CHP’li Bağcıoğlu anlattı: Milli savunmada son durum ne?

CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu TSK, doğal afetler, savunma sanayi, bölge güvenliği ve çeşitli konuşlarda bilgiler paylaştı.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
CHP’li Bağcıoğlu anlattı: Milli savunmada son durum ne? haberinin görseli

GÜLPERİ TİBİN / CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda güvenlik, savunma sanayi ve personel konularında basın açıklaması gerçekleştirdi. Bağcıoğlu konuşmasına başlarken, “Öncelikle, Üçüncü Genel Başkanımız, Kıbrıs Adasına barışı getiren cesur lider, büyük devlet ve siyaset adamı, gerçek Atatürk milliyetçisi sayın Bülent Ecevit’i aramızdan ayrılışının 19’uncu yılında saygı, minnet, rahmet ve özlemle anıyorum” ifadelerini kullandı.

TSK’NIN YIPRATILMASINA İZİN VERİLMEMELİDİR

Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e ziyarette bulunan vatandaşların sayısına değinen Bağcıoğlu, “Bu sene Cumhuriyet Bayramı'nda Anıtkabir’i ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısı geçen yıla göre yüzde 49 artmış, cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlamalarındaki sayının da üstüne çıkmıştır” dedi. Bağcıoğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Cumhuriyet Bayramı'nda, Anıtkabir’e girişte, askeri personele yönelik kontrollere ilişkin talebimizin dikkate alınması ve Türk milletinin hassasiyetlerine uygun davranılması, olumlu bir yaklaşımdır. Ancak, birçok talep ve girişime rağmen, Anıtkabir’de siyasi sloganlarla milletimizin milli değerlerine saygısızlık yapılmaya devam edilmektedir. Gelecek hafta ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 87’nci yılında anacağız. Devletin ilgili ve sorumlu tüm kurumlarından beklentimiz, 10 Kasım tarihinde kabir adabına, milletimizin örf, adet ve geleneklerine, günün anlam ve önemine uygun davranılmasının sağlanmasıdır. Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümü tüm Türkiye’de büyük coşku ve gururla kutlandı. Ancak, Cumhuriyet Bayramı törenlerinde Malatya’da, 2’nci Ordu Komutanlığı Bandosu tarafından cumhuriyet marşlarına yer verilmemesi, kutlu günün ruhuna yakışmaz ve kabul edilemez. Türkiye’nin her yerinde askeri bandolar cumhuriyet marşlarını coşkuyla çalarken, Malatya’daki bu rahatsız edici durumun Millî Savunma Bakanlığı tarafından incelenmesi uygun olacaktır. TSK hepimizin gözbebeğidir; siyasete alet edilerek yıpratılmasına izin verilmemelidir.”

MİLLİ MENFAATLERİMİZ AÇISINDAN ZORUNLU

Rusya – Ukrayna savaşının devam ettiği süreçte bölge güvenliğine ilişkin konuşan Bağcıoğlu, şunları kaydetti: “Rusya Federasyonu – Ukrayna çatışması, tüm çabalara rağmen devam ediyor. Hava gücü ve hava savunması ile insansız araçların önemli rol oynadığı çatışmalarda, Karadeniz’de dökülen mayınlar önemli tehdit.  Deniz Kuvvetleri Komutanı geçtiğimiz günlerde Karadeniz’deki mayınların Türkiye tarafından temizleneceğini açıkladı. Bu devletin tüm kurumları ile koordineli verilmesi gereken stratejik seviyede bir karar. Türkiye bu konuda yetkin, Romanya ve Bulgaristan ile devam eden iş birliği var; Türk deniz ticaretinin güvenliği elbette önemli ama, mayınları döken Rusya-Ukrayna öncelikle sorumludur.  Maliyet ve risk sadece Türkiye’ye kalmamalı, Türkiye’nin önceliği kendi deniz ticaretinin emniyeti olmalıdır. Ayrıca, Karadeniz sahildarı olmayan devletler bu sürece kesinlikle dahil edilmemelidir. Önce kirletenler gereğini yapsın, sonra Türkiye Karadeniz sahildarı devletler ile iş birliği içerisinde, elbette faaliyetleri destekleyebilir. Bölgede son dönemde meydana gelen gelişmeler ve muhtemel girişimler dikkate alındığında, doğu Akdeniz’de uluslararası hukuk çerçevesinde münhasıran haklarımız olan, ancak yıllardır faaliyet gösterilmeyen bölgelerde, araştırma faaliyeti icra edilerek devlet uygulaması yapılması, bayrak ve varlık gösterilmesi, milli menfaatlerimiz açısından zorunludur.”

PROJELER İÇİN GERÇEKÇİ ZAMAN PLANLARI

Bağcıoğlu, savunma sistemine ilişkin projeler için gerçekçi zaman planları belirlenmesi gerektiğini söyledi. Bağcıoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: “Özellikle Altay tankı, Çelik Kubbe, TF-2000, MMU KAAN vb. kritik projeler için popülist söylem yerine gerçekçi zaman planları belirlenmelidir. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum; Çelik Kubbe hava savunma sisteminin, yalnızca bazı bileşenlerinin envantere alınması, projenin tamamlandığı ve ülkemiz hava savunmasının bütünüyle sağlandığı şeklinde sunulmamalıdır. Bu durum, yetkili makamların millet nezdindeki güvenilirliğini zedeleyebilir. Basında yer alan haberlere göre, ASELSAN ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında imzalanan sözleşme kapsamında, teslimatların 2027-2031 yılları arasında gerçekleşeceği belirtilmektedir. Bu da sistemin tam olarak devreye girmesi için en az 6-7 yıla ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Tüm milli güç unsurlarıyla savunma sanayimize uygulanan yaptırımların kaldırılmasına gayret edilmelidir. Kritik projelerin ilerleme durumları periyodik olarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır.”

SİBER SALDIRI VURGUSU

Bağcıoğlu, siber saldırı ve tehditle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Siber tehdit hızla artıyor ve daha etkili hale geliyor. Son bir hafta içerisinde, dünya üzerinde 102 değişik tip ve ölçekte, siber saldırı meydana geldi. Bu çerçevede sistemlerin güvenlik kontrolü, farkındalık ve hazırlık hayati önem taşıyor— tüm ilgili kurumlar daha önce çeşitli defalar hatırlattığımız gibi; önlemlerini almalı, hazırlık seviyesini yükseltmeli, toplumsal bilinçlenme sağlanmalı, farkındalık artırılmalı ve düzenli eğitimler ile gerçekçi tatbikatlar yapılmalıdır.”

DOĞAL AFETLER DE GÜNDEMDE

Bağcıoğlu, doğal afetlerle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Bölgemizde kabullenmek zorunda olduğumuz bir gerçek olan deprem, maalesef kendisini hatırlatmaya devam ediyor. Bu kapsamda, ivedilikle alınması gerekli tedbirleri tekrar hatırlatıyorum. Türkiye Afet Müdahale Planı revize edilerek, TSK afet müdahalesinde ‘destek’ yerine ‘esas çözüm ortağı’ olarak görevlendirilmelidir. ‘Afet ve Acil Durum Kurulu’nda, MSB/Genelkurmay temsilcileri sürekli yer almalıdır. AFAD talebine bağlı kalmaksızın, hangi bölgede hangi askeri birlik/teçhizatın görevlendirileceğine dair, tüm Türkiye’yi kapsayan, bütüncül ve karşılıklı desteğe imkân veren müdahale planları hazırlanmalıdır. Denize kıyısı olan iller için, kurtarma/yardım deniz yoluyla da ulaştırılmalı; liman/marinalar güçlendirilmelidir. Yardım getirecek gemiler şimdiden belirlenmeli, liste periyodik olarak güncellenmelidir. Yaz mevsiminin sona ermesi ile birlikte, orman yangınlarına ilişkin gelecek seneye yönelik hazırlıkların şimdiden başlaması gerekiyor. Gelecek dönemde; Geçici orman işçileri kadroya alınmalı, eğitimli personel merkezi bölgelerde konuşlandırılarak, hızla yangın bölgesine sevk edilmelidir. TSK’dan ayrılan uzman erbaş veya sözleşmeli erler, tecrübe ve fiziki yeterliklerinden yararlanmak üzere, kadrolu orman işçisi ve orman muhafaza memurları olarak istihdam edilmelidir. THK yeniden yapılandırılmalı, kayyum yönetimi sona ermelidir. Kiralama usulü bitirilmeli, Orman Bakanlığının kendi yangın söndürme uçak/helikopter filosu kurulmalıdır. TSK rezerv filosu yangınlarda destek vermeli; esas sorumluluğun Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olduğu unutulmamalıdır.”

HARP CERRAHİSİ YENİDEN TESİS EDİLMELİ

Askeri hastanelerin yeniden açılmasının gündeme gelmesiyle ilgili de konuşan Bağcıoğlu, şunları kaydetti: “Basında gündeme getirilen, bazı asker hastanelerinin açılması veya askeri tıp akademisi olmadan askeri sağlık sisteminin tesisi gibi öneriler kesinlikle yetersiz ve ihtiyaçları karşılayamayacak önerilerdir. Askeri sağlık sistemi sadece asker hastanelerinden oluşmaz. Kademeli bir sistemdir. En tepesinde ise askeri sağlıkta uzmanlık ve eğitim fonksiyonlarını yerine getiren, adeta bir mükemmeliyet merkezi olan askeri tıp akademisi bulunmaktadır. İktidara bu konuda yaptığımız detaylı çalışmaları dikkate almasını ve en uygun çözümün ortak mutabakatla elde edilmesini öneriyoruz. Askeri sağlık sisteminin etkinlikle tesisi için kıtalardan ve gemilerden, asker hastanelerine ve en sonunda askeri tıp akademisine, kademeler halinde oluşturulan sistem, geçmiş tecrübelerden elde edilen dersler çerçevesinde düzeltmeler yapılarak tesis edilmelidir. Harp cerrahisi, travmatoloji, acil müdahale, yanık tedavisi, uçuş/dalış tabipliği gibi kritik uzmanlık alanları ve kurumsal kültür yeniden tesis edilmelidir. Askeri sağlık eğitim kurumları yeniden yapılandırılmalı; TSK ihtiyaçlarına aşina, sağlık personeli – muharip uyumu olan, kurumsal ortak kültüre ve harekatın gerektirdiği uzmanlığa sahip personel yetiştirilmelidir.”

ADLİ SÜRECİ DE TAKİP EDECEĞİZ

Bağcıoğlu, İskenderun’da iki askerin şehit olmasıyla ilgili konuştu. Konuyla ilgili adli sürecin takipçisi olduklarını ifade eden Bağcıoğlu, “İskenderun’da yaşanan 2 evladımızın şehit olduğu müessif olayın üzerinden tam 102 gün geçti.  İdari tahkikat sonuçlarına göre yapılan veya yapılacak idari işlemlerin açıklanması, kamuoyunun beklentisidir. Ayrıca, birliğin bağlı olduğu sıralı komutanlıkların, sevk idare ve denetim zafiyetleri de değerlendirilmelidir.  Barış şartlarında, barış garnizonunda ve rutin eğitim çeviriminde iki evladımız şehit olmuştur. Bu, TSK’da daha önce asla görülmeyen bir ihmaldir. Hangi seviyede olursa olsun, doğrudan veya dolaylı sorumluluğu olan tüm yetkililer- birliğin sıralı komutanlıkları dahil- hakkında işlem tesis edilmelidir. Adli süreci de takip edeceğiz.”

KABUL EDİLEMEZ BİR ÇELİŞKİ

Son olarak, yeni çözüm süreci olarak nitelendirilen süreçle ilgili eleştirilerde bulunması sonrasında tutuklanan emekli Albay Orkun Özeller’le ilgili açıklamalarda bulunan Bağcıoğlu, değerlendirmelerini şöyle tamamladı: “Görev yaptığı sürece terörle mücadelede büyük kahramanlıklar gösteren emekli Albay Orkun Özeller, sadece şahsi görüşlerini ifade ettiği için 50 güne yakın süredir hapishanede tutulurken; ihraç edilen Teğmenlerimize ve Orkun Özeller’in ailesine fütursuzca ölüm tehditleri yağdıranlara, haysiyet cellatlığı yapan, sosyal medya tetikçilerine, Milli değerlerimize hakaret edenlere herhangi bir işlem yapılmaması, Atatürk’e açıkça saygısızlık yaptığı tespit edilen iki teğmenin, Atatürk’ün kurduğu orduda görevine devam edebilmesi kabul edilemez bir çelişkidir.”

 

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.