- Siyaset
- 03.07.2025 20:09
Emniyet binası önüne gelerek basına açıklamalarda bulunan CHP Milletvekilleri Ümit Özlale ve Mahmut Tanal, eşit yargılama ve adalet vurgusu yaptı.
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN/ AYSELİN UZUN - İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik düzenlenen yolsuzluk ve usulsüzlük operasyonları, gündemdeki yerini koruyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun gözaltına alındığı operasyon kapsamında gözaltına alınanların sayısı 137’ye yükseldi. İfadelerinin alınmasına başlanan Aslanoğlu ve Soyer’in ifade sonrasında adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Öte yandan CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale ve CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Soyer’in gözaltında bulunduğu İzmir Emniyet Müdürlüğü Yeşiyurt Hizmet Binasına gelerek mağdur yakınlarına destek oldu. Ailelerle gerçekleştirilen kısa görüşmeni ardından CHP’li vekiller basına açıklamada bulundu. İlk olarak söz alan Özlale, yangınlara da değinerek, “Bugün İzmir’de her anlamda içimiz yanıyor. Bir yanda orman yangınları, öbür tarafta da üç gündür hukuksuz yere gözaltında tutulan çalışma arkadaşlarımız var. Biz hala onlarla görüştürülemiyoruz. Üç günden beri burada avukat milletvekillerimiz olmasına rağmen çalışma arkadaşlarımızdan doğru düzgün haber alamıyoruz” dedi.
Özlale, değerlendirmesine şöyle devam etti: “En zor dönemlerde, sıkı yönetimlerde bile biz böyle uygulamalarla karşılaşmamıştık. Maalesef bugün haklı ve suçsuz olduklarına sonuna kadar inandığımız çalışma arkadaşlarımızla irtibatımız neredeyse kesilmiş durumda. Bizler orada endişeyle bekleyen ailelerin yanında onları teselli ediyoruz ve sorunlarını gidermeye çalışıyoruz. Bu zor günleri ancak hep beraber aşacağımızı biliyoruz. Buradan bir kere daha söylemek istiyorum; delil karartma diye bir şey yokken, çağırıldığında çok rahatlıkla ifadeye gelebilecek olan yeri yurdu belli, adli kontrolle salıvermeleri halinde rahatlıkla duruşmaya gelebilecek olan birbirinden temiz arkadaşlarımızın bu şekilde gözaltına alınmasını, adeta milletvekillerinden tecrit edilmesidir. Bunu asla kabul etmiyoruz. Çok üzülüyoruz, kızıyoruz ama maalesef bu rejimde şaşırmıyoruz.”
Sonrasında açıklama yapan Tanal ise şöyle konuştu: “Bu rejimin adı nedir? Eğer tecrit ediliyorsa, gözaltındayken görüştürülmüyorsa bunun adı otoriter rejimdir. Mademki sabahın beşinde şafak operasyonu adı altında böyle bir operasyon yapıyorsanız aynı tempoda ifadeyi alıp adliyeye sevk etmek zorundasınız. Operasyonu yaparken arşivde bulunan başka bir ilçedeki farklı bir operasyonun görüntülerini, belediye başkanına, il başkanına, kamu görevlisi arkadaşlarımıza, çalışan arkadaşlarımıza, bak operasyon böyle yapıldı demek tek başına bunun bir algı operasyonu olduğunun ispatıdır. Ben şimdi içeriden geliyorum, söylenen şu, ‘Şu an hala 35 – 40’ kişinin ifadesi var. Kardeşim, ceza muhakeme kanununu, gözaltına alma yönetmeliği şunu söylüyor, siz gözaltına aldığınız kişiyi yorgun bırakmamak kayıt ve şartıyla adil soruşturmayı yapmak zorundasınız. Getireceksin nezarete atacaksınız, üç gün gözaltında kalacak ve hala ifade alınmamışsa bunun adı adil, tarafsız soruşturma değil gözdağıdır, yorgun ve bitkin bırakmadır. Peki ikinci günden itibaren ifadesi alınan şüphelileri neden adliyeye çıkarmıyorsunuz? Bunun mantığı ne? Gözaltının manası şu; siz ifade alabilecek makul süre içerisinde gözaltına alabilirsiniz, bu süreyi zulme dönüştürecek bir soruşturmaya ne anayasamız ne ceza kanunumuz ne Avrupa İnsan Halkları Sözleşmesi izin veriyor. Biz Anayasa’nın, hukukun uygulanmasını istiyoruz. Bu soruşturmada kaçılacak bir durum yok. Bu soruşturmayla ilgili il başkanımız hakkında iki tane beraat kararı var. İki tane beraat kararının olduğu bir yerde, bir koyundan bir post çıkar iki post çıkmaz. Bir eylemden de bir suç çıkar, çıkıp 5 – 10 suç çıkaramazsınız. Bunun yargılamasını yapmışsınız. Bu olayda kooperatifle ilgili arkadaşlarımız aklanmışken temcit pilavı gibi 2023 yılında başlattığınız soruşturmayı 2025 yılında tekrar halka sunamazsınız. Bu tamamen CHP’ye, belediyelerimize yönelik yapıla bir kumpastır. Bunun daha ötesi yoktur.”
Yapılanların FETÖ taktiği olduğunu vurgulayan Tanal, konuşmasını şöyle noktaladı: “TOKİ'nin, Fikirtepe’de kentsel dönüşümle ilgili çalışmaları var. Hangisi zamanında bitirdi? İzmir’de. İstanbul’da, Ankara’da, Şanlıurfa’da var. O zaman kentsel dönüşüm nedeniyle TOKİ’nin zamanında teslim etmedikleri, taahhüt ettikleri şekilde yerine getirmediklerim de bir gerçek. O zaman oradaki tüm kamu görevlilerini içeri alın. Oradaki kişilerle ilgili gözaltı işlemi yapın. O cumhuriyet savcıları sıraya girsin o zaman, kentsel dönüşümle ilgili vaatlerini yerine getirmedikleri, gereği gibi yapmadıkları için onları da yargılasın. Biz hiç kimsenin hiçbir arkadaşımızın suç işlediğine inanmıyoruz, hepsi masum. Ama eğer yargılamayı soruşturmayı yapacaklarsa da eşit hukuk istiyoruz. Ceza kanunu hükümleri diyor ki suçta ve cezada eşitlik, anayasamız, Avrupa İnsan Hakları, hepsi eşitliği vurguluyor. Burada yapılan bir düşman ceza hukuku var. Planlayarak, tasarlayarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin oylarının yükselmesi karşısında bu gidişatı durdurmak, AK Parti'ye oy kaybını durdurmak için yapılan bir algı operasyonudur. 2023 yılanda başlatılan soruşturmayı 2025 yılına kadar neden beklettiniz? Sebep neydi? Demek ki deliller karartılmamış. Deliller orada duruyor. Burada tamamen siyasi bir operasyon var. Hukuki bir soruşturma değil. Biz bu ülkede hukuku özgürlüğü demokrasi istiyoruz. Suç işlememiş olanları suç işlemiş gibi toplumda algı yaratmayı hukukla izah edemeyiz. Bunun örnekleri dünyada Macaristan’da Pakistan’da vardır. Ekrem Bey cumhurbaşkanı adayı olmasa ne diploması iptal edilirdi ne bugün cezaevinde olurdu. Buradaki olay başarılı olan belediyelerimizi gözden düşürmek ve oy artışını engellemek için yapılan bir kumpastır. FETÖ’nün taktikleri uygulanıyor. Biz bu taktiklerin hepsini tek tek halkın gözünün içine baka baka anlatacağız.”