İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası AK Parti’den ilk açıklama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İBB'ye yönelik düzenlenen terör ve yolsuzluk kapsamında Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.


  • Oluşturulma Tarihi : 20.03.2025 14:38
  • Güncelleme Tarihi : 20.03.2025 14:38
  • Kaynak : DHA / AA
İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası AK Parti’den ilk açıklama

AK Parti Sözcüsü Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamada bulundu. Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin, "Bir yargı süreci yürüyor, bu da siyasetin gündeminde. Evrensel prensiptir; masumiyet karinesi esastır ve siyasetçi burada durur. Siyasetçinin yapması gereken yargı sürecini izlemektir. Çünkü hiçbirimiz, dosyanın içeriğiyle ilgili bilgiye sahip değiliz. Savcının iddianamesini, mahkemenin nasıl değerlendireceğini değerlendirecek olan siyasetçiler değil. O yüzden hiçbirimizin bu yargı süreciyle ilgili olarak bu bahsettiğim prensiplerin dışına çıkan herhangi bir değerlendirme yapmasının herhangi bir geçerliliği, zemini ve meşruiyeti olmaz. Fakat olay olduğu andan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, çıkıyor; bunun Cumhurbaşkanımız tarafından ve partimiz tarafından Cumhuriyet Halk Partisi'ne dönük bir darbe girişimi olduğunu söylüyor. Bu süreç boyunca bir kere daha Sayın Özgür Özel'in kullandığı kavramlar herhangi bir siyasi değerlendirmenin temelini teşkil edecek, bir siyasi alfabe konusunda bile, okur yazarlık konusunda Cumhuriyet Halk Partisi'nde ağır bir enflamasyon olduğunu çok ağır kronik bir sorun olduğunu bir kere daha gösteriyor. Yapay zekaya sorsak, 'Cumhuriyet Halk Partisi'nin yerinde olsan nasıl muhalefet yaparsın' diye; emin olun yapay zeka bile Cumhuriyet Halk Partisi'ne şu anda Özgür Özel'in ortaya koyduğu argümanlardan, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin ortaya koyduğu argümanlardan daha ileri argümanlar sunabilir. Yapay zekanın; bir muhalefet partisi olarak Cumhuriyet Halk Partisi'ne siyaset-yargı ilişkilerinde, demokratik-kültür yargı ilişkilerinde nerede durması gerektiği konusunda öğreteceği çok şey vardır" dedi.

 

'HER TÜRLÜ DARBE GİRİŞİMİNİN EN BÜYÜK LOJİSTİĞİ YASSIADA ZİHNİYETİDİR'

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in gözaltı sürecini 'darbe' olarak nitelemesini eleştiren Çelik, "Bir kere şunun anlaşılması gerekiyor ki Cumhuriyet Halk Partisi açısından bakıldığında bizim adımız; Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti’mizin mücadelesinin adı ve Cumhur İttifakımızın mücadelesinin adı demokrasiyle yan yana yazılır, darbenin ise zıddına yazılır. Eğer Türk siyasi hayatına özel bir Google ya da bir arama motoru yapılmış olsaydı, darbe ve darbecilik yazıldığında hemen karşısına eşittir Cumhuriyet Halk Partisi diye bir sonuç verirdi. O sebeple Sayın Özgür Özel'in bizi darbecilikle suçlayacak, Cumhurbaşkanımıza dönük olarak darbecilik ithamında bulunacak ne bir kapasitesi ne bir dayanağı ne de siyasetin meşru zeminlerinde söyleyeceği bir söz vardır. O sebeple bizim ismimiz her zaman darbenin ve darbeciliğin zıddına yazılırken Cumhuriyet Halk Partisi'nin ismi her zaman bunun yanına yazılır. Şimdiye kadar da böyle olmuştur. Her türlü vesayet girişiminin, her türlü darbe girişiminin en büyük lojistiği Türkiye'de Yassıada zihniyetidir" diye konuştu.

 

'CHP KENDİNİ DEVLETİN SAHİBİ ZANNEDİYOR'

 

Özel'in 15 Temmuz darbe girişimi ile bu yargısal süreci eş değer gördüğünü ve bunun siyasi bilgisizlik olduğunu ifade eden Çelik, "Aslında Sayın Özgür Özel ilk iş başına geldiğinde, bir normalleşme süreci başladığında, Sayın Cumhurbaşkanımız da bir iadeiziyaretle bu sürece destek verdi. Biraz umutlanmıştık. Fakat bir kere daha görüyoruz ki umudumuz boşa çıkmıştır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu siyasi mücadele, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütün engellemelerine ve bütün bu bahsettiğim vesayet girişimlerine rağmen gerçekleşmiş ve demokratik sonuçlar doğurmuştur. O yüzden Sayın Özgür Özel, sivil darbe nedir, darbe girişimi nedir, darbe girişimine siyasi organizasyonlar nasıl destek verir diye bir merak içerisindeyse, bu konuyla ilgili bulacağı en zengin literatür Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihinde vardır. Hele de Sayın Özgür Özel'in 15 Temmuz'la bu yargısal süreci eş değer görmesi, siyasi bilgisizliğin ve siyasi cehaletin zirvesini oluşturmuştur. 15 Temmuz gibi bir terörist darbe girişimiyle, bir yargısal süreci eş tutmak bir kere daha göstermiştir ki Cumhuriyet Halk Partisi kendisini demokratik sistem içerisinde bir siyasi parti olarak görmemekte, devletin sahibi zannetmektedir. Milletimiz bu şekilde kendisini devletin sahibi zanneden, devleti ve millet iradesini kendisinin mülkü zanneden bu siyasi organizasyona bütün seçimlerde, bütün demokratik yarışlarda haddini bildirmiştir" dedi.

 

'ÖZGÜR ÖZEL'İN BU GÜNDEMDEN KAÇMASI MÜMKÜN DEĞİL'

 

Çelik, İmamoğlu'na yönelik yolsuzluk ve terörle ilgili başlatılan soruşturmadaki iddiaların CHP'liler tarafından ifade edildiğini söyleyerek, "Sayın Özgür Özel bize saldıracağına, Cumhurbaşkanımıza karşı haddini aşan saygısız ifadeler kullanacağına dönecek bizzat Cumhuriyet Halk Partililer tarafından dile getirilen, Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin merkezde olduğu bu iddialarla ilgili olarak ne düşündüğünü söyleyecek. Bu iddialar karşısında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda oturan birisinin, bizzat CHP’liler tarafından Cumhuriyet Halk Partili belediyelere dönük getirilen bu iddialarla ilgili olarak söyleyecek sözlerinin olması gerekir. Bunu örtbas etmek için, bununla ilgili cevaplardan kaçmak için Cumhurbaşkanımıza saldırması, bize saldırması, çeşitli organizasyonlarla ilgili kurultay dahil olmak üzere gündeme gelen iddialardaki ortaya çıkan cari açığı kapatmaya yetmez. Dolayısıyla Sayın Özgür Özel'den bütün kamuoyunun beklediği şey şudur; çıkıp da bunu Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti arasında bir tartışmaya çevirmek yerine ki bu tartışmadan hiçbir sonuç alamaz, çıkacak bütün bu iddialarla ilgili olarak bir cevap verecek. Şunu diyebiliyor mu Sayın Özgür Özel; 'Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle ilgili gündeme gelen bütün bu iddiaların doğru olmadığını düşünüyorum ve buna kefilim. Bu iddialar ispatlanırsa genel başkanlıktan istifa ederim’ diyebiliyor mu? O zaman diyebiliyorsa bu doğrultuda gidecek, bu tartışmaya bu doğrultuda müdahil olacak. Cumhurbaşkanımızla ilgili, AK Parti’mizle ilgili, Cumhur İttifakımızla ilgili saldırılar yaparak bu gündemden herhangi bir şekilde kaçması mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.

 

'ŞİİR OKUMAK NERESİ, BURADAKİ İDDİALAR NERESİ?'

 

Çelik ayrıca CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in herhangi bir yargı sürecine saygı duymadığını söyleyerek, "Bu yargısal süreçle Cumhurbaşkanımızın şiir okumasını ve 28 Şubat zihniyetinin o ilkel ve antidemokratik zihniyeti tarafından kendisine siyasi yasak getirilmesini eş değer tutmaya çalışıyor. Sayın Özgür Özel’e şunu hatırlatmak isterim ki şiir okumakla, bu dosyadaki iddiaları eş değer tutmanız bile aslında buradaki süreçlerle ilgili olarak herhangi bir yargısal sürece hiçbir şekilde saygı duymadığınızı gösteren net bir ifadedir. Şiir okumak neresi, buradaki iddialar neresi? İkincisi, o günlerde o ağır vesayet günlerinde bu mücadele verilirken Cumhuriyet Halk Partisi neredeydi, hangi açıklamaları yapıyordu? Onlar da tarihi kayıtlarda mevcuttur. Dolayısıyla şu anda Sayın Özgür Özel’in yapması gereken tek şey; bu yargısal iddialar, bir sürü Cumhuriyet Halk Partili belediyeyle ilgili bu süreçler var ve bunlar sadece yargı tarafından değil, bizim tarafımızdan da değil, Cumhuriyet Halk Partililer tarafından gündeme getiriliyor, gündem yapılıyor. Sayın Özgür Özel çıksın, bu konulara tek tek cevap versin. Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti'ye saldıracağına bu konularla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirsin" dedi.

 

'CHP'NİN, ATATÜRK'ÜN KURDUĞU PARTİYLE BİR İLİŞKİSİ KALMADI'

 

CHP'nin herhangi bir krizle karşı karşıya kaldığında, 'Atatürk’ün kurduğu partiyiz' ifadelerini kullandığını belirterek, şunları kaydetti:

 

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Atatürk'ün kurduğu partiyle bir ilişkisi kalmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi bakın çok net bir örnek, Atatürk kendi mirasından İş Bankası hisselerinden Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na bir pay ayırmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi, 'Atatürk'ün kurduğu partiyiz' diyor ama Atatürk’ün Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu için ayırdığı ödenekleri yıllarca ödememiştir. Tarihimizin birkaç diliminde Atatürk'ün vasiyetinin yerine gelmesi için Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı dava açarak Atatürk'ün vasiyetinin yerine getirilmesini sağlamıştır. Atatürk’ün vasiyetinin yerine getirilmesine engelleyen ise Cumhuriyet Halk Partisi yönetimleri olmuştur. Dolayısıyla bütün bu argümanlar çerçevesinde bugün konuşulması gereken şey şu; Cumhuriyet Halk Partisi yönetilemiyor, kendi içerisinde bir kriz var, herhangi bir siyasi kapasite üretilemiyor. Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi kendi kendine siyasi kayyım atamış gibisinden başka etkiler çerçevesinde siyasetini şekillendiriyor. Burada doğan demokratik cari açığı da bize saldırarak kapatmaya çalışıyorlar. Sizin Cumhurbaşkanımıza dönük saldırılarınıza, partimize dönük saldırılarınıza, ittifakımıza dönük saldırılarınıza hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Sizin vesayet zihniyetinizle, Yassıada zihniyetinizle nasıl mücadele edilmesini son derece iyi biliyoruz."

Yazarımız Kim ?

DHA / AA