Sayfa Yükleniyor...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasanın kurumsal formu itibariyle en doğru olanın başkanlık sistemi olduğunu söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sırbistan ziyareti öncesi düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçtiğimiz gün gerçekleştirdiği görüşmenin içeriğinin sorulması üzerine, Yurt dışı seyahatleri öncesi bir görüşme gerçekleştirmekte fayda gördük. Önceden planlanmış değildi. Birçok konuyu ele aldık. Terörle mücadele başta olmak üzere Irak ve Suriyedeki gelişmeler. Ayrıca önümüzdeki günlerde muhalefet liderleri ile görüşeceğim. Genel haftalık görüşmemizi öne alarak bir görüşme gerçekleştirdik açıklamalarında bulundu.
BİR ÖNYARGIMIZ YOK
Başbakan Davutoğlu, muhalefet partileri ile yeni anayasa konusunda yapacağı görüşmelerin hatırlatılması ve yeni anayasa konusunda izlenecek yöntemin sorulması üzerine ise şunları söyledi:
Cumartesi günü geçtiğimiz dönemde anayasa çalışmalarına katılmış bütün arkadaşlarımı İstanbula davet ettim. Cumartesiyi Pazara bağlayan gece bütün müktesebatı kendilerinden dinledim. Uzun bir gecede bütün 2007-2011 anayasası süreçlerinde yaşadıklarımızı yöntem ve muhteva olarak dinledim. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeliye giderken bir önyargımız yok. Zihnimde bir yöntem var, istişarelerden sonra şekillenmiş olan. Geçmişte iki yöntem denendi. 2007 sonrasında AK Partinin kendi çalışması olarak parti mutfağında hazırlayıp sunması yöntemi var. 2011den sonra uzlaşma komisyonu olarak bütün partilerin katıldığı önü açık bir yöntem denendi. İkisinde de istediğimiz neticeyi alamadık. Önümüzde ciddi bir siyasi istikrar dönemi var. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli ile yöntem etrafında hiçbir önyargı taşımayan bir istişarede bulunacağız. İçerik bağlamında önemli olan anayasanın ruhudur. Şeklinden önce anayasanın ruhu üzerinde mutabık kalmak lazım. Özgürlükçü, insan odaklı, vatandaşı esas alan, vatandaşın devleti tanımladığı, insan onuruna dayalı bir anayasa çerçevesini kendileri ile paylaşacağım. Bu hususta bir mutabakat sağlanırsa önyargı taşımadan en doğru hükümet yönteminin ne olacağı konusunu kendileri ile paylaşacağım. Şimdiden hiç kimsenin şu yöntem doğur değil, şu hükümet yöntemi doğru değil, şu yöntem gelirse konuşmam gibi bir yaklaşım için girmemesi doğur olur.
ZİNDAN YERİNE ÇEVİRENLERDEN HESAP SORSUNLAR
Davutoğlu HDP ile yapacağı görüşmenin iptaline ilişkin bir soru üzerine, Ben seçim sonrasında hiçbir ayrım yapmadan herkesle görüşeceğimizi ifade ettim. Buna sadık kalarak randevu talebinde bulundum. Ama randevu talebinden sonra hadi öncekileri diyebiliriz siyasi polemiktir ya da alışkanlıklarıdır. Maalesef eskiden beri terörü mazur görüyorlardı. Randevu talebinden sonra aynı tutumu sürdürmeleri, hakaretamiz bir şekilde birkaç gün sonra kendilerini ziyaret edecek misafire saygısızlık ifade eden açıklamalardan sonra onları muhatap almam, şahsi olarak da, bulunduğum makam olarak da doğru değil. Anayasayı konuşmak için gideceğim, sanki böyle bir gündem yokmuş gibi benden hesap soracaklarını ima edecek şekilde efendim Surda, Cizrede şunları soracağız. Bana hesap soracaklarına Suru, Cizreyi hendeklerle, barikatlarla zindan yerine çevirenlerden hesap sorsunlar. Hesap soramıyorlarsa sussunlar. Hem teröre destek verecekler, hem kendileri ile anayasa konuşmaya gelecek olan başbakana şart koşacaklar diye konuştu.
İSTERSE KANDİLE GİDİP ÇAYINI İÇSİN BU SENARİST
Demirtaşı ve Sırrı Süreyya Önder'i sert bir dille eleştiren Davutoğlu, Niyet sahih olmadığında dahi bir müzakere yürütürsünüz. Ama karşınızdakinde ciddiyet ararsınız. Biz bir film senaryosu çeviriyor değiliz, Türkiye ateş çemberi ortasında, yüzlerce askeri, polisimizi şehit vermişiz. Yok çay içecekmişiz de, kaçak çaymış da. Gitsinler çaylarını kimle içeceklerse içsin, isterse Kandile gidip çayını içsin bu senarist. Ya samimi ve ciddi olurlar tüm kapılarımız açık olur. Ya da samimiyetten uzak dururlar, ciddiyeti unuturlar, o zaman da onlara hadlerini bildiririz. Siyaset nezaket ve samimiyet meselesidir. Bütün bunları iki gün içinde dinlendikten sonra onların kapısına gideceğimi düşünüyorlarsa ya beni ya bu milleti tanımıyorlar. Önce söylediklerinden vazgeçecekler. HDP bir siyasi parti midir? Siyasi parti ise, siyasi parti gibi davranacak. Terör örgütünü sözcüsü ise ve Türkiyeyi bir şekilde bir takım oyunların içine düşürecek piyon ise o zaman ona göre muamele görür ifadelerini kullandı.
GİTSİNLER ONLARLA MASAYA OTURSUNLAR
2011 seçimleri sonrasında da benzer bir dönem yaşandığını hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 2011 seçimleri sonrasında da bunları yaşadık. Ülke yeni bir anayasa hazırlığındayken ne yaptı bu PKK, Silvan saldırısı ile terörü başlattı. HDP sessiz kaldı. Yine özerklik tartışması başlattılar. Her seçim sonrasında millet yeni bir ufka yönelirken bunlar terörü ve Türkiyenin birliğini bütünlüğünü tartışmaya açıyorlar. Baktılar ki bunların dışarıdaki akıl hocaları Türkiye istikrar döneminde ve bu dönemde demokratik bir anayasa yönelecek, bu zemini yok etmek için tekrar harekete geçtiler. Kimler adına konuşuyorlarsa gitsinler onlarla masaya otursunlar.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, SIRBİSTANA GİTTİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere Sırbistan'a gitti. Uçuş öncesi, Sırbistan'a yapacağı resmi ziyaretiyle ilgili, Sırbistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Daha önce Dışişleri Bakanı olarak birçok ziyaretim olmuştu. Bu Başbakan olarak ilk ziyaretim. Sırbistan, Türkiye için komşu ülke muamelesi yaptığımız önemli bir ülke. İkili ilişkilerimiz son yıllarda büyük ivme kazandı. Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin gelişmesi hem iki ülke halkı, hem bölge barışı bakımından büyük anlam ifade ediyor. Son yıllarda geliştirdiğim ilişkiler Balkanlar'da siyasi omurgayı teşkil etti. Tarihi, kültürel arka plan üzerinde yapabileceklerimizi görüşeceğiz. 3 üniversite rektörümüz de bizimle birlikte. Ekonomik alanında ciddi potansiyelimiz var. Geçen sene 700 milyon dolar civarında bir ticaret hacmimiz var. Bunu daha da arttırmak için iş adamları heyeti ile bilikte gidiyoruz dedi. (İHA/İSTANBUL)
Haber Merkezi