Sayfa Yükleniyor...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABDnin New York kentinde 71. BM Genel Kurulu genel görüşmelerine katıldı. 15 Temmuzdaki darbe girişimini anlatan Erdoğan, ayrıca Suriye sınırında güvenli bölge oluşturulması çağrısında bulundu
Erdoğan, insanoğlunun bilim, teknolojik gelişme ve insan hakları bakımından en zirve dönemini yaşadığını ancak bunun bir de utanç tarafı olduğunu kaydederek, Suriyede ve Irakta terörün ve savaşın kıskacında inleyen pek çok ülkede yüzbinlerce çocuk, kadın, genç ve yaşlı öldürülmeye devam ediyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamele ile karşı karşıya kalıyor. DAEŞ, El Nusra, PYD YPG gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor. Kafkaslardaki Kafkasyadaki ihtilafların sıcak çatışmaya dönüşme ihtimali mevcuttur dedi.
MİLLETİMLE İFTİHAR EDİYORUM
Türk milletiyle demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ettiğini belirten Cumhurbaşkanı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: 29 gün gece sabahlara kadar demokrasi nöbeti tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesindedir. Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için, ülkelerinin gelecekleri için Fethullahçı terör örgütüne karşı gerekli önlemleri süratle almaları uyarısında bulunuyorum. Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki, FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu vesile ile bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türk, Türkiye gibi ifadelerin ülkelerimizle bir ilgisi bulunmadığını da belirtmek isterim.
MÜLTECİ KRİZİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye krizine değinerek, Suriyede yaşanan insani kriz 6. yılına yaklaştı. Bugüne kadar 600 bine yakın insanın hayatını kaybettiği söylenen bu savaş yüzünden 12 milyon insan yerini yurdunu terk etti. Bunların 5 milyonu başka ülkelere sığındı. Sadece 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Vatanlarını terk etmek zorunda kalan Suriyelileri bizler evimizde misafir ediyoruz. Zira varil bombalardan, varil bombalarından kaçan, uçakların attığı bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz dedi.
ULUSLARARASI TOPLUM SINIFTA KALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her sayının bir insana karşılık geldiğini ifade ederek, Suriye halkı zalim bir yönetimin katil, terörist bir yönetimin ve terör örgütlerinin acımasız, küresel ve bölgesel rekabetin şekillendirdiği vekalet savaşlarının pençesinde tükeniyor. Bu süreçte uluslararası toplum insani değerler ve vicdan sınavında maalesef sınıfta kaldı ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE ARTIK DURAMAZDI
Suriye sınırında güvenli bölge oluşturulması çağrısında bulunulduğunu kaydeden Erdoğan açıklamasını şu şekilde sürdürdü: Bizim 911 kilometre sınırımız. En uzun sınıra biz sahibiz ve bu sınırlarda Türkiye bir tehdit altındadır ve biz sabrettik, sabrettik, sabrettik. Ancak 24 Ağustosta Gaziantepte bir düğün merasiminde 14 yaşındaki bir çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle o kalabalığın içerisine göndererek patlattılar ve orada 56 kişi öldü, 100e yakın kişi yaralandı. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı ve ılımlı muhaliflerle bizler bu olaya müdahale ettik önce Cerablus, Cerablustan DAEŞi derdest ettik. Ardından Raide de aynı şekilde DAEŞi derdest ettik ve böylece Cerabluslu Cerablusa, Raili Raiye yerleşmiş oldu. Bölge Azezden Fırata kadar bir terör koridoru olmaktan çıktı. Bizim yaptığımız operasyonun amacı bu güvenli bölgeyi fiili olarak hayatı geçirmektir.
BMNİN REFORME EDİLMESİ GEREKİR
BMnin reforme edilmesi gerekir diyen Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkili hale getirilmesi konusunda Genel Sekreter Ban ki Moon önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu BM Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. Şu anda dünya 5 ülkenin iki dudağı arasına mahkum edilmiştir. Tüm dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi adaleti tesis edemez. Bunun gözden geçirilmesi gerek. (İHA)
Haber Merkezi