Sayfa Yükleniyor...
Eski İstanbul Barosu Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocasakal, CHP Genel Başkanlığı için adaylığını açıkladı. Kocasakal, Mustafa Kemal Atatürkün genel başkan olmasını sağlamak, onun görüşlerini hayata geçirmek adına adayım dedi
Taksimde bulunan bir otelde düzenlenen basın toplantısına Kocasakalın yakınları ve partililer katıldı. Konuşmasına Kurtuluş kuruluştadır. Kuruluştaki değerlerdedir ifadeleriyle başlayan Kocasakal, Cumhuriyet Halk Partisinde siyasi olmanın da ötesinde ve öncesinde ahlaki bir soruna değinmek istiyorum: Partinin genetiğiyle, genleriyle, kimyasıyla, ruh kökleriyle, ideolojisiyle uyuşmayan kişilerin bir takım söylem ve eylemleriyle partinin tüzel kişiliğine, kimliğine zarar verdiği görülmektedir: Atatürke kefere diyen, Mustafa Kemalin askerleriyiz sözünden rahatsız olan, anlamsız bir asker-yoldaş polemiğiyle gerçek düşüncelerini örtbas etmek isteyenler, üniter yapıyla sorunu olanlar, HDP güzellemesi yapanlar Atatürkün partisinde siyaset yapamazlar. Bu partide Atatürkün resimleri indirilemez. Said-i Nursi ve Seyit Rıza güzellemesi yapılamaz, buna izin verilemez, göz yumulamaz. Yanlış anlaşılmasın kimse Atatürkçü olmak, Cumhuriyet değerlerine sahip olmak zorunda değildir ve elbette ki ifade özgürlüğü kapsamında bu düşüncelerini serbestçe savunup ifade edebilirler, ama bunu Atatürkün kurduğu partide yapamazlar, bu ahlaki bir sorundur. Evet, CHP kimsesizlerin partisidir ama kimsesiz ve sahipsiz de değildir ifadelerini kullandı.
UYUYAN GÜÇ UYANMALI
Yapılacak olan kurultayın diriliş kurultayı olacağını vurgulayan Kocasakal, Sonuç olarak 36. kurultay bir şahlanış, bir umut, bir diriliş kurultayı olmalıdır. Uyuyan güç uyanmalı, efsane geri dönmelidir. Bu kurultay bölünmüş, gündelik siyasi kavgalardan, gerilimden bıkmış, sorunlara kalıcı ve kucaklayıcı çözüm arayan halkımıza bir çare, bir ses, bir nefes, bir ümit olmalıdır. Ancak bu şahıs olarak birilerinin gidip, birilerinin gelmesi meselesi değil, partinin yitirdiği hafızasını ve kimliğini geri kazanması meselesidir. Burada gereken fikirsel bir değişimdir, partinin özüne, kimliğine, kurucu ilkelerine, kamucu/halkçı yapısına geri dönmesi, yani halka geri dönmesidir. Türkiyenin gerçek Cumhuriyet Halk Partisi zihniyetine ihtiyacı vardır ve bu görev ertelenemez. Cumhuriyet Halk Partisi, iktidarın bunca yanlışlığına karşı ortaya çıkan büyük tepki ve sıkışmışlığa rağmen yüzde 20-25 bandına çakılıp kalacak bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi özünde var olan kimliği ve bu kimliğin yansıması olan sağlam, tutarlı politikalarıyla, eylem ve söylemleriyle halka güven, umut, inanç vermelidir. Bunun için de denenmiş, sekiz kez seçim kaybetmiş, başarısız olmuş, seçenek oluşturamamış, partinin yüzde 25lere sıkışmış oyunu artıramamış; eylem ve söylemleriyle partinin toplumsal algısına, kimliğine zarar veren mevcut zihniyetin ve temsilcilerinin değişmesi gerekmektedir şeklinde konuştu. İHA
Haber Merkezi