Sayfa Yükleniyor...
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Suriye'de Alevilere yönelik artan baskı ve şiddete tepki göstermek amacıyla paylaşımda bulunarak, “Oturup Alevi katliamını izliyorlar” dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasını yetersiz bulan Kılıç, bu tutumun insanlık suçu karşısında ortaklık anlamına geldiğini belirtti
Suriye'de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Şam'da iktidarı ele geçiren Amerika Birleşik Devletleri (ABD) destekli cihatçı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) örgütünün, ülkenin kuzeybatısındaki sahil şeridinde Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar tepkilere neden oldu. HTŞ'nin Alevilere yönelik sistematik baskı ve şiddetini artırdığına dikkat çeken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı'nın tutumunu eleştirerek bu saldırılara sessiz kalanların ‘suçun ortakları’ olduğunu vurguladı.
Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunarak konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıç, “Suriye’de Alevilere yönelik sistematik baskı ve şiddetin arttığını üç ay önce söylemiştim. Bu baskı ve şiddetin giderek artması kaygı vericidir. Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı yazılı açıklama ise son derece yetersizdir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüklüğünü taşımamaktadır. Terör örgütünü allayıp pullayıp ‘özgürlük savaşçısı’ diye pazarladılar. Suriye’nin yönetimini devrettiler. Şimdi oturup Alevi katliamını izliyorlar. Bu insanlık suçuna sessiz kalanlar bu suçun ortakları olurlar!” dedi.
Kılıç, 3 ay önce yaptığı paylaşımda ise şu sözlere yer vermişti: “Suriye'deki Alevilere yönelik sistematik baskı ve şiddet artık tahammül sınırlarını aşmıştır. HTŞ terör örgütünün takım elbiseli gösterisi kimseyi kandırmasın. Dün DEAŞ'ın yaptığı katliamları bugün HTŞ yapmaya çalışıyor. Bu terör örgütünü 'özgürlük savaşçısı' diye pazarlamak gerçeklere ve vicdanlara hakarettir. Şeriatçılar özgürlük istemez; onların tek amacı, kendi ideolojilerini kabul etmeyenlerin özgürlüklerini ellerinden almaktır. HTŞ’nin Alevilere ve diğer inanç topluluklarına karşı saldırılarına sessiz kalanlar, bu katliamların ortakları olurlar. İnsanlık dışı bu baskı ve şiddete karşı herkesin mücadele etmesi, sesini yükseltmesi gerekir.”