- Siyaset
- 20.04.2025 12:14
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbulun silüetini korumak konusunda herkesin bir muhasebe yapması gerektiğini belirterek, bundan sonra şehre hançer gibi saplanan hiçbir eser yapılmayacağını kaydetti
Başbakan Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile birlikte Süleymaniye Camiinde düzenlenen Medeniyetimiz Mimarı, Sinanı Anlamak isimli programa katıldı. Etkinlikte konuşan Davutoğlu, Mimar Sinanın büyük bir sanatçı ama ondan önce de bir gönül ehli olduğunu söyledi.
Konuşmasında herkesin kendi muhasebesini yapması vaktinin geldiğini vurgulayan Davutoğlu, Eğer bir gemi ile İstanbula yaklaşıyorsanız bir tarafta Süleymaniye, diğer tarafta da gök kafes adı verilen bir ucube yan yana durduğunda biz Mimar Sinandan hiç mi ders almamışız diye insan kahroluyor. Tarihi yarımada şirk koşan, o yarımadayı tahakküm eden ne eser varsa bu şehre ihanettir. Aynı şeyi Zeytinburnu kuleleri için de söylerim, başka şeyler içini de. İstanbulu korumaktan daha aziz bir görevimiz olamaz. Hepimizin en asli görevi bu şehri emanet olarak aldığımız şehri gelecek nesillere bırakmak. Mimar Sinandan ders almış olsaydık, bu aziz şehre, şehrin doğasına, tarihine uymayan eserler yapıp şirk koşmazdık. Açık bir muhasebe ile söylüyorum hepimiz sorumluyuz. Hep beraber Mimar Sinanın huzurunda bütün yerel yönetimlere, başta Çevre ve Şehircilik Bakanı olmak üzere bütün bakanlara talimatımız bundan sonra bu şehre hançer gibi saplanan hiçbir eser yapılmayacak. Mimar Sinanın elinde bilgisayar yoktu, animasyon ve similasyon yapamıyordu ama bir gönül gözüyle baktığında hangi eserin nerede duracağını görüyordu. Şimdi elimizde bütün imkanlar var. Çok rahat şekilde herhangi bir yüksek mimarinin neye tahakküm edeceğini görebilecek imkana sahibiz. Onu dahi yapmayıp bir an önce en yüksek binalar yapıp nasıl kar ederiz onun hesabına giriyoruz. Her çağın verdiği bir hesap vardır. İstanbul fethedildiği 50 bin nüfusu vardı. Yüz yıl sonra 1 milyona yaklaşmıştı. Mimar Sinan şehrin o gelişimini de göz önüne alarak yeniden imar eden bir şahsiyeti. Şimdi 100 yıl öncesine göre nüfus yine arttı. Biz de bu şehir aynı gözle imar edebilirdik. Son yıllarda İstanbul, suriçi ve çevrede yapılan imar faaliyetlerinin hiçbirinde Mimar Sinanın fetihten sonra bu şehri dokuyan hassasiyetini göremezsiniz. Tek parti döneminde sur içinde 150 camimizin tahrip edildiğini görürsünüz diye konuştu.
TARİHİ DOKUYU KORUYACAĞIZ
İstanbulun gelişmeye devam edeceğini ancak şehir ahenginin de korunacağını söyleyen Davutoğlu, Küresel olmak kadimi tahrip etmek anlamına gelmez, Süleymaniyeye tepeden bakmak anlamına gelmez. Şehrin ahengini korumak en asli görevimiz. Sur içinde buradan baktığımızda bile öylesine tahribatlar oldu ki, şimdi bu yanlış yapılaşmaları tasfiye edeceğiz. Tarihi dokuyu koruyacağız. Mimar Sinan gibi zihinlerle biz bu şehri yeni bir sıçramanın, mimari zenginliğin mekanı yapabilirdik. Bu mümkün olmadı. Bu dönemde üzerimizdeki en asli görev budur dedi.
İstanbulun imarı konusunda dikkatli davranacaklarını söyleyen Davutoğlu, konuşmasın şöyle sürdürdü;
Mimar Sinanın hakkını vermek istiyorsak, ahirette karşılaştığımızda yakamıza yakışmasına istemiyorsak hepimiz İstanbulda taş üstüne taş koyarken bin kere düşünüp bir kere koyacağız. İstanbulu çarpık şehirleşme hallerinden kurtarırken hepsini tek tek gözden geçirerek yeniden inşa edeceğiz. İstanbula uçakla geldiğimizde içimi hüzün sarıyor. Bizim çocukluğumuzdan sonra gelişen çevre semtlere baktığımızda ne kadar plansız geliştiği görmek ızdırap veriyor. Bir tek tarihi yarımadaya geldiğimde içimi huzur kaplıyor. Şimdi seferberlik vakti, Mimar Sinanın hakkını vermenin vakti. Hepimiz onu tekrar tekrar her gün düşünerek, gerektiğinde onun geleneği üzerinde yeni formlarla çok daha güzel mimari eserler ortaya koyarak bu idrakin hakkını vermek durumundayız. Sadece Başbakan olarak değil İstanbul aşığı bir kardeşiniz olarak en büyük çabam sur içinin en iyi şekilde korunarak imar edilmesi olacak. İstanbulu geliştireceğiz ama ruhunu maneviyatını muhafaza edeceğiz. (İHA/İSTANBUL)