“İsrail kendi döktüğü kanda boğulacaktır”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü saldırılar kara harekatıyla birlikte yeni bir boyut kazandı. Tüm dünyanın anlık olarak izlediği, canlı yayınlar eşliğinde devam eden bu canilik karşısında gözlerin, ağızların ve kulakların adeta kapatıldığını görüyoruz. İsrail eninde sonunda kendi döktüğü kanda boğulacaktır. Buna yürekten inanıyorum” dedi  


  • Oluşturulma Tarihi : 20.07.2014 08:01
  • Güncelleme Tarihi : 20.07.2014 08:01
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“İsrail kendi döktüğü kanda boğulacaktır”

Başbakan Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın Yenikapı’da verdiği iftar programına katıldı. Programa Erdoğan’ın yanı sıra siyaset, iş dünyası ve sanat camiasından da tanınmış birçok isim katıldı. Burada iftarını açtıktan sonra kürsüye davet edilen Başbakan Erdoğan, “Bu Ramazan'ı Müslümanlar olarak maalesef hüzünlü yaşıyoruz. Suriye’de, Irak'ta, Filistin'de ve dünyanın birçok yerinde zulüm gören kanları dökülen Müslümanların durumu bizi Ramazan sevinicini hakkıyla yaşamaktan alıkoyuyor” diyerek sözlerine başladı.

 İSRAİL’E TÜRKİYE KADAR KİMSE İTİRAZ ETMİYOR

Erdoğan, “Biz Türkiye olarak mazlum olan kardeşlerimize yardımcı olabilmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Suriye'deki olaylar sebebiyle ülkemize gelen 1 milyon 150 bini bulan misafirlerimizle ekmeğimizi bölüşüyoruz. Irak'taki kardeşlerimize yarımcı olabilmek, oradaki kavgayı, dökülen kanı sona erdirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz. İsrail’in Filistinlilere karşı başlattığı saldırılara karşı uyguladığı zalimliğe karşı Türkiye’den daha yüksek sesle itirazını dile getiren ülke neredeyse yok” dedi.

 SALDIRILAR YENİ BİR BOYUT KAZANDI

İsrail’in kara harekatıyla saldırılara farklı bir boyut kazandırıldığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü saldırılar kara harekatıyla birlikte yeni bir boyut kazandı. Tüm dünyanın anlık olarak izlediği, canlı yayınlar eşliğinde devam eden bu canilik karşısında gözlerin, ağızların ve kulakların adeta kapatıldığını görüyoruz. İsrail eninde sonunda kendi döktüğü kanda boğulacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Ama İsrail’in zulmüne, cinayetlerine ses çıkarmayan dünyadaki her bir ülke, her bir toplum da bu kara lekeyi anlında taşımaya mahkum olacaktır” diye konuştu.

 BM KENDİ MEŞRUİYETİNİ YARALIYOR

Saldırılar karşısında BM’yi suskunlukla suçlayan Başbakan Erdoğan, “Güya dünyadaki tüm insanların hakkını hukukunu korumak için kurulan BM, Gazze’deki katliam karşısındaki suskunluğu her şeyden önce kendi meşruiyetini yaralıyor. Güvenlik konseyi başta olmak üzere zaten adil olmayan ve sorunlu bir yapıya sahip BM bu tür kritik olaylarda mazlumun değil güçlünün yanında yer alarak meşruiyet sorunu derinleştiriyor. Bugün BM Güvenlik Konseyi dediğimiz bu yapıya baktığımızda bir gerçeği görüyoruz. 5 tane daimi üye var, 5 tane daimi üye arasında bir tane Müslüman ülke yok. Dolayısıyla bir ülkenin orada dudağından çıkacak düşünce veya ifade ne ise orayı kilitleyebiliyor. Böyle bir adalet sistemi olabilir mi? Böyle bir yapının adalet dağıtması mümkün olabilir mi?” diye sordu.

BM tarafından alınan kararların uygulanmadığına değinen Başbakan Erdoğan, “BM’deki hiçbir denge milyonlarca Filistinlinin hayat haklarının zalim bir devlet tarafından tehdit edilmesinin gerekçesi olamaz. Bugüne kadar BM’nin İsrail hakkında almış olduğu yüzü aşkın karar var ama bu kararların uygulanabilirliği yok. Ve İsrail bakıyor ki BM’nin aldığı kararları istediği gibi çiğniyor ve dolayısıyla BM diyor kendi çalıyor kendi dinliyor. Böyle bir yapı olabilir mi? Onun için bunun gözden geçirilmesi gerekiyor. Demokrasinin, hak ve özgürlüklerin beşiği olma iddiasındaki Batı da Filistinlilerin hayat haklarının ihlali karşısındaki suskunluğu ve hatta İsrail’i kollayan tavrıyla Gazze’de ölen her masumun katline ortak oluyor. Bizim bu olaylar karşısındaki aktif tutumumuz asla hırçınlığımızdan, asla kavgaya meraklı olduğumuzdan kaynaklanmıyor. Biz vicdanımızın sesini dinliyor oralardaki insanlarla aramızdaki kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getiriyoruz. Herkes bu coğrafyaya sırtını dönebilir ama biz millet olarak sırtımızı dönemeyiz. Bizim tarihi sorumluluğumuz var” şeklinde konuştu.

“Tarihi hatayı telafi etmenin mücadelesini veriyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Başbakan Erdoğan, “Geçmişte Türkiye’yi yönetenler, bilhassa CHP’nin tek parti devrinde bu hataya düşmüşlerdir. Kurtuluş Savaşı'nda varını yoğunu ortaya koyup, bize destek olan bölgeler dahil, İslam dünyasına kapılar adeta kapatılmış buna karşılık Batı ile eşit ve adil şartlarda bir ilişki tesis edilememiştir. Biz 12 yıldır sadece okul, hastane, yol yapmıyoruz aynı zamanda bu tarihi hatayı telafi etmenin mücadelesini veriyoruz” dedi.

 KARDEŞLERİMİZİ BAĞRIMIZA BASIYORUZ

Türkiye’de 1 milyonu aşkın Suriyelinin misafir edildiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Bakın bugün ülkemizde 1 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. Sıkıntılar yok mu elbette var. Fakat bombalardan kaçan insanları bombalara teslim etmek gibi bir lüksümüz yok. Türkiye bu sayıda toplu misafirlik durumuyla ilk defa karşılaştı. Geçmişte ya 1990 yılında Kuzey Irak’tan olduğu gibi kısa süreli olarak, ya da 1989 yılında Bulgaristan'dan gelen 300 bin civarında kardeşimiz gibi yerleşim amaçlı toplu göçlere maruz kaldık. Milletimiz bu şuurla tarihin sorumluluğuyla kardeşlerimizi bağrımıza basıyoruz” ifadelerini kullandı.

 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Başbakan Erdoğan, “Dikkat ederseniz Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iki farklı zihniyet arasında geçtiğini görürsünüz. Biri, yani biz, 77 milyonu kucaklarken 77 milyona hitap ederken, diğerleri sadece belirli bölgelere, belli etnik kesimlere, belli yaşam tarzlarına hitap ediyorlar. Biz yeni Türkiye derken diğerleri blok halinde eski Türkiye diyorlar. Biz Filistin’in, Suriye’nin yanında dururken diğerleri susmayı tercih ediyorlar. Biz çözüm süreci kardeşlik derken diğerleri çözümsüzlüğü istiyorlar. Biz büyük Türkiye derken küçük kalmayı bağımlı kalmayı savunuyorlar. Biz aydınlık derken diğerleri beslendikleri karanlığı seviyorlar” dedi. (İHA/İSTANBUL)

 

Haber Merkezi