“Bosna Hersek modeli ön plana çıkartılıyor”

Prof.Dr. Arıkan, Suriye'de 5 yıldan bu yana süren iç savaşın 2'nci Dünya Savaşı sonrası en büyük göç dramını da beraberinde getirdiğini hatırlattı. Prof.Dr. Harun Arıkan, yakın zamanda ABD ve Rusya'nın inisiyatifi ile Suriye'de IŞİD ve El-Nusra dışındaki tüm gruplarla ve Esad rejiminin de taraf olduğu 2 haftalık Ateşkes Anlaşması'nın yürürlüğe girdiğini belirtti. Türkiye'nin kendi güvenliğine yönelik YPG ve Esad rejiminden gelecek olası güvenlik tehditlerine karşı savunma hakkını saklı tuttuğunu bildirerek, ateşkes sürecine şerhli destek verdiğini anlatan Prof. Dr. Arıkan, şöyle konuştu: "Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı açıklamada 7 Mart tarihinde barış görüşmelerinin başlayacağını bildirerek, görüşmelerin 3 hafta süreceğini ifade etti. Ateşkes sürecinden sonra BM öncülüğünde gerçekleştirilecek olan ABD ve Rusya'nın yanı sıra, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan gibi bölgesel aktörlerin politikalarındaki farklılıklar nedeniyle barış görüşmelerinin oldukça zorlu geçeceği öngörülmektedir."

Çukurova Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof.Dr. Harun Arıkan, Batılı diplomatik gözlemcilere göre Suriye barış planında en fazla öne çıkan senaryolardan birisinin Bosna iç savaşı sonrası 1995 yılında Dayton Anlaşması çerçevesinde kabul edilen 'Bosna modeli' olarak ortaya çıktığını söyledi. Prof.Dr. Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bosna modeli, Dünya tarihinde ilk defa uygulanan ve bir devlet içinde 3 ayrı siyasal egemenliğin kabul edildiği kendine özgü bir modeli içermektedir. Bir başka ifadeyle Bosna Hersek Cumhuriyeti'nde Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti gibi iki farklı siyasal yapı ve Brcko Özerk Bölgesi gibi de bir otonom bölge bulunmaktadır. Bu çerçevede Bosna Hersek Cumhuriyeti anayasasına göre ülke iç ve dış siyaseti ile ilgili alınacak önemli kararlarda , etnik ve dinsel kimlikler üzerine kurulmuş siyasal yapıların veto yetkisi bulunmaktadır. Suriye için tartışılan Bosna Modeli ise, Suriye'de farklı etnik ve dinsel kimliklerin oluşturacağı gevşek bir devlet modelinde, devlet otoritesinin anayasal bir çerçevede farklı etnik ve dinsel kimliklerden oluşan siyasal yapılar tarafından paylaşılmasını içermektedir. Ancak 1995'den itibaren AB, BM ve NATO gibi uluslararası örgütlerin desteğine rağmen Bosna Modeli etkin bir devlet örgütlenmesi ortaya koyamamıştır. Suriye'de etnik ve dinsel temeli siyasal kutuplaşmanın sertleştiği bir ortamda Bosna modelinin bir çözüm olacağı oldukça tartışmalıdır." (DHA/ADANA)

Haber Merkezi