- Siyaset
- 20.04.2025 12:14
Abdullah Gül, "Açıkçası Ortadoğu Arap politikalarımızı daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmenin faydalı olacağı kanaatindeyim. Bölgede çok başka bir gelişme de söz konusu. Büyük bir kaos ortaya çıkınca, bu kaosun içerisinden hiç tahmin etmediğimiz sürprizlerle karşı karşıyayız" dedi
Gül konuşmasında şunları kaydetti: "Bütün samimiyetimle ve tecrübemle bazı düşüncelerimi de paylaşmak istiyorum. Her şeyden tabi ki önce sıkıntılı, zor günlerden geçtiğimiz bir malum. Ümit ederim ki bunlar kısa sürede içinde atlatılır. Çünkü Türkiye'nin etrafında olup bitenler, bunların hepsinin neticeleri bizi de yakından etkilendirecek olaylardır. Her şeyden önce İslam ülkelerinin, kardeş ülkelerin, Ortadoğu ülkelerinin, komşu ülkelerin içinde bulundukları acı hepimizin acısıdır. Üzülerek görüyorum ki, maalesef birçok Müslüman ülkenin bel kemikleri adeta kırılmış vaziyettedir. Irak'ın, Suriye'nin... Bunlar şüphesiz ki çok acı vericidir. Milyonlarca insan acı çekmektedir, milyonlara insan kendi yerinden, yurdundan göçmen haline gelmiştir. Sadece Türkiye'de 2 milyon insanın olduğunu düşünürseniz, bunun ne büyük bir acı olduğunu hepimiz yakından idrak ederiz."
"HİÇ TAHMİN ETMEDİĞİMİZ SÜRPRİZLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
"Açıkçası Ortadoğu Arap politikalarımızı daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmenin faydalı olacağı kanaatindeyim. Bölgede çok başka bir gelişme de söz konusu. Büyük bir kaos ortaya çıkınca, bu kaosun içerisinden hiç tahmin etmediğimiz sürprizlerle karşı karşıyayız. Görüyorsunuz terör örgütleri, terör olayları önü alınamayacak şekilde gelişmeye başladı. Bunların bir kısımları maalesef İslami başlıklar taşıması, İslami motiflerle anılması bütün dünya için ve özellikle de Müslümanlar için çok büyük tehlikeler arz etmekte..."
"TÜRKİYE'NİN KIYMETİNİ BİLELİM"
Ortadoğu'da yaşanan olayların Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini söyleyen Gül, "Türkiye'nin güçlü olması gerekir. Türkiye'nin içinin birbiriyle barışık olması gerekir. Herkesin huzurlu olması gerekir. Şüphesiz ki demokrasilerde çoğulculuk vardır. Farklı görüşler olacaktır. Ama bu farklı görüşler arasında da saygının ve sevginin kaybedilmemesi gerekir. İşte bu sıkıntılı dönemden geçilirken, özellikle çevremizde bu büyük olaylar olurken Türkiye'nin gücünden hiçbir şey kaybetmemesi gerekir. Bunun için seçim sonrası ortaya çıkan atmosferde, ümit ederim ki bundan da faydalanılır. Çünkü daha herkes birbiriyle konuşur, daha diyaloğa açık bir zeminin oluştuğunu görüyorum. Söylemek istediğim şey şudur ki; memleketimizin kıymetini bilelim. Türkiye'nin kıymetini bilelim. Birbirimizin kıymetini bilelim" diye konuştu.
"ONBİNLERCE SİYASETÇİNİN GELİP GEÇTİĞİNİ GÖRÜRSÜNÜZ"
Gül'den sonra konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, "Bizim için her türlü görev, her türlü makam, ikbal kavgasının değil, millete hizmet etmenin onun gönlünü fetih etmenin aracıdır. Bu mücadelede üstlenilen görevler; garibin elinden tutmak, yoksulu kollamak, yetime sahip çıkmak, hak ve adaletin tesisini sağlamak bakımından anlamlıdır. Aynı zamanda bu bir gönül işidir. İstikbali sadece geleceğe dair bir tasavvuru, teklifi olanlar inşa edebilir. Ancak bu niyetle yapıldığı zaman harcanan emeğin, verilen mücadelenin, çekilen zahmetin bir karşılığı olur. Bu işi yalnızca bir kazanç kapısı, ikbal vasıtası, makam aracı olarak görenler açık söylüyorum; yaprağın üzerindeki toz gibidirler. Onların varlıkları hiç kimsenin dikkatini çekmez, yokluklarında da hiç kimse onları hatırlamaz. Siyasi hayatımıza şöyle bir bakınız. On binlerce siyasetçinin, yöneticinin gelip geçtiğini görürsünüz. Bugün bunların sadece bir kısmı hatırlanıyor hayırla yad ediliyor. Bir kısmı da yine hatırlanıyor; ama onların pek hayırla, özlemle yad edildiklerini söyleyemeyiz. Biz 40 yıllık siyasi hayatımızda üstlendiğimiz her görevi geride kalıcı eserler, kubbede hoş bir seda bırakma anlayışıyla yürüttük dedi. (DHA)