Komisyon ‘Terörsüz Türkiye’ için toplandı: TBMM eski başkanları konuştu

TBMM'nin kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, eski TBMM başkanlarıyla bir araya gelerek ülkenin temel meselelerine dair görüş alışverişinde bulunuyor.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : DHA
Komisyon ‘Terörsüz Türkiye’ için toplandı: TBMM eski başkanları konuştu haberinin görseli

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) illi Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Toplantıya katılan eski TBMM başkanları, Türkiye'nin demokrasi tecrübeleri ve çözüm önerileri üzerine değerli görüşlerini paylaşıyor. Komisyonun toplantısı, siyasi tecrübesiyle tanınan bu isimlerin katkılarıyla devam ediyor.

"SİYASİ ÇALIŞMALAR AÇISINDAN ÇOK ENGİN TECRÜBELERE SAHİPLER"

Komisyonun açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bugün burayı teşrif eden önceki dönem TBMM başkanlarına çok teşekkür ediyorum. Her birisi hem yasama faaliyetleri bakımından hem de siyasi çalışmalar açısından çok engin tecrübelere sahiptirler. Türkiye'nin hem demokrasi tecrübesini hem de hayatları boyunca temel meselelerini fevkalade yakından takip etmiş ve çözüm üretmeye gayret sarf etmiş olan bütün Meclis başkanlarına, komisyonumuzun davetini kabul ettikleri için teşekkür ediyorum. 10 Meclis başkanı bugün burada bizlerle birlikte olacak. 3 Meclis başkanımız sağlık sorunları nedeniyle aramızda olamayacak. Birinci oturumda 5 Meclis başkanını dinleyeceğiz. Kıdeme göre söz vereceğiz; eğer 20 dakika içerisinde görüşlerini bizlerle paylaşabilirlerse çok yararlı olacağını düşünüyorum. Öğleden sonraki oturumda ise diğer 5 Meclis başkanının görüşlerinden istifade edeceğiz" ifadelerini kullandı.

ESKİ MECLİS BAŞKANLARI KONUŞTU

20'nci Dönem TBMM Başkanı Hikmet Çetin, sürece emeklerinden dolayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve sürece destek veren isimleri tebrik ederek, "Bir anlamda 39 yıldır devam eden, bir anlamda ise belki de bir asırdır devam eden bir sorun bu. Ben öncelikle birkaç şey söylemek istiyorum. Şimdi dağdan çok sayıda insan gelecek. Bunların içerisinde eğer bizim bilgilerimize göre bir eyleme katılmadıysa bunları hemen affetmek lazım, evlerine gidebilmelerinin yolunu açmak lazım. Eyleme katılanlar yani silahlı mücadeleye katılmış, uzun yıllar silah kullanmış, birçok insanı öldürmüş, onları bu aşamada affetmek çok zor. Toplum arasında dolaşamazlar. Bence dağdaki belki de 15-20 kişiyi farklı ülkelere göndermek lazım; İsveç, Norveç, Güney Afrika olabilir. Zaman içerisinde toplum normal bir düzeye gelirse, onların da affedileceğini bilinmesi lazım ancak bu aşamada çok zor. Diğer taraftan Türkiye'de hiçbir şekilde, elbette marjinal gruplar çıkıp, 'Bağımsızlık istiyorum' diyebilirler, mücadele de edebilirler. Ancak ben hiçbir zaman Türkiye'de Kürt devletinin kurulacağına inanmadım. 100 defa referandum yapsanız bağımsızlık çıkmaz. İstanbul'daki 2-3 milyon Kürdü nereye göndereceksiniz, onların işleri var. Onun için ben Türkiye'nin bu telaşının gereksiz olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"ANAYASAL DEĞİŞİKLİKLER YAPILABİLİR"

21'inci Dönem TBMM Başkanı Ömer İzgi, TBMM'nin yapacağı çalışmalarda, anayasaya uyma zorunluluğu olduğunu ifade etti. Kamuoyunda, 'Maddelere aykırı işlemler yapılacak' yönündeki söylemlerin sürece zarar vereceğini ifade eden İzgi, "Odak noktamız fesih ve buna bağlı olarak yapılacak düzenlemeler olmakla birlikte tabii eğer gerekli olursa anayasal değişiklikler de yapılabilir. Böyle bir çalışmaya girilecek olursa örneğin anayasanın 66'ncı maddesi değiştirilmeli ve mekanı cennet olsun Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptırdığı 1924 Anayasası'nın 88'inci maddesine koydurduğu, 'Türkiye ailesine din ve ırk ayrımı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla bağlananlara Türk denir' ifadesi konur" diye konuştu.

İzgi, kayyım uygulamalarının sona erdirilmesi gerektiğini ve süreç boyunca yapılacak çalışmalarda şehit aileleri ve gazileri incitecek adımların atılmaması gerektiğini söyledi.

"GENEL AF ZARURİ BİR İHTİYAÇ"

22'nci Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, 'Terörsüz Türkiye' süreci boyunca kamuoyunun tepkisini çekecek sözlerin kullanılmaması gerektiğini belirtti ve toplumsal mutabakatın var olduğunu aktardı. Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uyması gerektiğini belirten Arınç, "AİHM kararları ile AYM'nin bireysel başvuru üzerine hak ihlalleri konusunda verdiği kararları dikkate almak, uygulamak zorundayız; çünkü bu bizim ahdimizdir. Bunun dışında ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi gerekiyor. Bizim ilk 10 senede yaptıklarımız, ifade özgürlüğünü güçlendiriyordu, bugün bu konuda sıkıntı var. Şunu kabul ediyorum; hiçbir özgürlük sınırsız değildir, bir başkasının özgürlüğü ile temel konular içerisinde bir sınırlandırma vardır ancak bu sınırlandırmanın elbette makul ve hukuk çerçevesinde olması lazım. Adil ve insan onuruna yaraşır infaz mevzuatına ihtiyacımız var. Umut hakkı konusu, Bahçeli'nin konusuyla gündeme gelmişti, mutlaka uygulanmalıdır. Umut hakkı konusunda kimin istifade edeceğini düşünmeliyim. AİHM'in kararı 10 seneyi geçti. Müebbet hapis yatanların bile bir gün çıkabileceklerini düşünmeleri gerekir. Genel bir affa zaruri bir ihtiyaç olarak bakıyorum. Özellikle yargı konusundaki güvensizliğin, hak ihlallerinin had safhaya ulaştığı bir zamanda umumi bir affın sınırları, kapsamı ve geçerlilik tarihi belirlenebilir. KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile ihraç edilenler büyük bir ıstırap yaşıyorlar" dedi.

"ANAYASA TARTIŞMALARINA GİRMEYİ DOĞRU BULMUYORUM"

23'üncü Dönem TBMM Başkanı Köksal Toptan da 60 yıllık siyasi hayatının en heyecan verici günlerinden birini yaşadığını ifade etti. Süreç aracılığıyla Türkiye'nin yurt içi ve yurt dışına mesajlar verdiğini söyleyen Toptan, "Bunların başında, önemli zamanlarda Türk insanının bir araya gelme özelliğidir. Devletin kuruluşundan bugüne kadar bunun örneklerini bizler sıkça yaşadık. Geldiğimiz noktada anayasa ile ilgili tartışmalara girmeyi doğru bulmuyorum. Ben 2008'de yeni bir anayasa yapılması için partiler arası bir komisyon kurulmasını öneren bir mektubu parti liderlerine gönderdim ancak maalesef bu partilerden istediğimiz cevapları alamamıştık. Sonrasında Sayın Çiçek, bu çalışmaları sürdürdü ve önemli mesafeler alınmıştı ancak yine de sonuçlandırılamamıştı. Şu tablo, Türkiye'nin ihtiyacı olan yeni, modern bir anayasanın yapılabileceği konusunda herkese ümit vermektedir. Şahsen bana heyecan vermektedir. 100 yıllık Cumhuriyet'in halen anayasasını yapamamış olması kabul edilemez. Anayasa yapımı kadar önemli bir konu olan terörle mücadele konusunda geldiğimiz nokta bizi cesaretlendirmektedir" ifadelerini kullandı.

"GÜNDEMİNİZE HAKİM OLUN"

24'üncü Dönem TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ise geçmişte Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu hatırlatarak, "Bu komisyonda neden netice alamadık. İlk sebep şudur; bu komisyonda kararlar oy birliğiyle alınır. Bir siyasi parti bir karara karşı çıkarsa, o karar kabul edilmez. Bu bizi tıkadı, 25 ay boyunca çalıştık. Bu nedenle benim siz komisyon üyesi arkadaşlarıma söyleyeceğim şey şudur; gündeminize hakim olmanızı, hariçten okunan gazellere itibar etmemenizi tavsiye ediyorum. Geçmişte buna benzer şeyleri yaşadık. Dolayısıyla bu komisyonun bir tek hedefi var; 'Terörsüz Türkiye'ye nasıl ulaşabiliriz, milli dayanışmamızı nasıl güçlendirebiliriz, kardeşliğimizi nasıl pekiştiririz, demokrasi standartlarını nasıl yükseltebiliriz? Bunlar için bir araya gelmiş bir komisyon olarak mümkün olduğu kadar, tabii ki hepinizin siyasi partileri var, orayla bağlantılarınız devam edecek ancak başarı için müstakil olarak hareket ederseniz netice almanız mümkün olur. Bu komisyonun yol haritasını çizerken nitelikli çoğunluk şartının getirilmesi çok isabetli oldu çünkü başka türlü yürüyemezdi. O bakımdan usul ve esaslar önemlidir. Usul esastan önce gelir, bu nedenle komisyonun bu düsturu benimseyerek yola çıkmasını çok anlamlı buluyorum. Komisyonun çalışmalarında başarılı olacağına inanıyorum" diye konuştu.

Şahin, komisyonun dinleme aşamasını hızlı bir şekilde tamamlaması gerektiğini ve sorunun özüne inilmesi gerektiğini vurguladı.

CEMİL ÇİÇEK: İÇ SİYASETİN MALZEMESİ HALİNE GETİRİLMEMELİ

25'inci Dönem TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Terörsüz Türkiye hedefi kapsamda TBMM çatısı altında komisyon kurulmasının önemli olduğunu belirtti ve komisyonun göreviyle ilgili muğlaklıkların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Çiçek, "Biz olgular üzerinden bakmalıyız, buna bakarken de 3 şeyden kaçınmalıyız. Bu konu hamaset konusu yapılamaz, eğer yaparsak işi çıkmaza sokarız. Husumet konusu da yapılamaz. Hoşumuza gitse de gitmese de gerçekleri olduğu gibi kabul etmeliyiz ve çareyi de ona göre ayarlamalıyız. Bu partiler üstü bir konudur, iç siyasetin malzemesi haline getirilmemesi lazım. Bunu neden söylüyorum; PKK terörünü konuşuyoruz; kuruluşundan evvel yaşananları da konuşabiliriz ancak ilk eylem tarihini baz alacak olursak eğer 15 Ağustos 1984, tam 41 sene ama Türkiye'de terör örgütü bir tane değil ki, 80 öncesinin yaşadıkları ve sonrasının yaşadığı değişiklikler var. Peki, nerede yanlış yaptık? Biz bu olayları, dünyadaki diğer ülkelerde bunu yapmış ama sonra ne kadar erken fark ettilerse o kadar da hızlı bir şekilde çözüm bulmuşlar. Biz terör meselesini bir asayiş ve güvenlik meselesi olarak kabul edip bir hükümet meselesi olarak ele almışız. 'İş başında A hükümeti var, o bu işleri beceremiyor, üstesinden gelemiyor, o hükümet gider ve bu dert biter' demişiz ancak hiç de öyle olmadı, olmamış" ifadelerini kullandı.

İSMET YILMAZ: SİLAHLARIN BİR AN ÖNCE BIRAKILMASI İÇİN ORTAK BİR ÇAĞRI YAPILMALI

26'ncı Dönem TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ise hiçbir gerekçenin terörü meşru kılmayacağını kaydetti ve Kürtçe ile ilgili yapılan çalışmalardan bahsetti. Yılmaz, "Komisyon üyelerinin bütünleştirici ve birleştirici tavrıyla birlikte her bir vatandaşımızın kendisini eşit, güvende ve değerli hissettiği bir iklimi tesis etmektir. Komisyonun temel görevi, 'Terörsüz Türkiye' vizyonuna katkı sunmaktır. Komisyonun dikkatini dağıtacak diğer siyasi tartışmalardan uzak durmak bu amaca hizmet verecektir. Bu ülke hepimizin, hiç kimsenin kendisini mağdur hissetmeyeceği; ötekileştirici, dışlayıcı ve kimlikleri hedef alan ve barış iklimine uygun olmayan bir dilin kullanılması, toplumun güven duygusunun pekişmesine ve toplumsal aidiyetin güçlenmesine olanak sağlayacaktır. Bu doğrultuda partiler üstü ortak bir akılla hareket etmek gerekir. 'Terörsüz Türkiye' hedefine ulaşılmasının en önemli adımlarından birisi, örgütün silahları bırakmasıdır. Silah bırakma sürecinin zamana yayılmasını önlemek ve bu sürecin bir al-ver süreci olmadığını göstermek için komisyonun bir an önce silahların bırakılması için ortak bir çağrı yapması, toplumun sürece olan desteğini artıracaktır" diye konuştu.

İSMAİL KAHRAMAN: BÖLÜNDÜK VE DAHA DA BÖLMEK İSTİYORLAR

27'nci Dönem TBMM Başkanı İsmail Kahraman da "2 trilyon dolara mal olan, maddi yönü var olan bir sorun var. Manevi yönü ise izah edilemez. Bir söz var, 'Biz 3 kıtada 40 kavmi aynı düğünde birlikte oynattık.' Böyle bir diplomasiye sahibiz. Bir cihan devletiydik; ayrılığı aramıza soktular, bölündük ve daha da bölmek istiyorlar. 15 Temmuz Türkiye'yi işgal teşebbüsünde hep bir araya geldik. 4 siyasi parti vardı; o gece ortak bir bildiri yayınladık ve bir yumruk, vücut olduk. Hepimiz ay yıldızlı rozetin altında toplandık. O ruhu mutlaka yakalamalıyız. Türkiye'de tehdit başka türlü algılanıyor. İlla aleyhte konuşacaksınız. Mesela bir sanat eserinin iyi veya kötü yönlerini tenkit edebilirsiniz. Biz ise hep menfi tenkite alıştık, bu yıkıcı tenkit duygusunu ortadan kaldırmalıyız" dedi.

BİNALİ YILDIRIM: TARİHİ BİR SIÇRAMA FIRSATI OLACAK

28'inci Dönem TBMM Başkanı Binali Yıldırım ise vatandaşlık tanımının üniter devlet yapısı gözetilerek kapsamlı şekilde gözden geçirilebileceğini ve çalışmalar sonucu ortaya çıkacak ihtiyaca göre yasal düzenlemelerin yapılabileceğini vurguladı. Yıldırım, "Önümüzde bir fırsat var. Terörün gündemden çıkmasıyla birlikte artık enerjimizi kalkınmaya, gençlere, teknolojiye yönlendirebileceğiz. Bu yalnızca ekonomik değil tarihi bir sıçrama fırsatı olacaktır. Şunu da açıklıkla ifade etmek isterim; provokasyonların, sabotajların, kirli senaryoların da elbette ki olacağını farz ediyoruz ama bir, beraber ve kardeş olursak bunların hiçbirine yol vermeyiz. Terörle mücadeleyi yalnızca ülke sınırları içerisinde görürsek, her ne kadar PKK terör örgütü kendini feshettiğini ifade etse de bunun sembolik düzeyde kalmaması ve komisyonun yapacağı çalışmaları beklememesi ve her gün fesih yönündeki adımları hayata geçirmesi sürecin başarısı açısından hayati öneme sahiptir. Ancak meseleyi yalnızca Irak sahasında görmek tarihi bir yanılgı olur. Bugün Suriye'nin kuzeyindeki SDG, YPG ve PYD yapılanmasını da 'Terörsüz Türkiye' projesi içerisinde önemle dikkate alınmalıdır. Yani bir terör örgütü kendini feshedecek ancak bir başka formatla karşımıza çıkarsa bu çok büyük bir hayal kırıklığı olur. O yüzden emperyal devletlerin ikircikli açıklamalarını da önemle takip etmek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

MUSTAFA ŞENTOP: GÜÇLÜ BİR TOPLUMSAL DESTEĞE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

29'uncu Dönem TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise komisyonun kısa süre içinde güçlü, etkili ve somut öneriler sunarak çalışmalarını tamamlayacağını aktararak, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'de özellikle 2013-2015 yılları arasında 'Çözüm Süreci' olarak anılan bu süreç bize şunu gösterdi. Barışı sağlamak için sadece iyi niyetli başlangıçlar yetmez; süreci kapsayıcı, şeffaf, kurumsal, çok boyutlu ve sabırla yürütülmesi gerekir. Şu an kurulan komisyon tam da bu eksiklikleri gidermek için büyük bir fırsattır. Tüm siyasi partilerin temsilcileriyle, katılmayanlar olsa da çoğunluğunun iştirakleriyle 51 üyeli bir komisyonun Meclis çatısı altında çalışmaya başlaması barışı içsel inisiyatiflerden çıkararak kurumsallaştırmak adına çok önemli ve değerli bir adımdır. Milli birlik ve kardeşlik arayışı ilk kez millet iradesinin tecelligahı olan Gazi Meclis zeminine hep birlikte taşınmıştır. Ayrıca gerçekleştirilmiş olan bu siyasi kapsayıcılık, toplumsal kapsayıcılığa da dönüştürülmelidir. Bu bakımdan komisyon çalışmalarının şeffaf ve açık bir biçimde yürütülmesi çok önemlidir. Sadece hükümet veya güvenlik birimleri değil; siyasi partiler, sivil toplum, akademisyenler ve gerektiğinde kanaat önderleri bu sürecin parçaları olmalıdır. Yapılanlar ve yapılmak istenenler ya da yapılamayacak olanlar açık yüreklilikle milletimize anlatılmalı, toplumun farklı kesimlerinden endişeler ve sorular giderilmeli, bu güçlü siyasi destek tatmin edilmiş güçlü bir toplumsal desteğe dönüştürülmelidir."

TOPLANTI SONA ERDİ

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, eski TBMM başkanlarının sunumlarından faydalandıklarını söyledi ve komisyonun bir sonraki toplantısında iş dünyasının temsilcilerini, memur ve işçi sendikaları ile çatışma çözümleri üzerine çalışan akademisyenlerin davet edileceğini ekledi. Ardından Kurtulmuş, komisyon toplantısını kapattı.

Kaynak : DHA

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.