Sayfa Yükleniyor...
Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybeden otel yangının 40. Gününde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partililer, otelin önüne gelerek yangında hayatını kaybedenler için otel önünde karanfil bırakıp dualar etti.
Bolu’da 21 Ocak gecesi Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangında 78 kişi hayatını kaybetti. Yangına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, aralarında Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdürü Kenan Coşkun, İl Özel İdare Genel Sekreteri Sırrı Köstereli ve otelin sahibi Halit Ergül’ün de bulunduğu 31 kişi gözaltına alındı. Yapılan sorgulamalar sonucunda, 22 kişi tutuklandı. Otel yangının 40. Gününde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partililer, otelin önüne gelerek yangında hayatını kaybedenleri andı. CHP lideri Özel, olayda yaşamını yitiren 78 kişiyi anarak, “Bir daha böyle basit ölümlerle anaların, babaların, eşlerin, çocukların yüreği yanmasın diye biz bunlardan, hesap sormayanlardan, bu ülkenin yönetimini devralmak ve bu hesapları sormak zorundayız. Maalesef ve maalesef bu kadar büyük duyarsızlıklar, bu kadar büyük duygusuzluklar, bu kadar büyük pişkinlikler ülkesi haline geldi” dedi.
Özel, “Her hafta grup toplantılarımızda Kartalkaya faciasının sorumluluklarının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması, sorumlularının hesap vermesiyle ilgili verilmiş devlet sözünün takipçisi olmaya çalışıyoruz. O gün bu olay yaşandığında tam burada ‘Şimdi acı zamanı, yas zamanı, siyaset zamanı değil ama sorumlulardan elbette hesap sorulacak, onun da en yakından takipçisi olacağız’ diye ifade etmiştim ve hemen yakındaki bir otelin lobisinde Sayın İçişleri Bakanı, mülkiye müfettişlerinden oluşan çok güçlü, çok hızlı bir kadronun olduğunu ve en geç 10 gün içinde tüm yönleriyle sorumluların ve sorumlulukların ortaya çıkarılacağını ifade etmişti. Biz de kendisine bu süreci dikkatle takip edeceğimizi söylemiştik. Tabi o gün sorumlu konuşanlar, Sayın İçişleri Bakanı için söylüyorum; sonra bir daha bu konuda konuşmadı. Bir de o gün sorumsuz konuşanlar vardı. Turizm Bakanı o gün hem çıkıp basın önünde bir şeyler söylemişti hem de orada kendi sorumluluğunu yok göstermeye çalışıp kendilerinin denetimsiz ve sorumluluk alanları dışında bırakılan böyle yerlerde yaptıkları bir işi de suçsuz, günahsız insanlara yüklemeye, onları hedef göstermeye çalışmışlardı. İlk günde bu yaklaşıma çok sert tepki gösterdim, sonrasında da süreci çok yakından takip ettik” şeklinde konuştu.
Görevlendirilen bilirkişi heyetine ilişkin açıklamalarda bulunan Özel konuşmasına şöyle devam etti;
“Türkiye Cumhuriyeti sonuçta bir devlet. Burada bir hata, bir suç varsa bunu devlet soruşturur; öyle yaptı. Cumhuriyet Başsavcılığı, savcılar ve o savcılar da 7 kişiden oluşan bir bilirkişi heyeti görevlendirdi. Meslekleri icabı da tam meseleye uygun 7 kişilik bir bilirkişi heyetiydi. O bilirkişi heyetine bir yazı verdiler; ‘3 gün içinde çalışmaları tamamla, 3 gün içinde bize raporunu ver.’ Çünkü ona göre 4 günlük gözaltı süresinin sonunda sorgu yapacak, tutuklamaya sevk edecek ya da serbest bırakacak ama ona göre hesap soracak devlet. Bu bilirkişiler gece-gündüz çalıştılar, rapor yazdılar. Geldiler, teslim etmek için raporlarını götürdüler ama o sırada Ankara'dan buraya bir baskı olduğu biliniyordu. Biz de zaten bunun olduğunu dikkatle takip ediyorduk ve orada ortaya şu çıktı; ‘Bu raporu böyle veremezsiniz.’ İlk gün söyledim bunu. O rapor daha teslim edilmeye çalışırken açıkladım. ‘Bu raporu böyle alamam.’ 3 seçenek; 1- ‘Turizm Bakanlığını sileceksiniz’, 2- ‘Buraya Bolu Belediyesi’ni ilave edeceksiniz ya da bu görevden azlinizi isteyeceksiniz.’ Ellerinde bütün kanuni düzenlemeler, her şey var ve bu işi, bu devlet adına en iyi bilecek kişiler diyorlar ki ‘Burası belediyenin sorumluluk alanında değil.’ Zaten buraya vaktiyle Bolu Belediyesi ruhsat vermiş ama o bundan yıllar önceymiş, sonra bir daha gelip denetim yapma sorumluluğu yok. Zaten meseleyi siyasileştiriyorsanız; böyle bir baskı yapıyorsunuz ama bu belediye zaten yıllarca AK Parti'deymiş hiç gelmemiş buraya. Sonrasında da gelmemiş; gelmez çünkü sorumluluk alanının dışında ama buraya gelmesi gereken Turizm Bakanı. Gelecek, bakacak ve diyecek ki ‘Git, yangınla ilgili şöyle bir rapor getir.’ Engelli tuvaletiyle ilgili yazmış; yangınla ilgili yazmamış. Ben nerede bunu sorumlu tutayım da sorumsuz birine yapayım; bu doğru olmaz”
Bilirkişilere mesleki namusları üzerinden bir suç işletmeye çalıştıklarını söyleyen Özel, “3 gün önce 3 günlüğüne görevlendirilmiş 7 bilirkişi son derece manidar bir şekilde ‘İş yoğunluğum nedeniyle görevi kabul edemiyorum’ diyor. 3 gece burada gece gündüz çalışmış, hepsi görevden affını istedi, o dedikleri imzayı atmadılar. Biz bunu ifşa ettiğimizde önce bilirkişiye ‘Korsan’ dediler. Görevlendirdikleri sayı numarasını verdim. Utanmadılar, özür dilemediler; bu sefer bilirkişilerin çektirdiği fotoğrafı verdim. Olmadı, görevlendirme yazısını çıkardık. En son azil yazılarını da paylaştık. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi susan bir Adalet Bakanı, bir İçişleri Bakanı ve halen daha görevini koruyan Turizm Bakanı” diye konuştu.
‘HALEN O BAKANI GÖREVDE TUTAN CUMHURBAŞKANI'NA BEN NE DİYEYİM’
Hesap sormayanlardan ülkenin yönetimini devralmak ve hesap sormak zorunda olduklarını da ifade eden Özel, “Biz öfkemizi de, acımızı da unutmadan ama bir daha bu memleketin evlatlarının, emekçilerinin, madencilerinin, otelinde konaklayan insanlarının, hızlı treninde seyahat edenlerin, kiraladığı bir evde tatil yaparken üstüne sel gelenlerin, üstüne daha çok para kazansın diye madende milyonlarca metreküp toprak çekenlerin, bir daha böyle basit ölümlerle anaların, babaların, eşlerin, çocukların yüreği yanmasın diye biz bunlardan hesap sormayanlardan, bu ülkenin yönetimini devralmak ve bu hesapları sormak zorundayız. Maalesef ve maalesef bu kadar büyük duyarsızlıklar, bu kadar büyük duygusuzluklar, bu kadar büyük pişkinlikler ülkesi haline geldi. Halen o bakanı görevde tutan Cumhurbaşkanına ben ne diyeyim?” ifadelerini kullandı.
DHA