- Siyaset
- 29.12.2025 10:04
DEVA İzmir'den asansör çıkışı: Güvenlik değil hapis
DEVA Partisi İzmir, asansörler için yapılan yeni düzenlemenin engellileri zor durumda bıraktığını savunarak, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : YAREN ELMAS GÜZELKAN
DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Aybar Uygur ve İl Başkan Yardımcısı ve geçmiş dönem Türkiye sakatlar Derneği İzmir Şubesi önceki dönem Başkanı İlknur Peder, Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve getirdiği zorluklar ile ilgili açıklamalarda bulundu.
YÖNETMELİK NE DİYOR?
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 13 Eylül 2022 tarihli ve 31952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile 1 Temmuz 2023 itibarıyla asansörlerde kabin iç kapısı zorunlu hale getirildi. Güvenlik gerekçesiyle hayata geçirilen bu düzenleme, eski binalardaki küçük asansör kabinlerinde erişilebilirliği de tartışmalı hale getirdi.
ENGELLİ BİREYLER BİNEMİYOR
Uygulama kapsamında küçük kabinlere sonradan eklenen iç kapılar, tekerlekli sandalye ve akülü tekerlekli sandalye kullanıcılarının asansöre binmesini fiilen imkansız hale getirdi ve engelli bireyler için bir engel daha oluşturdu.
Bu tablonun basit bir teknik uyumsuzluk değil, açık bir hak ihlali olduğunu savunan, DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Aybar Uygur ve İl Başkan Yardımcısı ve geçmiş dönem Türkiye sakatlar Derneği İzmir Şubesi önceki dönem Başkanı İlknur Peder, şu açıklamalarda bulundu:
“Asansör, engelli bireyler için bir konfor unsuru değil; eğitime, işe, sağlığa ve sosyal yaşama erişimin temel aracıdır. Erişilebilirliği ortadan kaldıran bir uygulamanın ‘güvenlik’ gerekçesiyle savunulması kabul edilemez. Güvenlik, engellilerin hareket özgürlüğü yok edilerek sağlanamaz. Daha da kaygı verici olan, bu düzenleme hazırlanırken engelli bireylerin ve temsilci örgütlerinin görüşlerine başvurulmamış olması, saha testlerinin yapılmaması ve Türkiye’nin mevcut konut gerçekliğinin görmezden gelinmesidir. Engelliler hakkında alınan kararların, engelliler yok sayılarak alınması sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve tarafı olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, kamusal düzenlemelerde erişilebilirliği açık bir yükümlülük olarak tanımlar. Erişimi fiilen ortadan kaldıran bu uygulama, dolaylı ayrımcılık anlamına gelmektedir.”
ÇÖZÜM ÖNERİSİ SUNDULAR
Başkan Uygur ve İl Başkan Yardımcısı Peder, güvenlik ile erişilebilirliği karşı karşıya getiren bu yanlış yaklaşımın düzeltilebileceğini ifade ederek, konu ile ilgili şu çözüm önerilerini sundu:
“ 1. Eski binalar ve küçük kabinli asansörler için erişilebilirlik istisnası getirilmelidir.
Kabin ölçüleri erişimi engelleyen durumlarda, kabin iç kapısı zorunluluğu mutlak bir şart olmaktan çıkarılmalıdır.
2. Erişilebilirlik, periyodik kontrollerde güvenlik kadar bağlayıcı bir kriter haline getirilmelidir.
Engelli bireylerin kullanamadığı hiçbir asansör “uygun” kabul edilmemelidir.
3. Engelli örgütlerinin yer aldığı ortak bir teknik kurul oluşturulmalıdır.
Yönetmelik ve uygulamalar masa başında değil, sahada ve kullanıcıyla birlikte şekillendirilmelidir.
4. Tek tip dayatmalar yerine alternatif teknik çözümler kabul edilmelidir.
Sensörlü kapı sistemleri ve erişimi bozmayacak güvenlik donanımları geçerli sayılmalıdır.
5. Denetimler cezalandırıcı değil, çözüm üretici olmalıdır.
“Kırmızı etiket” uygulamaları engelliler aleyhine bir tehdit aracına dönüştürülmemelidir.
Açıkça ifade ediyoruz ki;
Erişilemeyen her bina, engelli birey için yasaklı bir alandır.
Hiçbir yönetmelik, engelli yurttaşları evlerine hapsetme hakkına sahip değildir.
Güvenliği bahane ederek eşit yurttaşlık hakkını ortadan kaldıran bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmesini ve yönetmeliğin erişilebilirlik temelinde yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Kaynak : YAREN ELMAS GÜZELKAN