Sayfa Yükleniyor...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CHPnin AİHMe başvurusuyla ilgili, "Türkiyenin sorun alanları üzerinden istismar siyasi yapmak maalesef Kemal Kılıçdaroğlunun CHPsinin bir alışkanlığı" dedi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Partinin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla düzenleyeceği anma programlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına, AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Mercan ve Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Ahinin PKK terör örgütü tarafından haince katledildiğini hatırlatarak başlayan Ünal, "Yılmadan mücadelemize devam edeceğiz, orada yaşayan insanlarımızı hiçbir şekilde bu vahşi terör örgütünün insafına asla bırakmadık, bırakmayacağız. Ana muhalefet partisi lideri de aradı ailelerine başsağlığı diledi. Bu siyaset açısından güzel bir gelişme ama beklerdik ki bu başsağlığı sırasında Kemal Kılıçdaroğlunun PKK diyebilmesini beklerdik. Terör örgütleri derken açık bir şekilde DHKP-C, PKK diyebilmesini, FETÖ diyebilmesini de beklerdik" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz gecesi kurumsallaşmış siyasetin darbenin püskürtülmesinde ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü belirten Ünal, "15 Temmuz ve 15 Temmuzun önemi ne kadar perdelenmek istense de itibarsızlaştırılmak istense de 15 Temmuzun önemi, kıymeti ve 15 Temmuz gecesi bu milletin nasıl bir destan yazdığını unutmadık, unutturmayacağız. Birilerinin 15 Temmuzu itibarsızlaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Birilerinin 15 Temmuz için kontrollü darbe, başarısızlığa mahkum edilmiş darbe ya da sarayın 15 Temmuzu, halkın 15 Temmuzu gibi ifadeler üzerinden 15 Temmuzun birileri tarafından perdelenmesine, itibarsızlaştırılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları 15 Temmuzu nasıl okuyorlar açıkçası şaşkınlık içerisinde izliyoruz. 15 Temmuzun sembolü haline gelmiş, demokrasi nöbetleri için birileri sokakta demokrasi aramak ifadesini kullanıyorsa bu her şeyden önce ya meselenin anlaşılmadığı ya da kasıtlı olarak böyle ifade edildiği anlamına gelir. Sokakta yok edilmek istenen demokrasimizi 15 Temmuz gecesi kurtardık. Hep beraber, demokrasimizi müdafaa ettik. 15 Temmuzun yıl dönümünde de bir anma, hatırlama sembolü olarak tabii ki demokrasi nöbeti tutacağız. Cumhurbaşkanımızın talimatı ile birlikte demokrasi nöbeti başladı. Cumhurbaşkanımız ne anlama geliyor, Cumhurbaşkanımız üzerindeki bu milletin teveccühüdür, CHPnin bunu anlaması gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan yoldan geçerken Külliyeye gitmiş oturmuş bir insan değildir. Bu milletin demokrasisine sahip çıkması, meşru hükümetine sahip çıkması, Cumhurbaşkanına sahip çıkması, reyine, iradesine sahip çıkmasıdır. Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bunu anlamalıdır. 15 Temmuz akşamı da bu millet demokrasisini müdafaa etti. Dolayısıyla hiç kimse birtakım kelime oyunları içine girmesin."
"11 TEMMUZ GÜNÜ ANMA ETKİNLİKLERİ BAŞLAYACAK"
Ünal, 11 Temmuz günü etkinliklere başlanacağını anlatarak, "Sosyal Politikalar, Yerel Yönetimler, Çevre Şehir ve Kültür Başkanlığı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı, İnsan Haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı olarak etkinliklerimizi tamamladık. Bu takvimi sizinle 7 Temmuzdan sonra detaylı bir şekilde paylaşacağız. Biz, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızın katılacağı demokrasi nöbetine diğer sivil toplum örgütleri ve toplum kesimleriyle birlikte katılacağız. O gece farklı siyasi taraflar yoktu, o gece herkes tek yürekti, herkes Türkiyeydi. Dolayısıyla hiçbir ayrım yapmadan demokrasimizi müdafaa etmek için sokaklara çıktık. O gece biz 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, TBMMde, 15 Temmuz direnişinin sembolü olan bütün mekanlarda olacağız. O geceyi yaşatmak ve o gece bu milletin verdiği büyük mücadelenin bizden sonraki nesillere de aktarılması için o gece uyumayacağız. O gece biz dışarıda o direnişin sembol mekanlarında olacağız" açıklamasında bulundu.
CHPNİN AİHME GİTMESİ
Ünal, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. CHPnin Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) mühürsüz oy pusulaları ile ilgili kararı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmasına ilişkin soruya Ünal, "CHPnin adalet arayışı adalet arayışı değil, Anayasa Mahkemesine başvurusu Anayasa Mahkemesine başvuru değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu AİHMe başvuru değil. Nihayetinde bütün bu eylemler üzerinde meşruiyet krizi, tartışma alanı oluşturmak ve farklı alanlarda, farklı sorun alanlarında yeni krizler üretmek ve sorundan beslenen siyasetin parçası olmak. Yani, YSK kararlarının sonuçları kesin ve açıktır. Anayasa Mahkemesinin bu konuda verdiği karar açıktır. AİHMin de bu konuda vereceği karar şimdiden bellidir. Burada CHP, Türkiyenin sorun alanları üzerinden istismar siyasi yapmayı maalesef Kemal Kılıçdaroğlunun CHPsinin bir alışkanlığı. Bu yapmaya devam ediyor, edecektir. Yani, bu konuda teknik bir değerlendirmeye gerek olmadığını düşünüyorum" karşılığını verdi. (İHA)
Haber Merkezi