulamaya dönüştü. Sonra 60 darbesinden sonra 1961 yılında vesayet odaklı bir Anayasa yapılıyor. Anayasa Mahkemesi tesis ediliyor, görünüşte güzel ama o gün kurulan mahkeme sonrasında vesayet aracı olarak kullanılmaya başlanıyor. Üniversiteler, sendikalar güzel ama bunlar daha sonra siyasete ayar verme aracı olarak kullanılmaya başlanıyor. Hak aramak yerine iktidarı alaşağı etmek için faaliyet gösteriyor. 70’li yıllar Türkiye’nin kayıp yılları. Ben o zamanlar üniversitedeydim, evde büyüklerimiz akşam sağ geleyim diye dua ederdi. 10 senede 10 hükümet kuruldu. Sonra tekrar darbe kapıyı çaldı, memlekette hükümet olmazsa ne olacak? Kenan Evren ve arkadaşları 1980 darbesi yapıldı, o güne kadar olan terör işleri bir günde bitti. Neden önceden oluyordu, bir günde ne değişti? Burada da vesayetçiler sivil idareye, siyasi iradeye, halk iradesine güvenmedi. 12 Eylül Anayasası’nı darbeciler hazırladı, önceki Anayasa’da var olan vesayet unsurları daha da kuvvetlendirildi. Milli Güvenlik Kurulu yetkileri daha da arttı. Kenan Evren, cumhurbaşkanı olacağı için de kendisine acayip yetkiler verdi. Örneğin sabah kalkıp ‘Meclis’i feshettim’ diyebiliyor. Bunun adı parlamenter sistem, olur mu böyle bir şey? Parlamenter sistem diye takdim edilen ama uygulamada tam bir ceberut bir başkanlık sistemi hayata geçti” diye konuştu.
Ülkedeki en köklü sistem değişikliğinin AK Parti döneminde yapıldığını belirten Yıldırım, “Modern Anayasalarda vesayete yer yoktur, bu halkın vermediği gücü kullanmaktır. Bu Anayasa yüzde 90’ın üzerinde oy ile kabul edildi. Ben o günleri yaşadım, millet o iki senede şöyle bir kanaate geldi ‘Bunlardan kurtulmanın yolu Anayasa’yı kabul etmek’ dedi. Sonra Turgut Özal geldi, millet iradesini öne alarak referandum yaptı. Demirel, Erbakan, Ecevit ve Türkeş gibi yasaklı siyasetçiler sahneye döndüler. O referandumda seçilme yaşı da 35’ten 25’e düştü. 1995 yılında bir değişiklik yapıldı sonra geldik 2001’e. Avrupa Birliği’ne giriş süreci için birtakım değişiklikler yapıldı. Sonra AK Parti döneminde gelmiş geçmiş köklü değişimleri yaşandı. Sistemi değişti. Bir Ali değil bin Ali feda olsun. 177 maddenin 135 tanesi değişmiş ama hala 1982 Anayasası. Türkiye’nin önceliği olan birçok konu var mesela; ekonomi, sabit gelirlilerin sıkıntıları, hayat pahalılığı ve bölgemizdeki gelişmelerin oluşturduğu tehditler. Ama bunlar arasında Anayasa değişikliği de göz ardı edilmeyecek bir iştir. Anayasa değişikliği kuşaklar arasındaki değişimle doğru orantılıdır. Bu Anayasa’dan darbe izi kalkmalı bunun yolu da sil baştan sivil bir Anayasa’dır” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, “Sivil Anayasa yapılsın ve herkes katkısını koysun, aslında bu bir sözleşme. Şirket ile çalışan arasında yapıldığı gibi Anayasa devlet ile millet arasında. Burada vatandaşın hakları, sorumlulukları ve devletten beklentileri gibi birçok şey yer alır. Anayasa’nın değişmez maddeleri, 100 yıllık birikimin sonucudur. Dünden bugüne konmuş bir şey değildir. Demokratik, laik cumhuriyet bize Atatürk ve silah arkadaşlarının emanetidir. Bunun üzerine hiçbir kimse iş yapamaz ve tartışmaya açamaz. Ama elbette başka yapılacak işler var, örneğin yargıyı daha iyi çalıştıracağız” dedi.
“ERDOĞAN'IN YOLU AÇILMALI”
‘İstikrar’ vurgusu yapan Yıldırım, “Güçlü lidere ihtiyacımız var. O nedenle ne yapıp edip cumhurbaşkanımızın, yeniden adaylığı yeni Anayasa’da önü açılmalı. Tabi seçimde kimin kazanacağının kararını vatandaşımız verecek ama dünyada baş tutan lider kalmadı. Herkesin gözü Türkiye’de. Bu ne kadar ağır bir sorumluluk biliyor musunuz? Hem Ortadoğu’da yaşananlar, savaşlar ve Balkanlar’daki kırılgan yapı dikkate alındığında güçlü liderliğe ihtiyacımız var. Sivil Anayasa düzenlemesi yapılarak cumhurbaşkanımızın yeniden adaylığının önü açılmalı” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ