Sayfa Yükleniyor...
Başbakan Binali Yıldırım, himmet adı altında alınan paraların avuç avuç lobi şirketlerine aktarıldığını belirterek, "Helalinden kazandığınız paraları orada burada seçim kampanyalarına Türkiye aleyhindeki lobi şirketlerine aktarıyorlar dedi
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, küresel piyasalardaki hareketler ve kurlardaki oynaklık konusunda tedbirli ve dikkatli olduklarını belirterek, bugünlerde piyasalarda yaşanan olayların sadece Türkiye'ye has bir durum olmadığına dikkati çekti.
Küresel piyasalardaki dalgalanmaların diğer ülkeleri olduğu gibi Türkiyeyi de olumsuz etkilediğini anlatan Yıldırım, Amerikan Başkanlığı seçimi sonrası izlenecek politikaların bir gösterge olduğunu ifade etti. Güneydoğuda sınır ötesi operasyonlarda PKK ve türevi örgütlerle amansız mücadelenin de sürdüğüne dikkati çeken Yıldırım, "Bütün bu terör örgütlerine elinde emzikli masum bebek muamelesi yapan dost bildiğimiz ülkelerle gerekli mücadeleyi veriyoruz" dedi.
BÖYLE ÜLKEYİ NEREDEN BULACAKSINIZ?
Yıldırım, "Bugün de vatandaşlarımızın desteği ile bu durumun üstesinden geleceğiz. Kriz, dalgalanma diyoruz. Daha bugün açıklandı 8,5 milyon vatandaşımızın 78 milyar lira müracaat etti, devlete olan borcunu ödemek için, Maliye Bakanlığına. Yetmedi 1 milyon 316 bin vatandaşımızı da Çalışma Bakanlığına müracaat ederek 34 milyar 254 milyonluk borcunu yeniden yapılandırmak istedi. İkisini topladığımızda, 112 milyar lira, vatandaşımız diyor ki kriz mi var al sana para. Şimdi kriz tellallarının ortada kol gezdiği esnada bütçenin beşte biri kadar parayı devletin kasasına yatırmak için 10 milyon vatandaş sıraya girdi. Böyle ülkeyi nerede bulacaksınız?" dedi.
"Bunların adı felaket tellalları korosu" diyen Yıldırım, "Bu koro, Sayın Cumhurbaşkanımız 2008 yılında küresel kriz bizi teyit geçecek deyince de sazlarını alıp sahaya inmişti. Biz karınca gibi çalışıp kışın derin şartlarına hazırlanıyoruz, bunlar ise şarkı türkü. Bu millet kimi dinleyeceğini biliyor, kime inanacağını biliyor" şeklinde konuştu.
Artık eski Türkiye'nin olmadığını belirten Yıldırım, "Türkiyenin ekonomisi güçlü, temelleri sağlam. Biz, ekonomimizin gücünü daha da artıracak reformlara kararlılıkla devam ediyoruz. Reel sektörü ekonomiyi desteklemeyi sürdürüyoruz. Merkez Bankası fiyat istikrarı için gerekli elindeki araçları kullandırıyor. Merkez Bankasının bu söylentilere rağmen net döviz rezervinde herhangi bir azalma söz konusu değil. Planlarımızı en kötü senaryoya göre yaptık. Biz ekonomik tedbirlerde işimizi kış tutuyoruz, yaz çıkarsa bahtımıza. Hükümet olarak belli başlı tedbirleri önemli uygulamaları devreye alıyoruz" dedi.
YABANCI PARAYLA SÖZLEŞME YAPMAYACAĞIZ
Merkez Bankasının bazı tedbirler aldığını hatırlatan Yıldırım, "Bu tedbirlerden birisi şu, ihracatçılarımız bildiğiniz gibi bir mal satmak için Merkez Bankasından döviz alıyorlar, borçlanıyor, satışlarını yaptıktan sonra gelip borçlarını ödüyorlar. Merkez Bankası diyor ki, döviz olarak aldığın borcu bana Türk lirası olarak ödeyebilirsiniz. Çünkü, Merkez Bankasının amacı, piyasanın ihtiyacı olan her türlü yerli ve yabancı parayı vermektir. Bu, büyük bir kolaylık. Böylece 2 milyar dolar piyasada kalması için önemli bir katkı. Hükümet olarak önemli bir karar aldık, devletin alacaklı olduğu kurumlarda kişiler var bunlarla yapılan sözleşmeler döviz üzerinden. Dedik ki vatandaş bize niye piyasadan döviz alıp da ödesin, onlara da dedik buyurun siz de Türk parası ile ödeyin. Böylece piyasaya 5 milyar dolar daha fazla sıcak kaynak bırakmış oluyoruz. Bundan sonra yapılacak sözleşmeler, devletin ki, bizim yapacağımız sözleşmelerde de mecbur kalmadıkça yabancı parayla sözleşme yapmayacağız" diye konuştu.
"Geçen gün AB toplandı kendileri gelin güvey oldular, Türkiye müzakereleri askıya alınsın mı alınmasın mı diye oylama yaptılar" diyen Yıldırım, "İki tarafın da yararına olmayacak, anlamsız ve gereksiz bir iş. Türkiye-AB gerginliğinden her iki taraf da kaybeder, kim daha çok kaybeder derseniz AB daha çok kaybeder. Yine de insanlık biz de kalsın, söylemiş olalım. Biz en büyük dayanağı millet olarak bir siyasi anlayıştan geliyoruz. AB şunu bilsin, Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürmek Avrupanın gelecekteki güvenliği içini bir mecburiyettir. Orta Doğudaki kaosun, göç dalgasının Avrupaya sirayet etmemesinin tek nedeni Türkiyenin varlığıdır. Aynı yaklaşımı da Avrupadan bekliyoruz" açıklamasında bulundu. (İHA)
Haber Merkezi