Ösen ekonomiye dikkat çekti: Adalet olmadan düzelmez

TBMM oturumunda yaptığı konuşma ile Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu duruma değinen Seda Kaya Ösen, Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını hatırlatarak, “Adalet olmadan, bağımsız yargı, demokrasi olmadan ekonomi düzelmez” dedi.

  • Oluşturulma Tarihi : 18.06.2025 13:54
  • Güncelleme Tarihi : 18.06.2025 13:54
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Ösen ekonomiye dikkat çekti: Adalet olmadan düzelmez haberinin görseli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı konuşma Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu duruma dikkat çekti. Hükümetin içinde bulunulan ekonomik durumu görmediğini belirten Ösen, vatandaşın halinin hiç olmadığı kadar kötü olduğu söyledi. Şirketlerin geçen yıl kazandıkları paranın nerdeyse tamamını finansman giderlerine harcadığına dikkat çeken Ösen, konkordato ilanlarında da artış olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının da ekonomiyi kötü etkilediğini dile getiren Ösen, demokrasi ve adalet olmadan ekonominin düzelmeyeceğini söyledi.

ÖSEN: TOPLUM UMUTSUZ VE KARAMSAR

Türkiye’de halinden memnun hiçbir kesim olmadığını belirten Ösen, toplumun umutsuzluk içerisinde ayakta kalmaya çalıştığını ifade etti. Ekonomik krizden çıkış için uygulanan paketin de vatandaşları mutlu etmek için uygulanmadığını dile getiren Ösen, “Türkiye ekonomisi acil durum sinyalleri veriyor; sokakta, pazarda, çarşıda karşılaştığımız manzaranın durumu içler acısı. Bunlara ek olarak reel sektörden, sanayiciden, ihracatçıdan gelen rakamları gördükçe bu ülkenin bir vatandaşı olarak kahrolmamak elde değil. Hükûmet sıralarından, bürokrasi koltuklarından bakınca tabloyu göremiyor, gerçekleri çarpıtmak için kendinize yalan söylüyor olabilirsiniz ancak vatandaşın ve üreticinin hâli hiç olmadığı kadar kötü durumda. Bakın, bugün Türkiye'de hâlinden memnun olan hiçbir kesim yok; Hükûmet zor olanı başardı, tüm toplumu eşitledi ama umutsuzlukta. İşçi de işveren de mutsuz, esnaf da sanayici de çiftçi de; emekli de mutsuz, ev hanımı da gençler de. Tüm toplum umutsuzluk ve karamsarlık içerisinde ayakta kalmaya çalışıyor. Oysaki Hükûmetin Ekonomi Bakanı, ekonomi kurmayları tüm ekonomi politikasını âdeta bir banker edasıyla reel sektörü hiçe sayarak yönetiyor. Ekonomik krizden çıkış paketi vatandaşlarımız için değil kolay yoldan faiz geliri peşinde koşan uluslararası sermayeyi mutlu etmek için uygulanıyor” dedi.

3 KİŞİDEN 1’İ İŞSİZ

Şirketlerin kazandıkları parayı finansmana harcadığını belirten Ösen, bu durumun şirketlerde küçülmeye ve işten çıkarmaya neden olacağını dile getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre işsizlik oranlarının çok yüksek olduğunu ifade eden Ösen, “Seçimin üzerinden iki yıl geçti, işsizlik arttı, tek haneye indirilecek denilen enflasyon kronik bir sorun hâline geldi. Geçim derdinin yaşam derdi hâline geldiği bir Türkiye'den bahsediyoruz artık. Bu, madalyonun bir yüzü, gelelim bir de öbürüne. Kıymetli milletvekilleri, ekonomik sistem içerisinde çalışanlarımız kadar işverenlerimiz de önem atfediyor; işçisiyle, işvereniyle bir bütünden bahsediyoruz. Örneğin sanayicinin, üreticinin olmadığı bir ülkede orta sınıftan, beyaz yakadan bahsedebilir miyiz? İşte, bu ekonomik sistemin en önemli çarklarından biri olan reel sektör kan ağlıyor. Son iki senedir sürekli söylüyoruz: Şirketler ihracat pazarlarını kaybetmemek için zararına satış yapıyor, bu sürdürülemez diyoruz. Nitekim, artık son noktaya gelen firmalar havlu atmaya başladılar. İstanbul Sanayi Odası geçtiğimiz günlerde İSO 500 Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları raporunu açıkladı. Verilere göre şirketlerin faaliyet kârı 640 milyar lira, şirketlerin en büyük gider kalemlerinden olan finansman giderleri ise 618 milyar liraya yükselmiş. Bu ne demek? Şirketlerimiz geçen yıl kazandıklarının neredeyse tamamını, yüzde 100'ünü finansman giderlerine, krediye, borca ödemiş. Bu durumun doğal bir sonucu olarak ilk çeyrek gayrisafi yurt içi hasıla büyüme rakamlarında Türk sanayisi yüzde 2 küçüldü. Para kazanmayan şirketlerin ne yapması beklenir? Elbette küçülmeye gitmesi, işçi çıkarması. Öyle de olmuş; hiçbir güvenilirliği kalmamış TÜİK'in açıkladığı veriler bile gerçek işsizlik oranının tarihte daha önce görülmemiş bir seviyeye, yüzde 32,2'ye yükselmiş olduğunu gösteriyor yani Türkiye'de yaşayan çalışmaya elverişli her 3 kişiden 1'i işsiz” şeklinde konuştu.

ÖSEN: ŞİMŞEK ŞİRKETLERİ BATIRAN BAKAN OLACAK

Şirketlerin karlarının azalması ve pazarlarını kaybetmesi nedeniyle konkordato ilan edeceğini söyleyen Ösen, tarihin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i “şirketleri batıran adam” olarak yazacağını söyledi. TBMM Genel Kurulu’na yaptığı konuşmada İmamoğlu’nun tutuklanmasının da ekonomiyi etkilediğini vurgulayan Ösen, açıklamalarını şu şekilde bitirdi: “Sorunlar bunlarla da sınırlı değil; küçülen şirketler, azalan kâr payları, kaybedilen pazarlar ve kaçınılmaz son konkordato. Konkordato başvuruları 2024 yılında zirve yapmıştı; rekorlara doymuyor, 2025'te yeni rekorlara doğru koşuyor. Tarih Sayın Şimşek'i ‘şirketleri batıran Bakan’ olarak yazacak. Tablo öyle kötü bir hâlde ki tekstil sektörü başta olmak üzere dünya markalarına iş yapan firmalardan konkordato başvuruları geliyor. 2025'in ilk dört ayında 1.800 konkordato başvurusu yapıldı. Yalnızca nisan ayındaki başvuru sayısı önceki yıla kıyasla yüzde 100 arttı. Türkiye ekonomisi işte bu sebeplerden alarm veriyor. Hükûmet bu ekonomik cendereden çıkamayacağını biliyor, bildiği için maçın süresini uzatmaya çalışıyor ancak sonuç çoktan belli. Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayının tutuklandığı bir Türkiye'de enflasyon da düşmez, bütçe de düzelmez, cari açık da dengelenemez, konkordatolar da dizginlenemez. Adalet olmadan, bağımsız yargı, demokrasi olmadan ekonomi düzelmez.”