- Siyaset
- 09.11.2025 18:33
Dervişoğlu’ndan İzmir’de Terörsüz Türkiye çıkışı
İYİ Parti İzmir 4. İl Olağan Kongresi’nde konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Terörsüz Türkiye sürecine tepki göstererek, “Dilindeki zehir azalmış yılan sanmayın dedik. Bunların KCK diye bir örgütü var bunlar zehir kusmaya devam ediyorlar” dedi.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
GÜLPERİ TİBİN / İzmir Celal Atik Spor Salonu’nda gerçekleştirilen İYİ Parti İzmir 4. İl Olağan Kongresi’ne İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, delegeler ve partililer katılım gösterdi. Kongrenin açılışında kongre divan başkanı seçildi. Yapılan seçime göre, divan başkanlığına İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, divan başkan yardımcılığına Mustafa Tolga Öztürk ve katip üyeliklerine ise Gamze Nur Özbet, Bülent Uygur ile Yılmaz Karslı seçildi. Seçimin ardından saygı duruşuna geçildi ve İstiklal Marşı okundu. Doğan’ın tek aday olduğu kongrede açıklamalarda bulunan Dervişoğlu, “Mustafa Kemal’in mübarek annesini bağrında yaşatan İzmir; Mustafa Kemal’in değerlerini, ilkelerini kendisine mihmandar yapan İzmir, buram buram Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet kokan İzmir, hoş geldiniz. Sizlerle güç buldum, her zor zamanımda dostluğunuza sığındım, sizi sevdim. Biliyorum ki siz de beni seviyorsunuz. Ama bu kentin en çok sevdiği Mustafa Kemal Atatürk’tür” ifadelerini kullandı.

DERVİŞOĞLU: ANITKABİR’İN ÇEVRESİNDE LOKMA DÖKTÜRECEĞİZ
Dervişoğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Yarın onu anma günü. Gittiğimiz her yerde anlattık, neredeyse Türkiye’de duymayan kalmadı. Mustafa Kemal Atatürk’e rahmet okumayı külfet diye kabul eden bir ahinler topluluğu var Türkiye’de. Onun ismini unutturmaya çalışıyorlar ama hala bu ülkede ondan daha büyük kimse yok. Hala onun fikirlerini takip ederek Cumhuriyet’i yaşatma iradesi sergiliyoruz. Kim ne yaparsa yapsın Mustafa Kemal Atatürk’ü bu büyük milletin vicdanından sökmeye asla güçleri yetmez. Atatürk için mevlit okutulmasıyla ilgili bir genelde yayımlandı. Buna karşı çıktılar. Biz de dedik ki bu madem buna karşı çıktılar, başta İzmir ve diğer iller ı-olmak üzere ikindi namazının öncesinde Kuran-ı Kerim tilavetinde bulunalım. Ayrıca da İzmir’in geleneğidir, lokma hayrı yapalım. İzmir’in geleneğini Ankara’da yaşatmak lazım. O yüzden lokma hayrını Anıtkabir’e çıkan her sokakta gösterelim. Mustafa Kemal için Anıtkabir’in çevresinde lokma döktüreceğiz.”
TATİL VERECEK BAŞKA ZAMAN BULAMADINIZ MI?
Dervişoğlu, okullardaki ara tatilin 10 Kasım’a denk getirilmesine de tepki göstererek şöyle konuştu: “Burada konuşan Müsavat Dervişoğlu değil, İzmir’in ruhu konuşuyor, Atatürk konuşuyor. Atatürk’ün sözleri İzmir’le buluşturuluyor. Bu İzmir onun yolundan hiç caymadı, onun için de İzmirli olmanın onuru ve gururuyla yaşıyorum. Atatürk sadece anılmaz, anlamaya çalışılır. Eskiden 10 Kasım haftası Atatürk Haftası ilan edilirdi, konferanslar verilirdi ve Mustafa Kemal anlatılırdı. Oysa ne var şimdi? İlkokullarda bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız yaşayabiliyor mu? Mustafa Kemal bu ülkede anlaşılmasın diye devre arası tatili koydular ya. Yarın okullar kapalı, çocuklar Mustafa Kemal’i anamayacak. Bunu yapan kim varsa bu memleketin ruhuna ihanet ediyor demektir. Ara tatil verecek başka zaman mı bulamadınız? İzmir’de başka bir rezalet daha yaşanmış. Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi’nde öğrenciler andımız okuyor diye müdürün müdahalesine maruz kalmışlar. Evet bu hükümet andımızı kaldırdı ancak danıştay bir karar vererek andımızın kaldırılmasını iptal etti. Dolayısıyla andımız her yerde okunabilir. Herkes de aklını başına alsın.”
TERÖRSÜZ TÜRKİYE ÇIKIŞI
Dervişoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Sevgili İzmirliler, canım kardeşlerim; Genel Başkan olduktan sonraki en zor konuşmalarımdan birini yapıyorum çünkü hepinizi tanıyorum, hepinizin hangi mücadelelerden çıktığını biliyorum. İYİ Parti’nin bayrağını İzmir’de kaldırdık, dalgalandırmaya da İzmir’de devam edeceğiz diye irade koyduğunuzu biliyorum. Biz bir şey söylüyoruz, bunu salt siyasi amaçla yapılmış eleştiri gibi değerlendirip sosyal medya ortamında bize cevap veren insanlar var. Bazı konular var ki cevap veriresiniz küçük düşerseniz. Örneğin 10 Kasım’da okulları kapatırsanız biz bunu eleştirdiğimizde bu siyasi değil milli bir konu olur. İktidar bu konuya bu pencereden yaklaşıyor. 10 Kasım’da okulları tatil ettirip, çocukları Anıtkabir’e doldurup Erdoğan sloganları attırıyorsanız niyetinizin kötü olduğunu yüzünüze haykırırız. Biz bu ülkenin değerlerine sahip çıkma sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız. Laf söylediğimizde Cumhurbaşkanı AKP Genel Başkanı şapkasıyla saldırıyor, cevap verince de Cumhurbaşkanı kalkanıyla kendisini savunmaya kalkıyor. Herkes bu ülkede ettiğini bulacaktır. Kim ki Mustafa Kemal’le onun inşa ettiği cumhuriyetle uğraşıyor, bunun hesabının verecektir. Bir senaryo yazıldı okyanusun ötesinden. En başından beri söyledik, Türkiye’nin tartışılmazlarının tartışılması için, Abdullah denen hain istiyor bu komisyonun kurulmasını dedik. Abdullah Öcalan canisiyle Türkiye devletini eşitlemeyin dedik. Hala Türkiye’yle ilgili iddialarını, ihanetlerini sürdürmeye devam edemiyorlar edik. Bir kere bile üniter devlet yapımızdan bahsetmiyorlar, hala ana dilde eğitim denerek milli birliğimizin zaafa uğratılmasından bahsediyorlar. Güya örgütlerini feshederken bile Lozan’a saldırıyorlar. Bunların tuzağına düşmeyin dedik. Dilindeki zehir azalmış yılan sanmayın dedik. Bunların KCK diye bir örgütü var bunlar zehir kusmaya devam ediyorlar. Bu komisyonun kurulması sadece PKK’lı teröristlerin bir kısmını salmaya ve Öcalan’ın özgürlüğüne yönelik eylemlerdir dedik. Bunları bir tek biz söyledik. TBMM’de grubu ya da temsilcisi olan partiler içinde bir tek biz söyledik. Yani son kaleyi biz savunduk İzmirliler. Hepsi bir biz tekiz. Geldikleri gibi gidecekler. Biz Türkiye’deki olumsuzluklara karşı direniyoruz ya, bize olan düşmanlığın eskisinden daha fazla olacağını da kabullenin. İhanete tek başımıza direniyoruz. Bu emperyalist tuzağa tek başımıza karşı çıkıyoruz. Siyaseten TBMM’de ve yurt safında mücadele ediyoruz.”
KİMSENİN ÖNÜ KESİLMEYECEK!
Dervişoğlu, partisinin İzmir teşkilatına da seslendiği konuşmasında şunları kaydetti: “Biliyorlar ki yarın çiçekler açacağız ve iktidar meyvesine kavuşacağız. Her zamankinden daha uyanık olmak mecburiyetindesiniz. Her zamankinden daha dikkatli olmak zorundasınız. Burası İzmir olduğu için söylemekte beis görmüyorum. Küçük meseleler yüzünden çıkarılmış küçük problemlerin büyük sonuçları olabileceğini düşünün. Onun için küçük meseleler üzerinden büyük tartışmalar olabilecek şeylere adım atmaktan da geri durun. Ben hiçbir kongreye karışmıyorum. Kongrelerde rekabet olur. Bunları kabullenmek zorundayız. Bu rekabetlere bağlı olarak dünyanın sonu gelmez, kardeşler de birbirine rakip olur. Bunlara müdahale olmaz ama disiplinsizliğe müdahale etmek zorundayım artık. Sizin hepiniz benim özel dostlarımsınız. Ancak partimin suçlama tahtasına dönüşmesine müsaade edemem. Bir genel başkanın cevabını vermekte zorlanacağı sorunun muhatap etmeyin. Bana sahip çıkın, ben sizin gücünüzle bu partiye sahip çıkacağım. Benim kardeşlerim benim dostlarım benim yol arkadaşlarım bu zafiyetin içerisine asla düşmez. Bu saatten sonra aranıza şeytan sokmayın. Ben herhangi bir yanlış iş yapıp sizleri utandırdım mı? O zaman herkes söylediği lafa ve yaptığı işe dikkat edecek. Kimsenin yanlış iş yapmak lüksü yoktur. Ama siyaset rekabet, daha iyisini yapma iddiası elbette hepimizin taşıdığı bir iddia olmaya devam edilecek. Kimsenin önü kesilmeyecek bu partide. Bu sadece disiplinle olacak iş değil. Kendinizi sevdireceksiniz. Ben sizi o kadar seviyorum ki yanlış bir iş yaparsam karşınızda mahcup olma endişesi yaşıyorum. Kimse yanlış iş yapmasın. Bu partiyi millet kurdu. Kavgamız olursa onun için olsun.”
BÖYLE ÜLKE YÖNETİLMEZ!
Dervişoğlu, iktidarı da eleştirdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Eylül ayının başında Türkiye genelinde eş zamanlı ziyaretler yaparak 500’ün üzerinde STK’yı ziyaret ettiler. Türkiye’nin ortak problemlerine karşı ortak çözümler üretmek için toplantılar düzenlediler. Türkiye’de halinden memnun kimse yok. İki tarım havzamız var Bakırçay ve Küçük Menderes Havzası, süt hayvanları kesilme tehdidiyle karşı karşıya. Ayrıca şap diye bir bela hayvanlarımıza yapışmış, hayvan tarım alanlarında çalışmalar yapan arkadaşlarımızın da geleceğini karartmaya devam ediyor. İşsizliğin alıp başını gittiği bu ortamda esnafların istihdama katkısı son derece büyüktür. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı her kalbi atan kişiye vergi alınacak kişi gözüyle bakmaktan vazgeçmesini talep ediyorum. Çiftçilerimiz perişan durumdadır, borçludur. Aslında devlet çiftçiye borçludur. Emekliler tenceresini kaynatamıyor. Açlık sınırının, asgari ücretin altında emekli maaşı olmaz. Böyle ülke yönetilmez. Bunları yapanlar mutlaka hesap vermelidir.”

KIRKPINAR’DAN ÇİFTE SALVO
Kürsüde söz alan ve açıklamalarda bulunan İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar ise yerel yönetimleri ve iktidara yönelik eleştirilerde bulundu. Kırkpınar İzmir’de yaşanan çöp sorunu üzerinden belediyeleri şöyle eleştirdi: "Bu güneşli pazar gününde İzmir’de, İzmir’den ve İzmir’de yaşadıklarımızdan bahsetmeden konuşmaya girmek istemiyorum. Ben hayatı İzmir’de geçen ve ticaretle uğraşan bir ailenin ferdiyim. İş yerlerimiz var ilçelerde. Ama size 30 ilçenin CHP’nin yönettiği 28’ini, diğer ikisini de Cumhur İttifakı'nın yönettiği ilçe belediyelerini anlatacağım. Burada oturan insanların çoğu İzmirli. İster Kınık’ta ister Urla’da isterse Bayraklı’da, Konak’ta otursun. Bu ilçelerin tamamına yaşayan arkadaşlarımız burada. Bu çöp İzmir’e yakışıyor mu? Bu Türkiye Yüzyılı’nda, bu ifade de ülkeyi yöneten 23 yıllık iktidar ve onun yüklenici firması, bu ikinci yüzyıla çöp de susuzluk da yakışmıyor. Çöpün çok olduğu yerde eğer su da yoksa bulaşıcı hastalıklar baş göstermeye başlar. Uzun zamandır karasinekle mücadelemiz devam ediyor. Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde siz suya ve çöpe çözüm bulamıyorsanız seçimden önceki vaatlerinizi gözden geçiriniz. Malumunuz Çiğli’deki çöp depolama yerinin müsaitliği ortadan kalktı. Büyükşehir belediye başkanımız, ilçe belediye başkanlarımız neden bir araya gelip bu konuya çözüm odaklı öneriler getirmiyor? Siz İzmir kamuoyu önünde tartışmayın, masanın etrafında tartışın ve bu çöp sorunun bir an önce halledin. Bu şehrin şehri emini olan büyükşehir belediye başkanı ve ilçe belediye başkanları bulundukları makamlardan haftanın en az iki günü ayrılsınlar ve ilçelerde hizmetlerin ne yönde yürütüldüğüne tanık olsunlar isterim.”
ÇOK MU ZOR?
Kırkpınar son olarak ulaşımla ilgili sorunlara da değinerek, İzmir’le ilgili değerlendirmelerini, “Ulaşımla ilgili ne kadar dile getirsek de harekete geçilmediğini görüyoruz. Yenigirne’den sonra otoyola çıkınca insanlar sinir krizi geçiriyor. Anadolu caddesinden Çiğli istikametine giderken Alaybey sapağından girince iskeleye kadar en azından 30 dakikanız geçiyor. Çok mu zor? Yapılabilecek bir şey mi yok? Kabul edilebilir değil. Ben yine de kendilerine başarılar diliyorum. Umarım söylediklerimize kulak verirler” ifadeleriyle tamamladı.
CHP’YE SESLENDİ: ORADA NE İŞİNİZ VAR?
MHP – DEM Parti yakınlaşmasıyla başlayan Terörsüz Türkiye olarak adlandıran çözüm sürecine de değinen Kırkpınar, Meclis’te kurulan komisyondaki varlıkları üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi’ni de eleştirdi. Kırkpınar, açıklamasını sonlandırırken şunları kaydetti: “Türkiye’nin gündeminde senaristliği okyanus ötesinde olan senaryolar yazılmış. Yapımcıları malum, bugün Terörsüz Türkiye diyerek yola çıkıp Meclis’te temsil edilen partilerin tamamından, iyi parti hariç, komisyon kurdular. Başrol, yapımcı, senarist belli. İlk fragman 27 Şubat cani başının İmralı’dan gönderdiği mektup. O mektupta devletimizle ilgili ağır ithamlar vardı. Lozan Anlaşmasını reddediyorlar. Bu ifadelerin içinde milletimizi soykırımla suçluyorlardı. Şimdi benim buradan sözüm bu ülkenin ana muhalefet partisine. Vatanı yok sayan, soykırımla suçlayan, devletin temelini sarsacak olan kuruluş değerlerini reddeden ve buna çözüm bekleyenlerin arasında neden yer alıyorsunuz? Sizi orada ne işiniz var? Bu filmin fragmanları yavaşça ortaya çıkmaya başladı. Ama Allah’ın izniyle bu filmi çekseler bile bu filmin galası olmayacak. Bu filmi biz keseceğiz. İYİ Parti kesecek. Sayın Genel Başkanımızın liderliği ve önderliğinde, vatana millete bağlı, Atatürk ilkelerine bağlı her yurttaşımız Genel Başkanımızın arkasında duracaktır. Bu filmin galası olmayacaktır.”

DOĞAN: MÜCADELE ETMEYE HAZIRIZ
Kongrede konuşan Doğan, şunları kaydetti: “Güzel bir konuşma yazılmıştı ama ben sözün sahibi burada, söylenecek her şeyi burada söyleyecek diyerek sizlere İzmir’den bahsetmek isterim. Sayın Başkanım, İzmir teşkilatı emanetinize sımsıkı sarıldığını göstermek için burada. Türkiye’nin geleceğini inşa edecek, aydınlatacak, sizin önderliğinizde iktidara yürüyecek teşkilat burada. İzmir’in dört bir tarafından geldiler. Kınık’tan, Bergama’dan, dikiliden, Foça’dan geldiler. Küçük menderes havzasının bereketli topraklarından bu insanlar, Beydağ’dan Tire’den, Ödemiş’ten, Bayındır’dan, Selçuk’tan geldiler. Yarımadanın meltemiyle birlikte, Urla’dan, Çeşme’den, Seferihisar’dan geldiler. Ve şehrin yorgun metropolünün güçlü insanları, Konak’tan Bornova’dan, Karabağlardan, Karşıyaka’dan geldiler. İzmir bugün bu salonda, Tek millet değil Türk Milleti, Tek devlet değil Türk devleti, tek bayrak değil Türk bayrağı diyenler burada. İzmir’de 103 yıl önce 9 eylülde tüm hainleri denize döktük sanıyorduk, yanılmışız. Bu salonda bulunan insanlar geçmişte nasıl hainlerle mücadele etmişse yine aynı şekilde mücadele etmeye hazır. Biliyoruz ki bir şehir değişir, ülke değişir, tarih değişir. Biz tarih yazmak için birlik olacağız, birimiz düştüğünde birimiz elini uzatacak. Yılmayacağız yorulmayacağız, çok çalışacağız. Güçlünün değil haklının yanında olacağız. Ve muhakkak ki başaracağız. Bu salon bizim inanç ve kararlılığımızın göstergesidir. Hazır mısın İzmir? Ulu önderin izinde, genel başkanımızın evinde Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmaya hazır mısın? Bu vesileyle Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 87’nci yılında kendisini özlem ve rahmetle anıyorum. Kongremiz hayırlara vesile olsun.”
İYİ PARTİ’DE OYLAMA BAŞLADI: DOĞAN’IN EKİBİNDE KİMLER VAR?
İYİ Parti İzmir 4. Olağan İl Kongresi’nde oylama başladı. Ayrıca seçime giren yeni yönetim kadrosu da belli oldu.
İYİ Parti İzmir İl Kongresi, Celal Atik Spor Salonu’nda gerçekleştiriliyor. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar ve İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan’ın konuşmaları sonrasında oylamaya geçildi. Oyla devam ederken İYİ Parti İzmir’in oylanan yönetim listesi de belli oldu. Listede şu isimler yer aldı:

Kaynak : HABER MERKEZİ