- Siyaset
- 26.08.2025 14:18
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de kalıcı barış ve terörsüz bir bölge için diyaloğun önemine vurgu yaptı. “Kürt kardeşlerimizin güvenliğinin teminatı Türkiye’dir” diyen Erdoğan, yönünü Ankara ve Şam’a çevirenlerin kazanacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Okçular Vakfınca Malazgirt Milli Park Alanı'nda düzenlenen Malazgirt Zaferi'nin 954. Yıl Dönümü Kutlama Programı'na katıldı.
Buradaki konuşmasında, dün Ahlat'ta gençlerle hasret giderdiklerini, Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısının ardından millete seslendiklerini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün de sizlerle o müstesna zaferin 954. yıl dönümünde Malazgirt'teyiz. Bu meydanı hıncahınç doldurarak heyecanımıza ortak olan kıymetli kardeşlerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dünyaya, 'biz buradayız ve kıyamete kadar da burada olacağız' mesajını en güçlü şekilde verdiğimiz Malazgirt Zaferi'nin 954. yılı mübarek olsun. Büyük komutan Sultan Alparslan ve yiğit askerlerinin, gazilerin, akıncı birliklerinin, o kahraman ordunun, her bir neferinin aziz ruhları şad olsun.
Zaferin müjdecisi olan o kutlu günde İslam coğrafyasının dört bir ucundaki camilerde, minberlerde şu hutbe irat ediliyordu, 'Allah'ım, İslam'ın sancağını yükselt ve Alparslan'a yardım et. Onun niyet ve azmini başarıyla neticelendir. O nasıl senin çağrına uyup dininin korunmasına rehavet göstermeden, emrine uymuş ve düşmanlarına bizzat karşı koyarak geceyi gündüze katmışsa, sen de ona zafer kısmet eyle. Dileklerinde ona yardımcı ol. Kaza ve kaderini onun için tecelli ettir.' Sultan Alparslan, 26 Ağustos günü cuma namazını eda ettikten sonra kefen niyetine giydiği beyaz elbisesiyle ordusunun huzuruna çıkmış ve gaza erlerine şu tesirli sözlerle hitap etmiştir; 'Ey askerlerim ve komutanlarım, daha ne zamana kadar biz azınlıkta düşman çoğunlukta olmak üzere böyle bekleyeceğiz. Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri bu saatte düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek, arzu ettiğimiz sonuç hasıl olacaktır. Aksi takdirde şehit olarak cennete gideceğiz.' Evet, atının kuyruğunu bağlayıp düşmanın üstüne korkusuzca atılan Sultan Alparslan ve ordusunu bugün bir kez daha kemal-i hürmetle yad ediyoruz."
Ahlat ve Malazgirt önlerindeki ilk akınlardan, fethin ilk günlerinden bugüne kadar vatan, bayrak, millet ve ümmet için canlarını feda eden şehit ve gazilere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Malazgirt'te Rahva Ovası'nda düşmanı bozguna uğratan, Anadolu'nun cümle kapısını ardına kadar açan o güçlü irade bugün işte buradadır. 'Şu anda Malazgirt'teki gazilerin Allah adına ant içtikleri minberin önünde ve Allah'a yükselen ellerin üstünde minberdeki yeşil perdenin harp meydanlarından gelen rüzgarla kabardığını adeta görür gibiyim.' Merhum Nurettin Topçu üstadımızın işte bu sözlerle tarif ettiği o güçlü ruh bugün hamdolsun Malazgirt meydanındadır. Malazgirt'te omuz omuza destan yazan kahramanların uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes değerler işte buradadır. Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Sünnisi ve Alevisi ile Anadolu'nun gönül harcını muhabbetle yoğuran kurucu irade bugün buradadır. Asırlar boyunca yeryüzüne nizam vermiş i'la-yi kelimetullahı, bu davayı müdafaa etmiş o sarsılmaz inanç bugün hamdolsun buradadır. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum, Sultan Alparslan'ın zaferini Selahaddin Eyyubi ve ordusu ile buluşturan, Sultan Fatih'in emanetini Yavuz Sultan Selim'e ulaştıran işte bu imandır."
"İmandır bu cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür" dizelerini okuyan Erdoğan, "Mevlana'da Yunus Emre'yi, Hacı Bektaş-ı Veli'yi de İdris-i Bitlisi'yi, Ahmed-i Hani'yi gören işte bu aşktır. Hazreti Ömer'i Hazreti Ali'den, Selman-ı Farisi'yi Suheyb-i Rumi'den ayırmayan o hikmetli bakış işte bu topraklarda mahfuzdur." dedi.
"Bugün, Filistin davasına her platformda tüm imkanlarıyla sahip çıkan bir ülkemiz ve hükümetimiz var"
Millet olarak, bundan 954 yıl önce Malazgirt Ovası'nda yazılan kahramanlık destanından aldıkları cesaret ve öz güvenle istikbale yürüdüklerini belirten Erdoğan, "Ecdadın mübarek kanlarıyla bizlere vatan eylediği bu toprakları ebedi yurdumuz olarak muhafaza etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Her türlü engele, her türlü engellemeye, her türlü sabotaja rağmen yeniden büyük ve güçlü Türkiye için kelimenin tam anlamıyla çırpınıyoruz. Şunu burada samimiyetle ifade etmek isterim, bugün bekası söz konusu olduğunda hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye'de yaşıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, bugün kendi vatandaşlarıyla birlikte mazlum ve mağdurların da umudu haline dönüşen bir Türkiye'nin olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün, Filistin davasına her platformda tüm imkanlarıyla sahip çıkan, İsrail'in alçak zulümleri karşısında Gazzeli kardeşlerini asla yalnız bırakmayan bir ülkemiz ve hükümetimiz var. Mektup diplomasisiyle, telefon görüşmeleriyle, uluslararası toplantılarla, 102 bin tonu aşan yardımlarımızla Gazze'nin hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde savunuyoruz. Kim ne derse desin, bize ve milletimize yakışan tavır neyse eğilmeden, bükülmeden ve hiç kimseden çekinmeden yerine getiriyoruz."
Erdoğan, bütün bu emeklerin neticelerinin alınacağı bir sürecin içinde olunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Milletimizin fertleri arasına örülen fitne duvarlarını tamamen yıkmak için başlattığımız 'Terörsüz Türkiye' sürecinde hamdolsun kısa sürede önemli mesafe katettik. Kandan ve çatışmadan beslenen çevrelerin süreci kundaklama çabalarına rağmen tüm kurumlarımız çalışmalarını 'asırlık birlikten sonsuz kardeşliğe' hedefiyle adeta bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Milletimiz de yürütülen çalışmaları dikkatli olduğu kadar, son derece umutlu bir yaklaşımla yakından takip ediyor. Kimin sürece samimiyetle destek verdiği, kimin de alakasız gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor.
Şurası bir gerçek ki Türkiye terör meselesini tamamen çözme yönünde yol aldıkça saldırı, sabotaj ve tuzaklar da artacaktır. Bunu kimi zaman yalan ve dezenformasyonla yapacaklar, kimi zaman toplumun hassasiyetlerini kaşıyarak yapacaklar, kimi zaman insanlarımız arasında korku yayarak yapacaklar, kimi zaman yurt içi ve yurt dışındaki ajanlarını kullanarak yapacaklar, kimi zaman da sureti haktan görünerek yapacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu sefer başaramayacaklar. Allah'ın izniyle milletimizin desteğiyle oluşan umut havasının önünde bu defa kimse duramayacak. Ayrılıktan, bölünmüşlükten, kardeşler arası nifaktan yıllarca rant ve çıkar devşirenler inşallah bu sefer kazanamayacak."
Hep birlikte, 86 milyon olarak, tarihin, kültürün, ortak medeniyetin, inançların bir araya getirdiği büyük bir aile ve aynı milletin efradı olunduğunu ifade eden Erdoğan, herkesin aynı bayrağın, aynı gök kubbenin altında yaşadığını söyledi.
Nazlı hilalin güven veren gölgesinde herkese yer olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'miz aynı zamanda sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimizin başı dara düştüğünde sığınacağı en güvenli limandır. Bakınız, bunu Irak'ta gördük, bunu 14 yıl boyunca komşumuz Suriye'de gördük. Bunu daha önce Balkanlar'dan Kafkasya'ya, gönül coğrafyamızın birçok köşesinde gördük. Yarın da zulme uğrayanların, ötekileştirilenlerin, baskı görenlerin, ölümle burun buruna gelenlerin eman yurdu yine Türkiye ve Türk milleti olacaktır. Dolayısıyla Suriye'deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye'dir. Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak. Kardeşlik ve komşuluk hukukunu gözetenler kazanacak. Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar ise eninde sonunda kaybedecektir. Şunu da biliyoruz ki kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz. Tekrar ediyorum, biz tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız. Biz sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesinden yanayız.
Kimse unutmasın, Türkler, Araplar, Kürtler olarak bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız. Müslüman kanından beslenenler tarih sahnesinden çekildikten sonra bile biz yine burada olacağız. Unutmayın, Malazgirt'te olacağız. Sultan Alparslan'ın, Selahattin Eyyubi'nin ahfadı olarak Türkiye Yüzyılı'nı, büyük ve güçlü Türkiye'yi, önce 'Terörsüz Türkiye'yi ardından da terörsüz bölgeyi gönül gönüle vererek el birliğiyle gerçeğe dönüştüreceğiz. Ayrılık türküleri değil, inşallah kardeşlik türküleri söyleyeceğiz. Kayıplarımızın arkasından ağıtlar yakmayacak, ortak başarılarımızın zafer marşlarını hep beraber coşkuyla terennüm edeceğiz."
Erdoğan, terörün, kanın, gözyaşının, ayrılığın karşısındaki her bir vatandaştan bu çalışmalarına destek olmasını beklediğini ifade ederek, "Bu milletin bugünlere gelmesinde emeği geçen başta komutanlarımızı, Mehmetlerimizi hayırla yad ediyorum. Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Malazgirt Zaferi'mizin 954. seneidevriyesinin ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi için tekrar hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Özellikle Okçular Vakfı'mızın tüm yöneticilerine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum." dedi.
Kaynak : AA