Sayfa Yükleniyor...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, batı medyasının teröristleri aklamak için büyük çaba gösterdiğini belirterek, terör örgütlerinin ortak hedefi olan Türkiyeyi özgürlük ve insan hakları kıskacında ezmeye çalıştıklarını söyledi
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 21 Mart Dünya Ormancılık, 22 Mart Dünya Su ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günleri ve Nevruz Bayramı nedeniyle Haliç Kongre Merkezinde bir tören düzenledi.
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Orman ve Su İşler Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve çok sayıda davetli katıldı.
DEMOKRASİ İLE DEĞİL TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliğinin terör konusundaki tavrını eleştirerek, Sadece teröre karşı mücadele etmiyoruz. Onları destekleyen kesimlerle mücadelede sürekli batılı ülke itirazları ile karşılaşıyoruz. Türkiyede demokrasi, insan hakları, özgürlükler konusunda sıkıntı varmış. Biz demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri batı bize dayattığı için değil, milletimiz bunlar layık olduğu için savunuyoruz. Biz sadece Allahın huzurunda rükuda eğiliriz. Milletimizin tamamı ile birinci sınıf demokrasiye layık olduğuna inanıyor ve bunun için çalışıyoruz. Böyle olduğu için demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusundaki güçlü duruşumuzu teröre rağmen elbette devam ettireceğiz. Biz demokrasi ile değil terörle, özgürlüklerle değil teröristlerle, insan hakları ile değil terör eylemleri ile mücadele ediyoruz. Buna karşılık batının en son olarak mülteciler ve terör örgütleri karşısındaki ilkesiz tutumu başta olmak üzere bu konuda nasıl sınıfta kaldığını da iyi biliyoruz dedi.
SAMİMİYET Mİ, DÜRÜSTLÜK MÜ?
Brükselde AB-Türkiye zirvesinin yapılacağı bölgede terör örgütü PKKnın çadır kurduğunu hatırlatan Erdoğan, Bu AB ki PKKyı terör örgütü olarak ilan etmiş vasiyette. Tüm AB üyesi ülkeler bu örgütü terör örgütü olarak ilan etmiş, nasıl oluyor da böyle bir terör örgütüne sen orada o çadırları kurduruyor ve onların paçavralarını sallandırıyorsun. Bu samimiyet mi, dürüstlük mü. 1963 yılından bu yana Türkiyeyi kapısında bekleten AB, bu iki yüzlülüğünü hal devam ettiriyor. Diyorlar ki Sayın Cumhurbaşkanı niye böyle konuşuyor. Siz samimi olmadığınız sürece ben böyle konuşmaya devam edeceğim. Biz burada terörle mücadele ederken, kalkıp da orada bu çadırları kurdurursanız kusura bakmayın. Bu sözleri daha çok duyarsınız. Eğer Avrupa ülkelerini örnek alacak olsak sınırlarımızı mültecilere kapatmamız, terör örgütü destekçilerine meclis yanında propaganda imkanı sağlamamız, eli kanlı teröristlerin topraklarımızda cirit atmasına izin vermemiz gerekir. Avrupanın en önemli şehirlerinde canlı bomba eylemleri ile masum siviller katledilirken medyamızla, siyasetçilerimizle onların destekçilerine kol kanat germemiz gerekir. Bugün batı medyası bölücü örgüt mensuplarını aklamak, cici çocuklar olarak göstermek için seferberlik halinde çalışmaktadır. Kendilerine yönelik en küçük tehdit karşısında mantık sınırlarını zorlayacak tedbirleri hayata geçirmekten kaçınmayanlar, terör örgütlerinin ortak hedefi olan Türkiyeyi özgürlük ve insan hakları kıskacında ezmeye çalışmakta diye konuştu.
ABNİN TEKLİFİ İNSANLAR AŞAĞILANMASIN DİYE KABUL EDİLDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında mülteciler konusunda da değinerek şunları söyledi;
Türkiye ABnin mültecilerle ilgili teklifini para pul için değil, bu insanların sınır kapılarında daha fazla aşağılanmasını önlemek için kabul etmiştir. Mülteciler arasında bir insan pazarı kurup, oradan nitelikli eleman seçme gibi gerçekten vicdanla, ahlakla bağdaşmayacak niyetle belirlenecek kotalar arka plandaki trajediyi ortadan kaldırmıyor. 3 milyon mülteci alırken böyle düşünmedik. Yarın tarih bu gerçekleri, bizim de onların da torunlarının önüne getirecektir. O zaman kimin insan hakları için mücadele ettiği, kimin bu değerlere sırtını döndüğü anlaşılacaktır. Bundan sonra Avrupadan beklentimiz hiç değilse bu insanlar için kendi ülkelerini yaşanabilir hale getirme çabamıza destek vermeleridir. Suriyede başından beri Burada bir uçuş yasak bölge ilan edelim ve bu bölgeye Suriyeden çıkmak isteyen kardeşlerimizi yerleştirelim. Türkiyeden de mültecileri oraya döndürelim. Orada konutlar inşa edelim, şehir kuralım. Buranın güvenliğini de koalisyon güçleri temin etsin dedik. Suriyede uçuşa yasak bölge ve terörden arındırılmış bölge teklifimizi kabul edemeyen, buna karşılık mültecilerden şikayet eden herkes ikiyüzlüdür, riyakardır. Sadece Türkiyeye yönelik terör tehditlerinin engellenmesine de katkı sağlayacağı için bu teklife karşı çıkanların eli, ölen her masumun kanı ile kirlenmektedir. Biz inancımıza uygun şekilde terörle mücadele etmeye de, mazlumların elinden tutmaya da devam edeceğiz. Avrupa varsın kendi öz eleştirisini kendisi yapsın. Bizim burada yapacak çok işimiz var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiyenin ağaçlandırma konusunda yaptığı çalışmaları hatırlatarak, Bir takım çevrele ağaç düşmanlığı ile bizi itham ediyorlar. Dün İstanbul gezi parkında, Ankara ODTÜde ağaç bahanesiyle kaos başlatmak istemişlerdi. Bugün Artvinde ve başka yerlerde aynı niyetle uğraşmaya devam ediyorlar. Halbuki ağaçlandırma alanında Türkiyenin başarısı ortadadır. Dünyanın takdirini kazanan bu çalışmalar maalesef bizde gönülleri mühürlenmiş bazı çevrelerce görülmek istenmiyor dedi. (İHA/İSTANBUL)
Haber Merkezi