Sayfa Yükleniyor...
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’yla görüşmesinin ardından ortak bir basın açıklaması gerçekleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Lütfü Bey’e yöneltilen bütün öfkeye rağmen kendisini adaylaştırdığımız süreçte herhalde kurultaya itiraz edecek zamanı bulamadı. Bunu 1,5 yıl sonra yapmaya çalıştı” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na parti genel merkezinde ziyarette bulundu. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 2 saat sürdü. Görüşmenin sonrasında Özel ve Davutoğlu ortak basın açıklamasında bulundu.
Özgür Özel açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Ben hem Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin, belediye meclis üyelerinin, partimizin, siyasetçilerinin, en nihayetinde partimizin kurumsal kimliğinin bir yargı tacizi altında ve bu güçlüklerle mücadele ederken belirlediğimiz yol haritasıyla ilgili bilgilendirme imkanı buldum kendilerine. Buna yönelik olarak da son derece yapıcı önerilerini, katkılarını aldık Sayın Başbakanımızın. Bundan sonra halk arasındaki deyimle arayı daha fazla açmadan, bol bol karşılıklı istişarelerde bulunmak ve heyetlerimizin de kendi alanlarında gerekli görüşmeleri noktasında bir fikir birliğimiz var. Sayın Davutoğlu'nun ev sahipliği zaten tüm siyasi kamuoyu tarafından malum. O örnek ev sahipliklerinden bugün birine daha şahit olduk. Ben kendisine çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de bu iyi ilişkilerin artarak devam edeceğine olan inancımı ifade ederek bitirmek isterim sözlerimi.”
Ortak basın açıklaması sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özel, Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın CHP Kurultayı’na yönelik iptal davası açmasını değerlendirdi.
Özel, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu:
“Cumhuriyet Halk Partisi bundan 1,5 yıl önce bütün Türkiye’nin gözünün önünde son derece demokratik bir kurultayı hem de önce mahallelere sandık kurarak, mahalleden ilçeye, ilçeden ile, sonra büyük kurultaya gelerek gerçekleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde Meclis’te milletvekili bulunan siyasi partiler içerisinde liderini çoklu yarışla değiştirebilen ilk parti oldu. Bu da Türkiye demokrasisi açısından da bir övünç vesilesi olarak hepimizin hafızalarında yer aldı. Bütün itiraz süreçleri geldi ve geçti. Zaten o süreçlerde hiç böyle iddialar ortaya atılmamıştı. Ama üç ayda bir Sayın Erdoğan, bu kurultaya bir niteleme sıfatı takıp, tartışma başlatmaya çalıştı. Biz onun çok elverişli gördüğü o alana hiç girmedik. Şu anda bir yıldır hiçbir kanıt olmayan bomboş bir dosyaya konuşanlar, paylaşım yapanlar, adı geçen herkesi dahil edip orada bir hareketlilik yaratmaya çalışıyorlar. Usulen zaten Lütfü Savaş’ın açtığı, açmaya çalıştığı dava süre yönünden reddedilmeye mahkum, zira altı aydır bu işin süresi. Sayın Lütfü Savaş da altı ay içinde o başvuruyu yapamamasına bir gerekçe arıyorsa herhalde kendisi önce bizi tebrik edip, sonra takdir edip, sonra adaylık başvurusu yapıp, bizim anketlere çok dikkatle bakarak ve kendisinin kazanabilmeye yakın adayımız olarak görüldüğü için aldığımız bütün eleştirilere, Lütfü Bey’e yöneltilen bütün öfkeye rağmen kendisini adaylaştırdığımız süreçte herhalde kurultaya itiraz edecek zamanı bulamadı. Bunu 1,5 yıl sonra yapmaya çalıştı. Bu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin muhalefeti meşgul etme stratejisinin bir parçasıdır. Bu stratejinin parçası olanlar da hangi bütünün parçası olduklarını da kendileri değerlendirsinler. Benim bu konuda israf edebileceğim nefes bununla sınırlı.”
Özel, HÜDA-PAR’ın açıkladığı Çalıştay Bildirisi’nin sorulması üzerine ise “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kürt meselesine ilişkin geçmişte söylediklerini, bu sürece ilişkin söylediklerini, bir Meclis odaklı süreç tarifiyle ilgili ısrarını biliyorsunuz. Bunun yanında bizim yedisi hukukçu, 10 kişiden oluşan komisyonumuz Türkiye’nin bütün sorunlarını demokratikleşerek aşabileceğini ve bunun hangi yasal düzenlemelerle yapılabileceğini çalışıyorlar. Zaten o demokratikleşme adımları, Türkiye’de pek çok sorunu ortadan kaldırabilecek adımlar. Ümit ediyoruz ki Meclis’te bir bütün olarak demokratikleşmeyi ve doğal sunucu olarak Kürt sorununun çözülmesini tartışabileceğimiz bir zemin oluşur. Ben bu zeminde tartışmayı tercih ederim, HÜDA-PAR‘ın raporu üzerinde tartışmayı asla doğru bulmam” dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın seçim tarihi hakkındaki açıklamasıyla ilgili soruları yanıtlayan Özel, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Elitaş’la Grup Başkanvekili olarak da karşı karşıya geldik. Kişisel ilişkilerimiz samimidir. Rekabet halinde, benim bir kez de onun Grup Başkanvekilliğini bırakacak pozisyona geldiği, karşılıklı diyaloglarımız hep olmuştur. Yine olmadık ve çok açık veren bir yaklaşımda bulunmuş. Geçmiş pratiği böyle örneklerle dolu. Eğer cesaretim varsa 2027 Kasım seçimlerinde onlarla yarışacakmışız Cumhuriyet Halk Partisi olarak. Cesaret 2,5 yıl vadeli bir iş değildir Sayın Elitaş. Cesaret bugüne dair bir şeydir. 2,5 yıla kadar ancak cesaretinizi toplayabileceğinizi ifade ediyorsunuz. Biz de size ‘Biz bugünden varız’ diyoruz. Bunu AK Parti'li seçmenlerin takdirlerine bırakıyorum. ‘2,5 yıl sonra cesur olacağız’ diyenlerle bugünden yarışmaya cesareti olanların, karşı karşıya geldiği bir pozisyondayız. İnanın Sayın Elitaş’a bu cevapları vermek siyasi hayatımın en keyifli süreçleriydi. Ama ben artık Sayın Elitaş’ın bunlardan bir ders aldığını düşünüyordum, almamış. Bir hocanın yanında ders vermek de bize düştü. Kusuruma bakmasınlar.”
'BUNDAN SONRA DAHA SIK GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ'
Ahmet Davutoğlu ise ziyaretin çok güzel bir istişareye vesile olduğunu söyledi. Konuşmasında iktidara yönelik de eleştirilerde bulunan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Maalesef iktidar yargıyı da kullanarak muhalefet üzerinde, muhalif basın üzerinde yoğun bir baskı yöntemiyle kutuplaştırıcı siyasetini sürdürüyor. Böyle bir dönemde hepimizin Türkiye'nin demokratikleşmesi için atılacak adımlar konusunda, özellikle artan yoksulluk karşısında halkın dertlerini sahiplenme konusunda çok daha sık bir araya gelme sorumluluğumuz var. Bu şartlar altında siyasilerin asli görevi iktidar olsun muhalefet olsun diyaloğu kesmemektir. Sayın Özel seçim sonrası bence son derece doğru bir kararla Sayın Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ettiğinde de destek vermiştim. Son dönemlerde Bahçeli'nin girişimleri sonrası başlayan siyasi iklim konusunda da Türkiye'nin toplumsal barışı için doğru adımlar olursa destek vereceğimizi ifade etmiştik. Her düzeyde siyasi diyaloğa ihtiyaç olan bir dönemde bizlere yaptığı ziyaret her türlü takdirin üstündedir. Bundan sonra daha sık görüşmeye hazırız.”
DHA