Cumhur İttifakı grubundan bin 30 işçi çıkışı: Burası arka bahçeye çevrilmiş 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden bin 30 işçinin çıkarılacağı açıklamalarını değerlendiren AK Partili Hakan Yıldız, CHP’li Yücel ve Bakan’ı hedef alırken, MHP’li Altınkeser yerel seçim dönemini hatırlattı

  • Oluşturulma Tarihi : 13.06.2025 16:54
  • Güncelleme Tarihi : 13.06.2025 16:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Cumhur İttifakı grubundan bin 30 işçi çıkışı: Burası arka bahçeye çevrilmiş  haberinin görseli

HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN / ÖZEL HABER - İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde tartışmalar ve grevle geçen toplu iş sözleşmesinin sonuçlanması, yaşanan tartışmaları ve yeni gelişmeleri de beraberinde getirdi. Belediye bünyesinde örgütlü iki sendikadan Türk-İş’e bağlı Belediye – İş Sendikası üyesi işçilerle DİSK’e bağlı Genel – İş Sendikası üyesi işçilerin iş sözleşmeleri arasındaki farklılığın neden olduğu tartışmalar, işçilerin greve çıkmasına neden oldu. Günlerce süren grev sürecinde çeşitli tartışmalara sahne olan İzmir’de, günlerce çöpler toplanmadı, ulaşımda aksamalar yaşandı. Bunların ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi ile sendika son toplantısında anlaşmaya varabildi ve toplu iş sözleşmesi imzalandı. DİSK ile imzalanan TİS sonrasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bir basın açıklaması düzenleyerek yaşanan süreci anlattı ve Belediye İş’le yaptığı görüşmeyi aktardı. Belediye İş yetkililerine önceki dönemde imzalanan sözleşmeden vazgeçilmesini talep ettiklerini belirten Tugay, yetkililerden olumlu dönüş alamadıklarını söyledi. Tugay, bunun üzerinde belediye bünyesinde çalışan bin 30 işçinin çıkışı için prosedürlerin tamamlandığını ifade etti. Büyükşehir’de çalışan bin 30 işçinin işine son verilecek olması da çeşitli tartışmaları beraberinde getirdi. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Sözcüsü Hakan Yıldız ve MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser, gelişmelere ilişkin İLKSES Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.

YILDIZ: YÜKÜ BU İNSANLARA YÜKLEYEREK KURTULAMAZSINIZ

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, AK Parti grubunun uzun yıllardır mecliste işçi ve sendika konularını dile getirdiğini hatırlattı. Çıkarılacak işçilerin arasında hak gözetilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Bizim denetim raporunda çok açık bir tablo var. ESHOT’ta fazla mesai yapan şoförler var. İzin kullanmadan yıllarca çalışan insanlar var. Demek ki birileri yoğun çalışıyor birileri ise referansla işe girip doğru düzgün çalışmıyor. Bu bin kişi kim nedir? Bence bu ayrımın ortaya doğru konması lazım. Emek veren, koşan fazla mesaisini ortaya koyan çabasını ortaya koyan arkadaşların hakkının yenmemesi lazım” diye konuştu. Yıldız, değerlendirmesine şöyle devam etti: “Burası arka bahçeye çevrilmiş. Son 5 yılda somut bir şekilde burayı arka bahçeye çevirmiş yapılandırmanın da değerlendirilmesi lazım. Yoksa bu bütçe yönetimiyle, bu mali tabloyla sürdürülemez. Bunu mecliste de çok defa söyledik. Geçen mecliste faaliyet raporlarında dedik ki, ‘Bu belediyeyi DİSK’e mahkum etmeyin.’ Bu mevcut temsilcilerin eş dost akraba durumlarının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledik. Eğer başkan şu an ortaya koyduğu bu tavırla samimi bir değerlendirme yapacaksa belediyenin menfaatine bir iş yapacaksa değerlendir. Ama önemli olan bu değerlendirmenin arkasında durup duramayacakları. Bu değerlendirmeyi yaparken emek veren insanları mağdur edecekler mi etmeyecekler mi? Bu bizim için önemli olan. Eylemler olmadan önce de bildirdik bu görüşleri biz. Bir şeyi tartışmak zorundayız. Bir yandan kendi vekilleriyle düştükleri kavga da ortada. Bunu buradan ayıramayız. Siz yükü bin 30 adama yükleyerek bu işten kurtulamazsınız. Ama şunu da sorun, bu tablo nasıl oluştu? Bunu oluşturan insanlar şu anda vekil, il başkanı. Bunun hesabını da soracak iradeyi de oluşturabilecek mi acaba Cemil Tugay?”

YÜCEL VE BAKAN’I HEDEF ALDI: ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR

İzmir depreminin yaşandığı dönemde dahi sendika temsilcilerinin Büyükşehir’i eylemle tehdit ettiğini aktaran Yıldız, CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan ve Deniz Yücel’i de sessiz kaldıkları sebebiyle eleştirdi. Yıldız, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti: “İzmir depremini yaşadığımız 2020’nin 30 Ekim’inden sonra 15 gün sonra yapılan belediye meclisini bu arkadaşlar basmıştı, kayıtları var. Yani o gün İzmirli kan ağlarken bu arkadaşlar yine eylem tehdidiyle meclisi bastı. O gün ses çıkarmayanlar bugün bunun faturasını ödüyor. O gün de meclisin bir üyesiydi sayın Tugay. Siz geçmişte büyüttüklerinizin günahın şimdi çıkarma noktasında olmayın. Hata da yaptık deyin. Önemli olan burada sürecin nasıl yönetildiği. Bankamatik pozisyonunda olanların tespitinin ve belediyeyle ilişkisinin kesilmesi bana göre doğru olan. Niye şimdi Murat Bakan, Deniz Yücel üç maymunu oynuyor? Şu an Şenol Aslanoğlu son 3 yıldır kooperatiflerle belediyeyi soktuğu zararın, işçi alımlarında delege yarışlarıyla koydukları tavırların arkasında mertçe desinler ki, ‘Biz bunlara referans olduk.’ Kendi referans oldukları adamlar bugün eylem yapıyorlar. Kimsenin işinden olmasını istemeyiz ama belediye bir kamu yönetimi. Senin benim vergilerimin hakkının verilerek çalışılıyor olması lazım. İzmirliye çöpü reva görmemek lazım. Biz bir haksızlığa taraf olamayız ama sistemin rahatlaması gerektiğini de savunuyoruz.”

ALTINKESER: POHPOHLAYACAĞINA ‘BU İŞ OLMAZ’ DESEYMİŞ

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser ise bin 30 işçinin neye göre belirlendiğini bilmediklerini belirtti. Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in seçimlerden önce işçi alımı yaptığını vurgulayan Altınkeser, “Bin 30 işçinin neden çıkarıldığına da bakmak lazım. Bin 30 işçi bizim fazlalığımız mı? Fazlalığımız var ise, ben zaten bununla ilgili geçen sene nisan ve mayıs aylarındaki mecliste konuşma yaptım. Tunç Soyer giderayak 3 bin 200 kişiyi ihtiyaç olmamasına rağmen işe aldı. Bu 3 bin 200 kişinin çıkarılmasıyla ilgili Tugay’ın adım atması gerektiğini söylemiştik o zaman. Kendisi bu adımı atamadı, daha girişleri bile yapılmamıştı işçilerin” diye konuştu. Altınkeser, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunun yıllık 2 milyar lira ek bir bütçeye yük olacağını da dile getirmiştik. Şimdi Cemil Bey bu toplu iş sözleşmesi nedeniyle sendikayla inatlaşmasından dolayı mı bunu yapıyor yoksa işçi fazlalığımız mı var ben bunu bilmiyorum. Çünkü, ‘Eylül ayında tekrar sözleşmemiz var, eylülde geri adım atmazlarsa ben işçileri çıkaracağım. Geri adım atarlarsa çıkarmayacağım’ diyor. O zaman şuna bakmak lazım, nasıl ki Genel İş, tehditvari görüşmeler yaptıysa Cemil Tugay’la bayramdan önce, Tugay da şu an sendikayla biraz tehditvari konuşuyor sanki. Bu biraz garip geliyor bize. Yani gerçekten işçi fazlalığı varsa ve çok fahiş rakamlarda sözleşmeye imza atacaklarsa ihtiyaç yokken alınan işçilerin çıkarılmasında bizlik bir sakında yok. Ama dediğim gibi bunun da kriteri nedir bunlara da bakmak lazım. Bu bin 30 kişiyi neye göre belirlemiş Cemil Başkan? Bunları bilmiyoruz. Şu an geçmiş dönemde atılan imzanın geri çekilmesini istiyor, ‘Atın imzayı ben de işçiyi çıkarmayayım’ diyor. Atılmış bir imza var, yanlış da olsa biz de biliyoruz Tunç Soyer’in giderayak toplu iş sözleşmelerine attığı imzaların yanlış olduğunu, ihtiyaç olmamasına rağmen personel alımının yanlış olduğunu biliyorduk ama Cemil Tugay o sözleşmelerde kendisinin de olduğunu söylüyor. Herhangi bir etkisi ve yetkisi olmamasına karşın Cemil Tugay orada olduğunu ifade ediyor. Keşke o zaman da karşı çıksaymış. Yani, ‘Seçim var greve gitmeyin. Seçim öncesi greve gitmeyin’ diye onları pohpohlayacağına, ‘Bu iş olmaz’ deseymiş Cemil Başkan. Cemil Tugay kendisinin de bu görüşmeleri davet edildiğini kendisi ifade ediyor orada olduğunu. Keşke o zaman tepki gösterseymiş.”