Sayfa Yükleniyor...
Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Zekeriya Hazırbulan, yeni seçim sisteminde partilerin ittifak yapmak zorunda olduğunu belirterek, “Yeni sistem ile partiler ittifak yapmak zorunda. AK Parti de,CHP de yapmak zorunda. Biz de mecbur bir ittifakın içinde olacağız” dedi
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER / Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Zekeriya Hazırbulan, mevcut sistem gereği tüm partilerin ittifak yapmak zorunda olduğunu belirtirken partisinin de mutlaka bir ittifaka dahil olacağının altını çizdi. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Hazırbulan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemesini doğru bulduklarını ifade ederken, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in 2018 ve 2023 seçimleri olmak üzere iki kere masayı dağıttığını dile getirdi. Hazırbulan, ayrıca Sadet Partisi’nin son oy oranını da açıkladı.
Saadet Partisi’nin oy oranları hakkında bilgi veren Hazırbulan, partinin yüzde 3,5-4 bandında oluğunu ifade etti. Hazırbulan, “Saadet Partisi köklü bir siyasi geleneğin temsilcisidir. Rahmetli Erbakan Hocamızın 1969 yılında başlattığı Millî Görüş Hareketi’nin son temsilcisiyiz, parti olarak. Teşkilatını tüm illerde tamamlamış en büyük partilerinden biriyiz. Her ne kadar oy oranımıza yansımasa da teşkilatımız tam teşekküllü çalışıyor. Çünkü farklı STK’lar, farklı gençlik yapılanmaları ile iç içeyiz. Gücümüzde, büyüklüğümüzde teşkilat mensuplarımızın inançlarından ve gücünden geliyor. Temel Karamollaoğlu, partide uzun yıllar başkanlık yaptı. Yaşı itibariyle kendisi bırakması gerektiğini ifade etti. Keşke diğer genel başkanlar da bunu ifade edebilseler. Temel Bey bunu ifade ettikten sonra, temayül yoklamaları yapıldı, seçimler yapıldı. Nihayetinde Mahmut Arakan isminde karar kılındı. Millî Görüş kongrelerinde genel olarak 2 adaylı yarış pek olmamıştır ama biz bu yarışa 3 adayla girdik. Mustafa Kamalak seçime girebilme oyunu sağlayamadı. Birol Aydın ve Mahmut Arakan yarıştı. Mahmut Arakan oyların yüzde 70’inden fazlasını alarak partimize genel başkan seçildi. Kendisi Kayseri Vekilimizdi, Kayseri İl Başkanlığı, Gençlik Kolları Başkanlığı yaptı. Çeşitli STK’larda çalışmış, Kayseri’de bilinen sevilen biriydi. Bizim genel başkanlarımız hep ak sakallı olurdu, ilk kez siyah sakallı bir genel başkanımız oldu. Kendisi çok çalışıyor. Saadet Partisi’nde yeni dönemde ‘Yeni Nesil Siyaset’ sloganıyla siyaset yapacak. Peki, eski nesil siyaset neydi? 23 yıldır ülkede bir iktidar var ve kutuplaştırma üzerinde bir siyaset güdüyor. Çünkü kendi seçmenini konsolide edebilmek için hep bir düşman yarattı kendine. Kendinden olamayan herkesi PKK’lı, FETÖ’cü olarak ötekileştirdi. Ana akım medyada iktidarın hegemonyasında olduğu için vatandaşlar arasında da böyle bir algı oluştu. Hiç alakasız şekilde terörle intisabı olmayan birçok kişi sanki teröristmiş gibi farklı bir algı oluştu. Bu siyasetin yerine Genel Başkanımız ‘Yeni Nesil Siyaset’ ile bu kutuplaştırıcı dili değil, kucaklayıcı bir siyaset yürütecek. Bizler siyasetçiyiz, Saadet Partisi olarak fikirlerimizi ifade edeceğiz. Halk teveccüh ederse kapımız açık. Kimseye hainlik damgası vurmadan projelerimizi, kendimizi anlatacağız. Medya gücümüz çok fazla yok, bundan dolayı da halkla direkt temas ederek başarıya ulaşacağız. Partimize olan ilgi şu an yüksek seviyede. Sürekli anketler yapılıyor. Gördüğümüz kadarıyla yüzde 3,5-4 bandında bütçe barajını geçiyoruz. Yüzde 7 barajı ve yüzde 10 oy oranını da geçmek gibi bir hedefimiz var. Baraj ile ilgili bir sorunumuz yok artık. Yeni sistem ile partiler ittifak yapmak zorunda. AK Parti de CHP de yapmak zorunda. Biz de mecbur bir ittifakın içinde olacağız” diye konuştu.
Saadet Partisi olarak Cumhur İttifakı’na katılmayacaklarını belirten Hazırbulan, “Saadet Partisi şu an muhalefet partisi. Ve muhalefet etmeye devam edecek. Her doğruyu, yanlışı söylemekle mükellefiz. Muhalefetin amacı nedir? İktidarın yanlışlarını ve eksiklerini söyleyelim ki bunu düzeltsin. Ama iktidar bunu hep yanlış anlıyor. ‘Bizim yanlışımızı niye söylüyorsunuz?’ diye tepki gösteriyor. Söylerseniz de sizi hain ilan ederim, diye tehdit ediyor. Halbuki muhalefetin amacı budur. Biz de muhalefet etmeye devam edeceğiz. Eğer ekonomide şu an bir sıkıntı varsa biz bunu söyleyeceğiz. Adalette bir sıkıntı varsa söylemeye devam edeceğiz. Söylemezsek muhalefette olmamızın da partimizin kuruluş felsefesine aykırıdır. Biz adalet, ahlak, maneviyat temelinde kurulmuş bir partiyiz. Millî ekonomiyi önceleyen bir partiyiz. Eğer bu alanlarda bir sıkıntı yaşanıyorsa ve biz de buna muhalefet etmezsek kendimizi inkâr etmiş oluruz” değerlendirmesinde bulundu.
2018 ve 2023 genel seçimlerinde İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in masayı iki kere dağıttığını söyleyen Hazırbulan, “2018 seçimlerinde o dönemki Genel Başkanımız Temel Bey partimizin adayı olmuştu. O seçimde de ortak bir aday çıkaralım istedik, Temel Bey de buna öncülük etti. Abdullah Gül ismi masada konuşuldu ve mutabık kalınabilirdi. Ancak son düzlükte yine Meral Akşener’in oyun bozanlık etmesiyle masa dağılmış, partiler kendi adaylarını göstermek zorunda kalmıştı. 2023 seçimlerine geldiğimizde yine bir 6’lı masa oluştu, yine bir aday konuşuldu, yine Meral Akşener masayı dağıttı. Akşener, o masadan kalkarak, ‘iktidar gidecek, ekonomi düzelecek, adil bir düzen oluşacak’ beklentisini yıkmış oldu. Akşener hangi nedenle kalkmış bilemem ama bütün milletin umudunu yıktı. Kaybettirenlerden biri Meral Akşener’di. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. Masada konuşulanların da dışarıya aktarılması doğru değildi. Masada 6 tane farklı insan var. Bir araya gelmişler, neredeyse 1 yıl boyunca her ay oturup konuşmuşlar. Eğer farklı bir düşünce varsa bunu Akşener son toplantıya bırakmamalıydı. Son toplantıya bırakılarak milletin insicamını, beklentisini kırdı. Çok büyük bir yanlıştı. Şimdi de zaten ismi AK Parti ile anılıyor. Şimdi önümüzde bir seçim daha var. 2027 yılında olma ihtimali yüksek görünüyor. Mevcut Cumhurbaşkanı da tekrar aday olacak gibi görünüyor, her ne kadar Anayasa’ya aykırı olsa da. Dolayısıyla bir tarafın adayı belli. Diğer tarafta biz kendi adayımızı mı çıkarırız yoksa yine Millet İttifakı’nın adayı mı desteklenir, belli olmaz. Biz mecliste Gelecek Partisi ve DEVA Partisi ile beraber ortak bir grup kurduk. İsmine de ‘Yeni Yol’ dedik. Belki yeni bir yol oluşturarak biz de bir ortak aday çıkarabiliriz. Cumhur veya Millet İttifakı’na oy vermek zorunda değil insanlar. Bir ittifak kurmak zorundayız, 3’lü olur 5’li olur ama bilemem” şeklinde konuştu.
“KEMAL KILIÇDAROĞLU DEMOKRASİYE ÖRNEK OLDU”
CHP listelerinden seçime giren DEVA Partisi ve Gelecek Partisi vekillerinin AK Parti’ye geçmesine tepki gösteren Hazırbulan, Saadetli hiçbir vekilin partisinden istifa etmeyeceğini belirtti. Hazırbulan, “Kemal Kılıçdaroğlu o dönem kendi partisine karşı da bir risk alarak demokrasiye büyük bir örnek oldu. Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’ne 10’ar, DEVA Partisi’ne ise 15, toplamda ise 35 vekil kontenjanı verilmişti. Bu ittifakın en çok çalışan partisi bizdik, bunu CHP’liler de her zaman söyler. Bu 10 vekil kontenjanı anamızın ak sütü gibi helaldir. Ama diğer partiler için aynı şeyi söyleyemeyiz. DEVA Partisi’nden 5-6 vekil istifa etti. Bir kısmı AK Parti’ye geçti, biri CHP’ye geçti. Yine Gelecek Partisi’nden vekiller istifa etti. Bu istifalar etik değil. Bizden hiçbir vekil geçmedi, geçmez de. Çünkü biz nerede durmamız gerektiğini bilen bir partiyiz. 9 vekilimiz ile mücadelemiz sürüyor. Tüm partilere eşit mesafedeyiz. Biz siyaset yapıyoruz. Kimseyle hasım değiliz, kavga etmiyoruz. Bir yarış içerisindeyiz. Dolayısıyla partiler arasındaki bu geçirgenliği doğru bulmuyoruz. Çünkü insanlar AK Parti’ye muhalefet etmesi için oy vermiş. Muhalif partiler arasında bir geçirgenlik olsa bu bir nebze kabul edilebilir. Ama muhalefet etmek istenilen partiye geçilmesini kesinlikle etik bulmuyorum” diye konuştu.
“CHP’NİN ADAYINI AÇIKLAMASI DOĞRU BİR KARAR”
CHP’nin yapacağı ön seçimle adayını belirlemesinin doğru bir tavır olduğunu ifade eden Hazırbulan, “Kendi şahsi görüşüm olarak söyleyebilirim ki CHP adayını erken açıklayarak doğru bir hamle yapıyor. Neden doğru yapıyor? Çünkü mevcut Cumhurbaşkanı tekrardan aday olarak rakip olacak. Yıllardır bir şekilde var olmuş bir iktidar var. Eğer kazanma ihtimaliniz varsa şimdiden başlamanız lazım. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önceki seçimlerde adayı açıklamada geç kaldıklarını söylüyor. Bunun da geçen genel seçimlerde zafiyet yaşattığını belirtip bir öz eleştiri yapıyor. Bu sefer de farklı bir yol deneyelim diyorlar. Adayımızı açıklayalım, o da kendi programını kursun, kendi ekibini kursun, ona göre çalışmalarına başlasın. Ben bunu gayet normal karşılıyorum. Ana muhalefet partisinin bu hamlesinde bir gariplik görmüyorum” ifadelerini kullandı.
DİPLOMA TARTIŞMASI
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlatılan diploma tartışmaları hakkında konuşan Hazırbulan, şu ifadeleri kullandı: “Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını engellemek için bazı hamleler yapıyorlar. Diploma tartışması yarattılar. Ama altından bir şey çıkmadı. Erdoğan için de yine diploma tartışması yaşandı. Hala diploması var mı yok mu bilmiyoruz. Ben Ekrem Bey’in diploma konusunda bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Topluma karşı çamur at izi kalsın imajı yaratıyorlar. Çamuru attılar, bakalım devamında ne göreceğiz.”
BAHÇELİ’NİN ÇIKIŞI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışı hakkında değerlendirmelerde bulunan Hazırbulan, “Geçmişte 6'lı Masa'nın yedinci ayağının DEM Parti olduğunu söylemişlerdi. Toplumu bunun üzerinden ötekileştirdiler. O masada DEM Parti olmamasına rağmen varmış gibi lanse edildi. Camiye gittiğimizde Allah’ın huzurunda bile cemaat bizi terörist olarak görüyordu. Neden? Çünkü yaratılan algıdan dolayı. Biz de bazı sıkıntıları yaşadık tabi. Ama şimdi gelinen son noktaya bakıyorum. Öcalan’ın Meclis’e gelip konuşması – tabi buna alsa müsaade etmeyiz – alt yapısını oluşturacak bir söylem geliştirildi. Bunu kim yaptı peki? DEM Parti’nin zıttı olan MHP yaptı. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Biz sürece karşı değiliz. Terörü çözme aşamasına da karşı değiliz. Ama yapılan görüşmeler şeffaf değil. Ne yaşandığı belli değil. DEM Parti ile yapılan görüşmeleri olumsuz görmüyorum, yanlıştır demiyorum. Terörün bitirilmesi adına umarım her iki taraf da aynı niyettedir. Ama gerçek niyet nedir bilmiyorum. Başka pazarlıklar oldu mu bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı’nın önünü ikinci kere açmak için mi bu adımlar atılıyor, bilemiyoruz. İnşallah terörü bitirme adına yapılan görüşmelerdir. Bunun dışında da süreç şeffaf olmadığı için yorum yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.
“MHP İLE İŞ ÇÖZÜLSÜN”
Hazırbulan, “MHP ve DEM Parti iki zıt kutup. AK Parti zaten doğuda ikinci güçlü parti. Dolayısıyla işin içine ilk elden girmek istemiyor. MHP ile işin çözülmesini istiyor. İki parti de temelde anlaşamıyor. Eğer bu iki parti anlaşırsa birçok şey çözülür imajı yaratmak istiyorlar” dedi.
“EĞRİ CETVELDE DÜZ ÇİZGİ ÇIKMAZ”
AK Parti’nin ekonomiyi düzeltemeyeceğini ifade eden Hazırbulan, TÜSİAD’a yapılan soruşturma ile yatırımcının ülkeye girişinin engellendiğini belirtti. Hazırbulan, “Rahmetli Erbakan Hocamız hep, ‘Eğri cetvelden düz çizgi çıkmaz’ diye söylerdi. 23 yıldır aynı iktidar, aynı fikirler, aynı zihniyet, aynı ekonomi yönetimi. Cetvel eğri bir kere. Dolayısıyla eğri cetvelden doğru çizgi çıkmıyor. O yüzden ben ekonominin düzeleceğini zannetmiyorum. Karamsar değilim, ekonomi bizim ekonomimiz. İktidar bugün var, yarın yok. Ama bu mantıkla düzelmez. TÜSİAD kim? Bu ülkenin ihracatının ithalatının yüzde 70’lerini gerçekleştiren sanayi kurumu. Geçmişte siyasi müdahaleleri olmuştur. Onları eleştirelim hep beraber. AK Parti kurulduğunda TÜSİAD ile oturulmuş, bazı kararlar alınmıştı. AK Parti ile TÜSİAD çoğu zaman bilgi alışverişinde bulundu. Hiçbir sıkıntı yoktu. Ama şimdi TÜSİAD bir eleştiride bulununca hemen gel ifadeni alalım, gözaltına alalım, diyorlar. Siz bunu yaparsanız bu ekonomi düzelmez. Dışarıdaki yatırımcı ürker, gelmez. Buraya niye yatırım yapayım diye sorgular. Dolayısıyla bu şartlarda ekonomi düzelmez, cetvelde sorun var. Önce cetveli düzeltmemiz gerekiyor. Mehmet Şimşek’in bazı doğru hamleleri de var tabi. Ama adalete müdahale ederek, ekonomiyi, ticareti kendi siyasi emellerinize alet ederseniz, cetvel yamulmaya devam eder. Türkiye zengin yeraltı kaynaklarına sahip bir ülke. Kaynakları doğru kullanalım, israfı önleyelim, düzelmeyecek bir ekonomi kalmaz” açıklamasında bulundu.
“GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR”
Hazırbulan, “İnsanların ekonomiyi konuşmasını istemiyorlar. Asıl sorunlarla ilgilenilmesin arayışındalar. Akşam haber bültenlerini açtığınızda TÜSİAD var, gözaltına alınan gazeteciler var. Gündem değiştikçe iktidar toplumu esas sorunlardan uzaklaştırıyor. Başka bir açıdan bakıldığında ise seçmen AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan soğumuş durumda. Başka bir arayış içindeler. Bu arayışın önüne geçmek için de kendi seçmenini konsolide ederek elde tutmak istiyor. Bundan dolayı da kendine sürekli bir düşman yaratıyor. Bu bazen TÜSİAD oluyor, bazen DEM Parti oluyor. Bu gündem değiştirme konusunda çok mahirler” dedi.
“ÇEDES MANTIKLI GELMİYOR”
İzmir’de Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) kapsamında 99 okula imam atanması hakkında konuşan Hazırbulan, projeyi mantıklı bulmadıklarını ifade etti. Hazırbulan, “İktidarın dindar bir nesil yetiştirme talebi vardı. Ama şu an gördüğümüz kadarıyla din dışı yetişen bir nesil var. Zorlama ile hiç kimse dindar olmaz. Ben de İmam Hatip mezunuyum ama orada bile deizm, ateizm almış başını gidiyor. Gençler neden deist ve ateist oluyor, ona bakmak gerekiyor. Okullara imam atanmadığı için deist ya da ateist olmuyorlar değil. Çocuklar artık her şeyin farkında, elinin altında akıllı telefon var, açıp bakıyor. Adaleti sorguluyor. Çocuk bu sorgulamadan sonra tıkanıyor. Ailesinden etkileniyor. Ekonominin gidişatından etkileniyor. Elindeki paranın değersizliğinden, atanması gerekirken onun hakkı yenilip başkasının atanmasını görüyor ve bu nasıl bir Müslümanlık diye sorguluyor. Sonra da dinden soğuyor. Okullarda zaten Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi var. Eksiklik varsa o zaman Din Kültürü hocalarını değiştirin. Neden yapılıyor, tartışılır ama AK Parti propagandası yapılsın diye de olabilir. Çok mantıklı gelmiyor bana” diyerek sözlerini tamamladı.
HABER MERKEZİ