Sayfa Yükleniyor...
Türkiyenin insani krizler konusunda verdiği onurlu mücadelede yalnız bırakıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batıyı eleştirdi
7. Atlantic Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın açılış konuşmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dünyada gelir dağılımı ve ekonomik durgunluk konularının ana gündem maddesi olduğunu benzeri buluşmaların söz konusu sıkıntılara karşı ufuk açıcı ve geniş değerlendirmelere vesile olduğunu belirtti.
Özellikle göç hareketleri, doğal kaynakların tüketilmesinin giderek arttığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan bu alanda hızlı, etkin ve kararlı biçimde mücadele zorunluluğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan insani krizlerden kimsenin kendini tecrit etme lüksünün bulunmadığını belirterek; Güvenlik kaygılarının artmasına rağmen en gelişmiş ülkeler bile zaman zaman çaresiz kalabilmektir. Türkiye bölgenin hemen yanında istikrarını ve koruyor. Yaklaşık 35 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz. Güney sınırlarımızda olan terör problemleri uzun vadeli devam edebilir. Türkiye insani krizlere karşı verdiği onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldı. Irak ve Suriyeden gelen 2,5 milyon göçmeni biz sırtlandık. Sadece kamplarda 8,5 milyar dolar ve 280 bin kişi yaşıyor. Sadece şu İstanbula göçmen mülteci sayısı 500 bin, sosyolojik travmalarını, meydana getirdiği psikolojik travmalarını düşünebilir musunuz? Hem gelenlerin hem de bizim. Türkiye nasılsa bunun üstesinden gelir? Demeye sahip mi? Dünyayı birlikte paylaşıyoruz. Başlarının çaresine baksınlar deme lüksüne sahip değiliz. Mültecilere kapımızı kapamadık. Çünkü biz varil bombaları altında ölen o insanla kapımızı kapatamazdık dedi.
17 LİDERLE BAŞBAŞA GÖRÜŞTÜM"
G20 zirvesinde 17 ülkenin lideri ile terörizme karşı ortak tavır için ikili görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle Avrupa ülkelerinin Suriye konusunu görmezden gelerek sorunun daha da derinleşmesine sebep olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan; Pariste yaşanan saldırı ile yeni bir yol ayrımına bizi getirdi. Hem yaptığımı ikili görüşmelerde ki 17 ülkenin lideri ile başa baş görüştüm. Bunları değerlendirdik. Zirve sonrasında terörizmle mücadele bildirisi yayınladık. Saldırıları kınadıktan sonra mücadele birlik içinde olduğumu yineledik dedi.
380 BİN SURİYELİ BİR İSTATİSTİK DEĞİL
Terörizmin herhangi bir etnik köken, din ile ilişkilendirilemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını Suriyede devam eden iç savaş ve Esed rejimi üzerinden şu sözler ile sürdürdü: Ben bir Müslümanım İslam sinkelimesinden türemiştir. Yani Arapça barış. DAEŞ, El Kaideden türemiştir. Bunun içinde PKK, YPG-PYD, Afrikaya gidiyorsunuz Boko-Haram gibi. Bütün bunlar hangi dinden olursa olsun hiçbir dine o dinin olumsuz kötü insan tipleri üzerinden yargılama yapamayız yapmamalıyız. O dinin diğer mensuplarına asla böyle bir yaklaşım sergileyemeyiz. Bunlar Hıristiyanlar ve Museviler arasından da çıkabilir. Ben şu anda bu teröristleri şiddetle lanetliyorum. Bunu hep birlikte yapmalıyız. Eğer yapmazsak bugün Ankarada kapımızı çalan ki nitekim söyledim geçenlerde Pariste çaldı. Bu tavrı uluslararası bir mutabakat ile ele almalıyız. Çünkü bu dünya barışı bir iki ülkenin değil tüm dünyanın ortak meselesidir. Avrupa bata olmak üzere Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde giderek bir gerilimin olduğunu görüyoruz. Müslümanlara yönelik saldırıların arttığına dair duyumlar almaktayız. Türkiye olarak biz bu konula herkesten dana fazla hassasiyet gösteriyoruz. Bizim sadece Avrupada 5 milyon Türk vatandaşımız ya da Türk kökenli vatandaşımız yaşıyor. Bizim acı tecrübelerimiz var Avrupanın birçok yerinde öldürülmüş elçilerimiz vatandaşlarımız var. Fanatik akımların önüne geçilememesi durumunda yeni ve tehlikeli saldırılar artabilir. Her türlü aşırıcılığı lanetliyorum ve kınıyorum. Diğer ülkelerden benzeri bir tutumu bekliyoruz. Terörizm faaliyetlerini öncelikli sebeplerinin doğru anlaşılması gerekiyor. Esed bir devlet terörü estiriyor. En az onun arkasında duranlar da onun kadar suçludur. 380 bin Suriyeli bir istatistik değil her biri birer can ve insandır. Halen gitsin mi gitmesin mi tartışmasının insanlığa verilen en iyi mesajdır.
ORTADOĞU ÇALIŞMA GRUBU RAPORU DEĞERLENDİRİLECEK
Bu yılki Zirvede, dünya ekonomisinin önemli isimlerinin altına imzasını attığı Ortadoğu Çalışma Grubu raporuyla ilgili bir değerlendirme sunulacak. ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ve ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albrightın eş başkanlık ettiği Çalışma Grubu raporu Zirvenin en önemli çalışmalarından biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca Zirvede, 2015Temmuzda P5+1 ülkeleri ve İran arasında imzalanan tarihi nükleer anlaşma sonrasında enerji piyasalarındaki gidişatın ele alınacağı özel bir oturum gerçekleşecek. (İHA)
Haber Merkezi