Sayfa Yükleniyor...
Seçim sonucunun Cumhurbaşkanı tarafından yok sayıldığını belirten CHP Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt, Erdoğanın hiçbir koalisyonu istemediğini, bunun sebebinin ise bürokrasideki hakimiyetini kaybetmekten korktuğuna dikkat çekti
CENGİZ ALDEMİR/ANKARA
Biz 25. Dönem milletvekilleriyiz, defalarca seçim yapılmış 200 yıllık parlamento tecrübesi olan bir devletten söz ediyoruz. Biz bir aşiret devleti değiliz diyen CHP Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt, Türkiye sınırlarının başka ülkelerin çizdiği yapay bir devlet olmadığını, köklü gelenekleri olan bir ülkede olduğunu ve bunun Osmanlı döneminden bu yana geldiğinin altını çizdi.AK Partinin 13 yıllık iktidarının sonunda gelinen noktaya vurgu yapan CHPli Bozkurt, ülkede bütün vatandaşların ölüm korkusu ile yaşadıklarını belirtti.AK Parti iktidarı sürecinde Türkiyenin komşuları ile ilişkilerinin kötü olduğunu, dünya nezdinde ise itibarını yitirdiğini ifade eden CHPli Dr. Hüsnü Bozkurt gazetemize şöyle konuştu:
YURTTAŞLAR CANLI BOMBA ENDİŞESİ TAŞIYOR
Bu yeni bir olay. Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan zat böyle bir seçimi kabul etmediğini söylüyor (açıkça söylemese de) şimdi 13 yıldır ülkeyi tek başına yöneten bir parti var. Şu anda neyi konuşuyoruz? Ortalama bir yurttaş acaba kalabalık bir yere giderken şüpheli bir kişiyi gördüğünde acaba bu canlı bomba mıdır değil midir diye bir endişe taşıyor mu taşımıyor mu?Fransada, İtalyada veya Norveçte, yurttaş AVMye sinemaya giderken acaba canlı bomba patlar mı diye bir endişe içinde mi değil.O zaman anormal bir durum var. Eğer Cumhurbaşkanı çıkıp diyorsa ki duble yolları biz yaptık, 3. havalimanına karşı çıkan karşısında beni bulur diyorsa bunları kendilerinin yaptığını düşünüyorsa, o zaman yurttaşlardaki can güvenliği endişesinin de sorumlusu onlar.Ülkeyi onlar yönetiyor.Böyle bir ortamda yurttaşların ciddi can güvenliği endişesi taşıdığı bir ortamda, özellikle seçimler de Erdoğanın cumhurbaşkanlığının anayasal sınırlarını da aşarak 34 mitingle AKP için 400 milletvekili ve başkanlık istediğini de göz önüne alırsak hdp lideri demirtaşın da seni başkan yaptırmayacağız lafını bir araya getirirsek.
CUMHURBAŞKANI TAVIR DEĞİŞTİRDİ
Seçimden önce Cumhurbaşkanı ne dedi? Bu seçimden istediğim sonuç çıkmazsa çözüm süreci yoktur dedi. Seçimden sonra ne oldu çözüm süreci terk edildi.Bir tavır değişikliğine gidildi. Buna, karşı tarafın yanıtı ne oldu? Farklı farklı eylemler. Suruçta evlatlarımızı kaybettik. Bombacının Adıyamanlı biri olduğu söylendi IŞİD bağlantılı olduğu söylendi bitti. Şimdi bununla ilgili bir soruşturma var mı? Ne oldu Suruçta? Türkiye AKP iktidarıyla birlikte toplumun en temel hakkı olan bilgilenme hakkını yok sayan bir süreci yaşıyor. Yalanlarla siyaset ürettiler. Böyle bir şeyin demokrasiyle bağlantısı yok.Bir seçim yapıldı ve AKP ilk defa çoğunluğu elde edemedi. Bu bir sonuç. Ne yapacağız seçimi mi yenileyeceğiz?Tamam seçime gidelim. Seçim bir ihtiyaçsa gidilebilir ama şimdiki seçim ihtiyacı toplumun, halkın ihtiyacı değil.
BİR KAÇ YÜZ KİŞİYİ KAYBETTİĞİMİZDE ACABA SEÇİME DEVAM EDİLEBİLİR Mİ?
Yaptırdığı sarayında oturan kişinin kendi meşruiyetinin tartışılmaması için, 13 yıllık iktidarı yargı denetiminden kurtulsun diye zorladığı bir seçim.Peki böyle bir seçim ortamında biz bugün (bırakın vatandaşı) polisimizin askerimizin can güvenliğini sağlayabilecek bir iç güvenlik ortamı oluşturamamışken acaba bir seçimde bir güvenlik ortamını oluşturabilecek miyiz?Herhangi bir parti mitinginde bir canlı bombanın patlayınca birkaç yüz kişiyi kaybettiğimiz zaman acaba seçime devam edilebilir mi?O bakımdan Türkiye bence çok kritik bir süreçte. Bütün parti kaygılarından uzak söylüyorum.
AKP YÜZDE YÜZ OY DA ALSALAR MEŞRUİYETLERİ TARTIŞMALIDIR
Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletini geçici hükümet olarak yönetin ama TSKnın üst kademesini belirleyen, bütün kurumlara atama yapan, valiler, emniyet müdürleri kararnameleri çıkartan, müstafi hükümet ve onun Cumhurbaşkanı da dahil yüzde yüz de oy alsalar uluslararası meşruiyetleri son derece tartışmalıdır.Seçimin sonucu ne olursa olsun AKPnin artık bu yapısıyla ve bu anlayışıyla bu ülkeyi yönetebilme şansı yok.Benim endişem şudur, böyle bir zorlama seçime giderken ve iç güvenlikte de bu kadar ciddi endişeler varken, olabilecek bir takım olaylardan sonra Türkiye çok farklı mecralara kayabilir.Farklı mecralar hepimiz için çok ciddi sorunlar doğurabilir. O bakımdan akıl egemen olur diye umut ediyorum. Bunun aslında parti kaygısı ile de söylemiyorum.CHP açısından bakıldığında bir AKP-MHP koalisyonu kurulsa CHP ne kaybedecek. Yine ana muhalefet olarak devam eder. Biz bir koalisyon kurulsun o da 4 yıllık olsun derken neyi söylemeye çalıştık?Bir defa bütün dış kamuoyu ve iç kamuoyu nezdinde yeni bir hükümet kuruluyor algısının oluşması lazım. Mevcut hükümetin devamı bir hükümet olacaksa bu toplumu rahatlatacak bir şey değil. Biz çok başarılıyız diyorlarsa seçim yenilenir. Ola ki şu veya bu parti baraja biraz daha yaklaşacak, kiminin oyu artacak kiminin oyu azalacak. Bütün bu hesaplar yapılabilir. Arzu ettiğin sonucu elde ettin ne olacak? Neyi sağlayacaksın?
DÜNYADAN İZOLE OLMUŞ TÜRKİYE
Bugün öyle bir noktayız ki Türkiyenin Mısırla Irakla, Libya ile Suriye ile bağlantısı koptu Rusya ile ilişkileri kötü. Kafkaslarda adım atamıyor. Bütün dünyadan izole olmuş bir ülkeden söz ediyoruz.Bu izolasyonu kaldırmamız gerekiyor. Yoksa olay şu oyu alırsak şu olur değil. 2002de parlamentonun üçte iki çoğunluğu ile geldiniz 2007de oyunuz daha da arttı. Demek ki yüzdeler çok şey ifade etmiyor.
CUMHURBAŞKANI ANAYASAL SINIRLARINA ÇEKİLMESİ LAZIM
Burada Cumhurbaşkanının anayasal sınırlarına çekilmesi lazım.Cumhurbaşkanı, Anayasaya göre 45 günlük süreyi esnetme yetkim yok diyor. Anayasaya göre 34 miting yapıp seçim meydanlarında AKP için oy istemek gibi bir yetkin mi var ki onu kullandın. Anayasa ve yasalar herkesi bağlayan metinlerdir. O anayasa göre yemin ettik o yemin edenlerin çoğu yalan yere yemin ettiler. Ama bu yemini etmeden o makama seçilmiş sayılmıyorsunuz. Anayasa sizin tavrınız dışında bir metin olarak orada durduğu için ona uyuyorsunuz, gidip yemini ediyorsunuz. Uyup uymazsınız bu sonraki iş.E şimdi Anayasa diyor ki (104. Madde) cumhurbaşkanı yetkilerini sayıyor. Burada bir parti için oy ister diye bir şey mi var? 45 gün içinde hükümet kurulamadığı takdirde meclis başkanına danışarak seçimin yenilenmesine karar verebilir diyor.Aslında bugün yaşadığımız bunca olay terörün bu kadar artmış olmasını tarih yazacak. Eğer 8 Haziran sabahı bir CHP-MHP koalisyonu kuruluyor olsaydı terör bu kadar artar mıydı? İki ayı geçti seçim yapılalı halen bir hükümet yok. Bu belirsizlik kimin işine yarıyor?
ERDOĞAN BÜROKRASİDEKİ HAKİMİYETİNİ KAYBETMEKTEN KORKUYOR
Yeni bir seçim kararının çok riskli, çok sıkıntılı ve çok akıl dışı olacağını düşünüyorum.Peki seçime gidildi ve aynı sonuç çıktı. Yine 4 partili bir parlemento oldu, ne yapacak bir daha mı seçim yapacak?Ne diyecek Cumhurbaşkanı bunu da saymayız bir daha mı seçime gidelim diyecek?Böyle bir arayışın ben sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Cumhurbaşkanı herhangi bir koalisyon hükümetini göze alamıyor. Bahçelinin tutumu AKPsiz bir koalisyonu olumsuz kıldı. Erdoğan hiçbir koalisyon istemiyor sebep çok açık. Bürokrasideki hakimiyetini kaybetmekten korkuyor. Gücü kaybettiği anda 13 yılın son 7 yılındaki yolsuzlukların çok büyük sıkıntılar yaratacağını düşünüyorum Erdoğan ve ailesi açısından.Ama bunlar tarihe kaydedildi. Vatandaşa montaj diye yutturuldu ama tarihe yutturamazsınız her şey kayıt altında. Bunlardan korkuluyor.Bu çorap söküğü gibi gelir kontrol edemezsiniz. 25 Aralık dosyası tekrar açıldığında ne yapacak bundan korkuluyor. Sorun oy oranı değil. Ama bütün bunlar için Türkiyenin iç barışı feda ediliyor. İnsan kaybettik.Türkiyede demokrasinin, çok partili hayatın bekası için mutlaka herkesin çok sorumlu davranması gereken günlerdeyiz. Sürecin başından beri CHP çok iyi bir tutum sergilemiştir.Sonuçları iyi gören yüzde 60lık blok diyen o olmazsa Bahçeli başbakan olsun diyen,Beş temel sorun 14 temel ilke ile çözebileceğimiz yüksek profilli ve uzun süreli koalisyon .. önerisi gibi.
Haber Merkezi