CHP’den İmralı çıkışı: “Süreç kapalı kapılar ardında yürütülemez!”

Deniz Yücel, İmralı sürecine CHP’nin katılmama gerekçesini açıklayıp “Şeffaflık kırmızı çizgimizdir” dedi. Kadın cinayetleri ve yeni parti programı hakkında da kritik mesajlar verdi.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : DHA
CHP’den İmralı çıkışı: “Süreç kapalı kapılar ardında yürütülemez!” haberinin görseli

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP'nin İmralı ziyaretine katılmamasına ilişkin, "Sürecin kapalı kapılar ardında değil, TBMM çatısı altında, Meclis'te temsil edilen tüm siyasi partilerin katılımıyla, şeffaf bir şekilde yürütülmesinin, şehit aileleri ve gazilerimizin incitilmemesinin, CHP'nin kırmızı çizgisi olduğunun altını çizdik" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Yücel, 'Kadına Karşı Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'ne ilişkin, "Son 1 yıl içerisinde Türkiye'de 282 kadın öldürüldü, 287 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Hiç şüphesiz kadın cinayetleri politiktir. Kadını çalışma hayatından, sosyal hayattan soyutlayan, kadın erkek eşitliğinin fıtrata uygun olmadığını savunan, 'Kadının tek kariyeri anneliktir' diyen, kadını 2'nci sınıf insan olarak gören anlayış, kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin sorumlusudur. Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi konusunda devletin kurumlarına aktif sorumluluk ve iş birliği yükümlülüğü getiren İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı kararnamesi ile çıkan anlayış, kadına şiddet ve kadın cinayetlerindeki artışın sorumlusudur. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında İstanbul Sözleşmesi'ne yeniden taraf olacağımızın, kadını, sokakta, evde, işte, her yerde, her türlü şiddetten koruyacağımızın sözünü buradan veriyoruz" diye konuştu.

'HALKIMIZIN DERTLERİNE DERMAN OLACAK’'

Yeni parti programına değinen Yücel, "Programımız; üretim ve istihdamı önceleyen demokratik bir yönetim anlayışını, yargının tarafsız ve bağımsızlığının sağlandığı, herkesin hukuk güvencesinin olduğu bir hukuk düzenini, çocuk yoksulluğunu sona erdirmeyi, üniversiteli gençlerimizin barınma sorununun giderilmesini, işsizlik sorununun temelden ve kalıcı bir şekilde çözümünü, her emekçinin iş güvenliğinin güvence altına alınmasını, asgari ücretin insan onuruna yakışır bir seviyeye yükseltilmesini ve istisnai ücret olmasını, her mahallede bir kreşi, kadının her alanda daha ön planda olmasını, erişilebilir sağlık hizmetlerini ve daha birçok hedefi barındırıyor. Kısacası programımızda, halkımızın dertlerine derman olacak, sorunlarını bir bir çözecek reçeteyi göreceksiniz. Bu program, halkın önüne gelen ilk sandıkla iktidara gelecek olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin hükümet programı olacaktır. Bu program, 86 milyonun yararını gözeten, ülkeyi aydınlık yarınlarla yeniden buluşturacak olan pusuladır. Bu program 'kimsesizlerin kimsesi nasıl olunur' bunu net bir şekilde gösteren kapsamlı bir çalışmadır" açıklamasında bulundu.

'SÜREÇ ŞEFFAF ŞEKİLDE İLERLEMELİ'

Yücel, barışın konuşulmasının ve bu amaçla Meclis zemininde adım atılmasının son derece önemli olduğunun altını çizerek, "Bu konu, kişilerin ve siyasi partilerin çıkarları ya da talepleri üzerinden şekillenemeyecek kadar hassastır. Bu konu aynı zamanda gündelik siyasetin de konusu değildir. Hedeflenen, gerçekten barış ise sürecin şeffaf yürütülmesi gerekir. Geçmişte yaşanan olumsuz tecrübeler, bu tespitlerin en önemli kanıtıdır. Cumhuriyet Halk Partisi, bu konuda tarihsel bir tutarlılık içindedir. Sorunu kişilere indirgemeden çerçevesini çizmiş ve sürecin demokratik siyaset içerisinde, Meclis zemininde ve şeffaf bir şekilde ilerlemesi gerektiğini her zaman belirtmiştir" diye konuştu.

'ALGI OPERASYONLARININ PARÇASI'

Kurucu parti olmanın yüklediği sorumlulukla her zaman demokrasiden, toplumsal huzur ve barıştan yana olan tavırlarını sürdüreceklerini belirten Yücel, "Bu sürecin kapalı kapılar ardında değil, TBMM çatısı altında, Meclis'te temsil edilen tüm siyasi partilerin katılımıyla, şeffaf bir şekilde yürütülmesinin ve şehit aileleri ve gazilerimizin incitilmemesinin, CHP'nin kırmızı çizgisi olduğunun altını çizdik. Bir kez daha altını çiziyoruz. Tam da bu hassasiyetler nedeniyle komisyonun İmralı'ya gitmesi ile ilgili tutumumuzu, gerekçelerimizle birlikte kamuoyuyla paylaşmıştık. Yaptığımız açıklamaların dışında ve ötesindeki yorum ve değerlendirmeler, barış süreciyle ilgili yüzeysel bir yaklaşımın göstergesi olduğu kadar, uzunca bir süredir Cumhuriyet Halk Partisi'ni düşmanlaştıran siyasi algı operasyonlarının da bir parçasıdır. Demokratik bir ülkede sulh içerisinde ilerleyebilecek süreçleri sanal gerginliklerle tırmandıran, hukuk önünde verilecek hesabı, iktidar gücünü kullanarak sormaya kalkan, muhalif tüm kesimlere düşman hukuku uygulayan, yargının içini boşaltan ve hatta yargılama yapılmadan kişileri suçlu ilan eden anlayışın, 'Terörsüz Türkiye' sürecindeki samimiyetinin sorgulanması bir zorunluluktur" dedi.

'İSTEYEN ADAY OLABİLİR'

39’uncu Olağan Kurultay’da Özgür Özel'in karşısına bir rakip bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine Yücel, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayında bir göreve talip olan arkadaşlarımız yeterli imzayı toplayarak bu göreve talip olabilirler. Genel başkanlık makamı da buna dahildir. Biz geçmişte yaşanan bazı sıkıntıları, bazı sorunları ortadan kaldırmak için tüzüğümüzde bir değişiklik yaptık. Mevcut genel başkanın aday olması için imza toplamasına ilişkin tüzük hükmümüzü kaldırdık. Mevcut genel başkan eğer isterse imza toplamadan da aday olabiliyor. Bu tabii mevcut genel başkanın devam etmesi yönünde imza toplama gibi bir süreç yaşandığında rakip çıkmak isteyen arkadaşların adaylığını biraz zorlaştıran bir uygulamaydı ve hükümdü. Dolayısıyla şu anda böyle bir durum söz konusu değil. İsteyen arkadaşlarımız yeterli imzayı toplayarak aday olabilirler. Tabii önümüzdeki günler ne getirir ne götürür bunu hep birlikte yaşayacağız" ifadelerini kullandı

Kaynak : DHA

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.