- Siyaset
- 02.07.2025 00:07
CHP, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100. günü nedeniyle Saraçhane’de büyük bir miting düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel,“Bin yerde operasyon yapsan, bin yerde direneceğiz” dedi.
CHP, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100. gününde Saraçhane’de tarihi bir miting gerçekleştirdi. Mitinge CHP eski Genel Başkanı Hikmet Çetin, Muharrem İnce ve çok sayıda yurttaş katılırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasına Nâzım Hikmet’in “Hürriyet Kavgası” şiirinden dizeler okuyarak başladı ve “Bu meydan milletin meydanıdır, bin yerde operasyon yapsan, bin yerde direneceğiz” ifadelerini kullandı.
Özel, konuşmasına Nazım Hikmet’in şu dizeleriyle başladı:
"Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır."
Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
CHP lideri Özel şöyle konuştu;
"100 günde hem içeride hem dışarıda direncimizi kırmaya, umudumuzu kaybettirmeye, bizi sindirmeye, 'Gel bak şuraya bir imza at. Hadi evlatlarına kavuş' diyerek en büyük kötülükleri yapanlara şöyle sesleniyoruz. Diyorsun ya, 'Gel bak bir imza at.' Ey Akın Gürlek, ey Erdoğan. Gel bak, gel şu Saraçhane'ye bir bak. Saraçhane'ye bak. Bu ülkeyi korkanlar, sinenler, teslim olanlar değil, direnenler kurtardı, direnenler kurdu. Bizi korkutamazsın. 100 gün önce burada söyledim, bir daha söylüyorum. Ey Erdoğan, biz korkuyu evde bıraktık. Çok değerli İstanbullular, İstanbul'un demokratları. Burası Saraçhane. Burası İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tarihi binası. Buradan kimler geldi, kimler geçti. Erdoğan, bu binada başkanlık yaptı. Geçmişte o da terörle, yolsuzlukla, çete kurmakla suçlandı. Buradan İstanbul'un bütün muhafazakar demokratlarının şahitliği ile hatırlatırım ki, bütün Milli Görüşçülerin şahitliği ile hatırlatırım ki, bir gün evine, evinin kapısına sabahleyin eşinin, evladının yanında polis dayanmadı. Bir gün gözaltı yapılmadı. Bir gün Vatan Emniyet'te tutulmadı, tutuklanmadı. Tutuksuz yargılandı ceza aldı, yine tutuklanmadı. Yargıtay'a gitti, onaylandı. Yine kapısına polis yollanmadı. Telefon açtılar, 'Pınarhisar Cezaevi hazır. Cezanız onaylandı. Yatmaya gelin' dediler. Bu kapıdan çıktı, bu meydana geldi. Bu meydanda halka hitap etti. Davulla zurnayla cezaevine gitti. Erdoğan, bir gün gözaltında olmadı, bir gün tutuklanmadı. TRT ekranlarında hakkında, ailesi hakkında bir gün iftiralar yayınlanmadı. Bırak pankartların yasaklanması, cezaevinde şiir albümü çıkardı, şiir kitabı yazdı. Ancak bugün kendisine yapılmayan her şeyi rakibine, rakibinin ailesine, sevdiklerine yapıyor. Bakın İstanbul'un bütün demokratları, Ekrem İmamoğlu halihazırda bu belediyenin seçilmiş belediye başkanıdır. Sadece tutuklu olduğu için, yerine geçici olarak Başkanvekili seçilmiştir. Unvan Belediye Başkanıdır. Ancak onun resmini belediyeden, ismini billboardlardan, sesini metro istasyonlarından kaldırmaya çalışıyorlar. Erdoğan, belediye başkanlığını kaybettiğinde ona yapılmayan muamele, belediye başkanı unvanı sürerken yapılıyor. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Ekrem Başkan'ın afişinden, broşüründen, resminden, sesinden korkuyorsun. Ancak korkunun ecele faydası yok, onun bir vesikalık resmine yenileceksin. Bir vesikalık resmine yenileceksin. Sen gideceksin, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak. Birileri 'Terörsüz Türkiye' diyor. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi de tarihsel bir tutarlılıkla, terör bitsin, barış gelsin. Analar ağlamasın. Kimsenin anasının gözünden yaş akmasın. Bu ülkenin parası teröre değil, hizmete, emekliye, emekçiye, öğrenciye, esnafa, çiftçiye gitsin istiyoruz. Ancak sadece 'Terörsüz Türkiye' demekle olmuyor. Terörsüz ve demokratik Türkiye istiyoruz. Terörsüz, çetesiz, mafyasız bir hukuk devleti istiyoruz. Biz milletin birliğini, huzurunu savunuyoruz ama bu yapılanlar birliği bozuyor, huzuru kaçırıyor. Biz adalet istiyor, hukuk istiyoruz. Bu adaletsizlikler esas iç cepheyi zayıflatıyor. Birileri iç cepheyi kuvvetlendireceğine, Silivri'nin iç avlularını kuvvetlendiriyor. Buradan milletimize sesleniyoruz. Artık birlik için, beraberlik için, zenginlik için adalet istiyoruz. 'Hak' diyoruz, 'Hukuk' diyoruz, 'Adalet' diyoruz. Bir yanda Türkiye'nin görmediği mitingleri yaparken, diğer yandan dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasını yapıyoruz. Sizlerin emeği, gayretiyle imza sayımız 20 milyonu geçti. Emeklerinize sağlık. Hedefimiz, Erdoğan'ın aldığı oydan fazla imzayla, ona dünyanın gözü önünde dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oyunu vermek"