CHP'li Yücel: Açlık sınırı 26 bin liraolmuş ama ne AK Parti’nin ne de ortağının umurunda olmamıştır
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "Ülkemizde artık konuşulması sakıncalı olan tek bir konu kalmıştır o da geçim sıkıntısı. Ama bir tek hayat pahalılığı konusunda ortaklaşılamamıştır. Açlık sınırı 26 bin lirayı, yoksulluk sınırı 85 bin lirayı bulmuş ama ne AKP’nin ne de ortağının umurunda olmamıştır. Dün 'CHP seçimi kazanırsa Öcalan’ı çıkaracak, sayaçlarınızı dağdakiler okuyacak' diyenler, o gün de ekonomi konuşulmasın istiyorlardı, bugün de, bir kazanda eritilen demir konuşulsun ama ekonomi yine konuşulmasın istiyorlar" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Yücel, konuşmasına '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü anarak başladı. Yücel, "Biz 9 yıl önce, nasıl ki darbenin karşısında demokrasiden yana durduysak, bugün de aynı noktadayız, darbelerin karşısında demokrasiden yanayız. Allah bu millete, bir daha 15 Temmuz yaşatmasın. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ve Cumhuriyet Halk Partisi grubu, 9 yıl önce darbenin haberini alır almaz millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ilk gidenlerden ve darbeye karşı ilk direnenlerden olmuştur. Ancak bugün Özgür Özel’in Genel Başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi ve onun seçilmiş belediye başkanları, bir yargı darbesiyle karşı karşıyadır. Millet iradesi gasp edilmekte, milletin seçtikleri yargı eliyle yok sayılmaktadır. Bugün AK Parti, sadece kendi iktidarını devam ettirmek üzerinden kurguladığı tiyatroda, dün ak dediğine bugün kara, dün doğru dediğine bugün yanlış diyor. 23 yıllık AKP iktidarı yükselen toplumsal muhalefet karşısında büyük bir panik ve telaş içerisinde, iktidarını korumanın yollarını arıyor. 19 Mart darbesine kalkışanlar, 15,5 milyonun Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, 15 belediye başkanımızın, yüzlerce bürokratın ve çalışma arkadaşlarının düzmece gerekçelerle cezaevine gönderilmesini, bu millet sineye çeker sandılar. Kendilerinde olmayan 'adalet' duygusunu halk da unuttu zannettiler. Her yeni operasyonda pes edeceğimizi, geri adım atacağımızı düşündüler. Hiçbir şey düşündükleri gibi olmayınca iyice şirazeyi kaçırdılar" ifadelerini kullandı.
'719 KİŞİNİN BİRİNCİ OLMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI BİR DURUMDUR'
Kartalkaya davasına vurgu yapan Yücel, "Bolu faciasının tüm sorumlularının yargı önünde hesap vermesi gerektiğini tekrarlıyor, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel başta olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızın altını bir kez daha çiziyoruz. AKP'nin elini attığı her alanda hep bir haksızlık, hep bir hukuksuzluk var. Bundan bir ay önce yapılan LGS 'de soruların, sınav devam ederken whatsapp gruplarında paylaşıldığı tespit edilmişti. Yıllarca soruları çalarak devlet kurumlarında yükselen FETÖ’cülerin taktiklerini anımsatan bu olayın üzerinde ciddiyetle durulması gerekir. Birkaç gün önce açıklanan sonuçlar ise sınava dair şüpheleri iyiden iyiye kuvvetlendirmiştir. Kamuoyunda uzunca bir süre, soruların zorluğu konuşulurken sınavda 719 kişinin birinci olması hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Çocuklarımızın geleceğini doğrudan etkileyen bu olayın üstü kapatılamaz, bu olay geçiştirilemez. Konuyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanını ciddiyete davet ediyoruz. Oturduğu koltuğu zerre hak etmeyen Yusuf Tekin'in milyonlarca çocuğun geleceğini etkileyen bu duruma ilişkin acilen bir açıklama yapmasını, sınav sonuçlarının da şeffaf bir şekilde açıklanmasını bekliyoruz" dedi.
'ENGİN TÜTER, CENGİZ ÇOŞAR VE HÜSEYİN CEM GÜL KESİN İHRAÇ TALEBİYLE DİSİPLİNE SEVK EDİLDİ'
Yücel, 2024 Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi raporuna göre Türkiye'nin 142 ülke arasında 117'nci sırada olduğunu ifade ederek, "Geçtiğimiz günlerde Manavgat’ta hukuk kılıfıyla bir siyasi operasyon yapılmaya çalışıldı. Manavgat’ta yaşananlar, bir soruşturmanın ötesinde, açıkça bir siyasi kumpastır. Baş aktör meclis üyesi, biz ona baklavacı diyoruz. Savcılığın emniyet eliyle yürüttüğü bir operasyon var. İşin ilginci rüşveti veren de emniyetle iş birliği içerisinde, rüşveti alan baklavacı da. Polis içeri girdiğinde baklava kutusunu verenin nereye koyduğunu bildiği gibi, alanın da nereye koyduğunu biliyor. Cumhuriyet Halk Partisi bu olayla ilgili yerel yönetimler tecrübesi olan 2 milletvekilini muhakkik olarak görevlendiriyor. Muhakkiklerin raporu doğrultusunda gözaltına alına 4 meclis üyesinin istifası isteniyor. Bu arada baklavacı, daha ifadesi bile alınmadan, sorguya girmeden etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyor ve 3 meclis üyesinin daha ismini veriyor. Baklavacını attığı tüm adımlar Manavgat Belediyesini AK Parti’ye teslim etmek üzerine. Bu kumpasın boşa çıkarılması için İlçe Seçim Kurulu marifetiyle yedeklerin çağırılması istendiğinde, Seçim Kurulu Hakimi rapor alıyor. Bu arada Seçim Kurulu Hakimi Başsavcının eşi. Bu arada baklavacı istifasını geri çekmek istiyor. Dikkat ederseniz atılan her adım Manavgat Belediyesini AKP’ye teslim etmek üzerine. Neticede YSK istifanın geri çekilemeyeceğine ve yedeklerin çağırılmasına karar veriyor ve yedekler çağırılarak, bu kumpas boşa düşürülüyor. Bugün birkaç saat önce CHP Meclis üyesi Mehmet Çiçek Manavgat Belediye Başkan vekili seçiliyor. Bütün bu yaşananlarda Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek kusuru bu adamın, bu baklavacının meclis üyesi yapılmasıdır. Bugünkü MYK toplantımızda, Manavgat’ta yaşanan süreçle ilgili olarak, bu rüşvet kumpasının baş aktörü olan Engin Tüter, Cengiz Coşar ve Hüseyin Cem Gül'ün kesin ihraç istemiyle disipline sevkine karar verilmiştir. Soruşturmanın selameti açısından, belediye meclis grubundan 7 kişinin gözaltına alınması, bu meclis üyesi listelerinin oluşturulmasında dahli olmaları nedeniyle Belediye Başkanımız Niyazi Nefi Kara ve önceki Belediye Başkanımız Şükrü Sözen’in üyelikleri askıya alınmıştır" diye konuştu.
'MUTFAKTAKİ YANGIN, HER HANEDE KENDİNİ GÖSTERİYOR'
Yücel, CHP olarak terörün karşısında, barışın yanında olduklarını belirterek, "23 yıllık AK Parti iktidarının şaha kalkacak dediği ekonomi adeta bitkisel hayatta, yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Sandıktan kaçan, adayımızdan korkan bir iktidar. Geleceğin Cumhurbaşkanının haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulması, halkın seçtiği belediye başkanlarına ve halka yaşatılan hukuksuzluk süreci ve milli irade gaspı, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması. Bu örnekleri çoğaltmanın çok kolay olduğu günlerden geçmekteyiz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi mutfaktaki yangın, her hanede kendini gösteriyor. Ekonomi bozuldukça iktidar tarafından konuşulmamaya, konuşulmadıkça daha da bozulmaya devam ediyor. Ülkemizde artık konuşulması sakıncalı olan tek bir konu kalmıştır o da geçim sıkıntısı. Ama bir tek hayat pahalılığı konusunda ortaklaşılamamıştır. Açlık sınırı 26 bin lirayı, yoksulluk sınırı 85 bin lirayı bulmuş ama ne AK Parti’nin ne de ortağının umurunda olmamıştır. Dün 'CHP seçimi kazanırsa Öcalan’ı çıkaracak, sayaçlarınızı dağdakiler okuyacak' diyenler, o gün de ekonomi konuşulmasın istiyorlardı, bugün de bir kazanda eritilen demir konuşulsun ama ekonomi yine konuşulmasın istiyorlar. Bu ülkenin tek gündeminin halkın geçim sıkıntısı olması için daha ne olması gerekiyor?" diye konuştu.