Sayfa Yükleniyor...
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan gelişmeler hakkında konuşan İzmir Milletvekili Ümit Özlale akademisyenlere mobbing uyguladığını iddia ederek tüm olanlara sessiz kalan rektörün şu an bir şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu söyledi.
Muhabir-Berkay Erden / Türkiye’nin uluslararası düzeyde saygın üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi yaşanan olaylar ve atanan rektörle gündemde kalmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversiteye yaptığı rektör atamasından sonra başlayan eylemler ve basına yansıyan görüntülerle uzun süredir kamuoyunu meşgul eden Boğaziçi Üniversitesi dün Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) verdiği soru önergesiyle tekrar gündem oldu.
CHP’nin verdiği önergeden sonra söz alan İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale Boğaziçi’ndeki uygulamaların zulüm olarak adlandırabileceğini belirterek şu açıklamalarda bulundu; “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tahribat ile ilgili verdiği önerge için partim adına konuşuyorum. Herkesi selamlıyorum. Yurtdışına gittiğiniz zaman Türkiye’deki eğitim kurumlarını saydığınızda Boğaziçi Üniversitesinin adı geçtiğinde herkesin gözü parlar. Şu ana kadar binlerce çok başarılı mezun yetiştirmiş, bilime çok büyük katkı vermiş, akademisyenler, iş dünyasına çok önemli insanlar ve bürokratlar yetiştirmiş bir üniversiteden bahsediyoruz. Hepimizin çocuğu var, torunu var. Bizim çocuğumuz, torunumuz Boğaziçi’ne gitse onunla gurur duyarız. İşte bu üniversite bugün maalesef can çekişiyor. Hem de 4-5 senedir hakikaten adını nerdeyse zulüm diyebileceğimiz uygulamalarla beraber Boğaziçi Üniversitesi’nin o çok saygın akademisyenleri bin bir zahmetle Boğaziçi Üniversitesi’ne gelmiş öğrenciler bugün gerçekten alınan kararlardan dolayı sanki Boğaziçi Üniversitesi’ne girmiş oldukları için cezalandırılıyorlar. İlk olarak meslektaşlarımdan bahsetmek istiyorum. O kadar saygın meslektaşlarımız var ki biraz önce Sayın Taşkın’ın da söylediği gibi dünyanın herhangi bir üniversitesinde çok rahatlıkla akademik çalışmalarına devam edecekken Türk öğrencilerine destek vermek, onları eğitmek için oraya giden, orada olan öğretim üyeleri mobbinge maruz kalıyorlar ve bu mobbing sonucunda bazıları kampüse giremedi, benim meslektaşlarımdan bazıları kampüse giremedi."
Özlale yaptığı konuşmada diploma alan öğrencilerin sevinçlerini aileleriyle yaşamalarına izin verilmediğini iddia ederek, “Öğrenciler çok temel haklarından mahrum bırakılıyorlar. Bakın, size şöyle bir şey söyleyeyim: Bir öğrenciyle yani daha doğrusu, çocuğunuzla en fazla gurur duyacağınız anlardan bir tanesi onun mezuniyet törenine gittiğiniz anda hissettiklerinizdir, öyle değil mi? Çocuğunuz oradan mezun olduğu zaman mezuniyet diplomasını aldığında, o sevinci onunla beraber yaşamak istersiniz. İşte, mesela, bu çocuklar bu sevinçten mahrum bırakıldılar. Yine, aynı şekilde, Boğaziçi Üniversitesine ülkemizin dört bir yanından gelen başarılı öğrencilerin -ki sanılanın aksine, Boğaziçi Üniversitesine gidenler zengin çocukları değildir, Boğaziçi Üniversitesine giden çocuklar Türkiye'nin dört bir tarafından gelen, daha sonra orada aldığı eğitimle beraber kültürel açıdan, maddi açıdan zenginleşen çocuklardır şenlik yapması engellendi. Boğaziçi Üniversitesi birçok haklarından mahrum bırakıldı, arsası elinden alındı, öğretim üyeleri mobbinge maruz kaldı, oraya giden Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri tartaklandı” dedi.
Üniversite’nin başındaki rektörün tüm olanlara seyirci kaldığını aktaran Özlale, rektörün Türkcell’de yönetim kurulu üyeliği teklifini kabul ederek rektörün üniversiteye verdiği değeri eleştirdiği konuşmasında kürsüden şu sözleri söyledi; “Türkiye'nin en güzide kurumların başında gelen Boğaziçi Üniversitesinde bunlar yaşanırken Rektör ne yaptı biliyor musunuz? Bunları, direkt olarak bütün bu öğretim üyelerine yapılan mobbingi öğrencilerin en doğal hakkı olan kutlamaları yasaklamak için her geçen gün tedbirleri daha da fazla artırdı ve bugün maalesef, Boğaziçi Üniversitesine girdiği için ya da Boğaziçi Üniversitesinde bilim ürettiği için meslektaşlarımız, öğrencilerimiz âdeta cezalandırılıyorlar. Gerçekten akademi tarihine kara bir leke olarak geçecek bir şey daha yaşandı. Türkiye'deki bir üniversitenin rektörü, hem de koskoca Boğaziçi üniversitesinin Rektörü şu anda bir şirketin yönetim kurulunda üyelik yapıyor. Yani öyle bir rektörden bahsediyoruz ki Boğaziçi Üniversitesini doğru düzgün yönetmek insanın yedi gününü yirmi dört saatini alırken bu öğretim üyesi Rektörümüz aynı zamanda gitti Turkcell’de yönetim kurulu üyeliğini kabul etti. Sadece bu bile üniversite Rektörünün Boğaziçi Üniversitesine verdiği değeri göstermeye yeter. Ben buradan Sayın İnci’ye bir kez daha seslenmek istiyorum: Boğaziçi Üniversitesi sizi utançla hatırlayacak. Hepinize saygılar sunuyorum.”
BERKAY ERDEN