- Siyaset
- 01.06.2025 23:29
Kocaelide gerçekleştirilen Kartepe Zirvesinde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Prof.Dr. Numan Kurtulmuş, Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir darbe dış güçlerin etkisi olmadan gerçekleşmez dedi
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği, bu yıl ilki düzenlenen Kartepe Zirvesi sempozyumu Kartepe Green Park Otelde başladı. Onursal Başkanlığını Kültür ve Turizm Bakanı Prof.Dr. Numan Kurtulmuşun yaptığı Kartepe Zirvesi; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Kocaeli, İstanbul, Sakarya, Yıldırım Beyazıt ve Uluslararası Saraybosna Üniversiteleri ve medya kuruluşlarının koordinatörlüğü tarafından gerçekleştiriliyor.
Sempozyumun Onursal Başkanlığını üstlenen Kültür ve Turizm Bakanı Prof.Dr. Kurtulmuş, Bu güzel zirvede sizinle olmaktan onur duyuyorum. Arkadaşlarımız projeyi bana anlattıklarını büyük bir heyecan duyacağımı kendileriyle paylaştım. Türkiyenin Davosu gibi, iddialı bir çıkışla başlıyor. İnşallah Davosu da geçip dünya çapında önemli bir etkinlik haline gelir. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Esas mesele halkların, milletlerin dediği mi olacak, yoksa güç odakların dediği mi olacak? Demokrasi mücadelesi, iradenin insanlık tarihi boyunca bir avuç azınlığın değil halkın elinde olmasıdır, demokrasi budur. Demokrasi mücadelesi bütün insanlığı, bütün halkları kavramıştır. Yegane söz sahibi millettir dedi.
DEVLET KİMSENİN MALI DEĞİLDİR
İki temel vazifelerinin olduğunu kaydeden Bakan Kurtulmuş, İlki ihanet çetesinden hesap sormaktır. Hesabı millet adına almak, bu çetecilerden hesap sormaktır, hedefimiz ise demokrasiyi tam manasıyla güçlenmiş bir yapıya kavuşturmaktır. Bir daha darbelerle karşılaşmamak için 5 önemli huşu vardır. Birincisi bu kadar bedel ödemiş bir millet olarak demokrasi kültürünün tam olarak yerleştiğini söyleyemeyiz. İlgili tüm kurum, kişi ve kuruluşlar bunun için özel bir gayret sarf etmelidir. Demokrasi eşitler arasında bir yarıştır. Söz de karar da milletindir. İktidara gelenlerin iktidardan gitmelerinin tek yolu sandıktır. İkincisi yönetim erkinin sadece ve sadece sivillerin elinde olmasıdır. Seçilmemiş insanların sivil veya asker olsunlar, seçilmiş sivil iradenin yerini almaları asla kabul edilemez. Üçüncüsü ise TSKnın sivil yönetimle olan ilişkilerinin düzenlenmesi Türkiye için büyük bir kazanım olmuştur. Asker, sivil otoritenin emrinde Türkiyenin savunmasını sağlayacak. Dördüncü olarak devletin ele geçirilmesi mümkün olan bir mekanizma olmaktan çıkarılmasıdır. FETÖ darbe teşebbüsü hepimizin gözünü açmalıdır. Birtakım gruplar devleti ele geçirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle nice darbe teşebbüsleri ortaya çıkmıştır. FETÖ bunların içinde en sonuncusudur ancak yıllar içinde devletin içinde en fazla yapılanma sağlayanıdır. Devlet kimsenin babasının malı değildir. Devlet milleti yöneten bir mekanizmadır. Devletin; liyakat, ehliyet ve millete sadakatle güçlendirilmesi gerekmektedir. Sadakati sadece millete olan yöneticilerin önü açılmalı, milletin adamları iktidara gelmelidir. Sonuncu olarak Türkiyede ve yurt dışında tüm darbelerin arkasında; millet çoğunluğunun yönetimin dışında tutulması, ekonomiden gereken payı alamaması yatmaktadır. Önümüzde çok önemli bir çalışma dönemi var. FETÖden kurtulduk deyip bir köşede oturamayız. Bir daha darbe olmayacak bir toplum haline gelmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir darbe dış güçlerin etkisi olmadan gerçekleşmez. Sadece Türkiyede değil tüm darbelerde iç odakların yanı sıra dışarıdaki pis ellerin de etkisi vardır. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım milli bağımsızlığımızı önemseyerek dış güçlerden etkilenmeyecek bir yapıyı tesisi etmeliyiz sözleriyle konuşmasını tamamladı. (İHA)