Semavi’den çözüm süreci açıklaması: PKK’nın kendini feshetmesi bir milat

Araştırmacı Yazar Abdurrahim Temel Semavi, İLKSES TV’de yayımlanan ‘Erdal Erek ile Siyaset Kulisi’ programında, terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda yürütülen süreci, Öcalan’ın rolünü ve devletin atacağı adımları değerlendirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 16.05.2025 12:25
  • Güncelleme Tarihi : 16.05.2025 12:25
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Semavi’den çözüm süreci açıklaması: PKK’nın kendini feshetmesi bir milat haberinin görseli

İLKSES TV'de yayımlanan ‘Erdal Erek ile Siyaset Kulisi’ programının bu haftaki konuğu Araştırmacı Yazar Abdurrahim Temel Semavi oldu. Programda, gündemdeki ‘terörsüz Türkiye’ tartışmaları, çözüm süreci, PKK'nın silah bırakma ihtimali ve cezaevlerine yönelik düzenlemeler gibi kritik başlıklar ele alındı. Semavi, devletin yürüttüğü sürece dair çarpıcı bilgiler paylaşırken, sürecin detaylarına ve olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmralı görüşmeleri, siyasi iradenin rolü, Öcalan’ın konumu ve bölgedeki sosyal yapının dönüşümü gibi birçok başlıkta önemli açıklamalarda bulundu.

YILLARIN KANAYAN YARASIYDI 

Türkiye gündeminde yer alan ‘terörsüz Türkiye’ konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Semavi, “Bu konunun gündeme geleceğini yaklaşık 1 yıl önce farklı programlarda gündeme getirdik. Bu çalışmanın startı 2023 yılının haziran ayında verildi. İmralı’da görüşmeler yapıldı ve 2024 yılının Ekim ayına kadar zemin oluşturuldu. Hükümet kanadında bu projeden bilgi sahibi olan sınırlı insan vardı. Bahçeli ilk adımı attığında Cumhur İttifakının tüm kadroları şaşkınlık yaşadı. Kimsenin böyle bir adım atılacağından haberi yoktu. Ancak bu adım gerekliydi. Yılların kanayan yarasıydı. Bu nedenle hükümet kanadından dar anlamda bir siyasi iradenin bu konuda karar kılması çok önemliydi. Bahçeli, Erdoğan, Hakan Fidan ve İbrahim Kalın dışında konudan haberdar olan yoktu. Uzun süre kadrolar gidişatın nasıl gideceğini de bilmiyorlardı. Bahçeli’nin dik duruşu ve misyonu üstlenmesi, her türlü riskleri alması çok önemliydi. Tarihi bir görev üstlendi. Bakış açıları çok farklı kimileri, ‘PKK gelsin teslim olsun’ der. PKK, PKK’den ibaret değil. Onları destekleyen milyonlarca insan var. Bu nedenle bu süreçte çok dikkatli kavramlar kullanmalıyız. Bir tarafı üstün görerek bir tarafı küçümseyemeyiz. Dünyadaki birçok etnik sorunlarla ilgilendik ancak Türkiye’de etnik diyemeyeceğimiz bu sorunun sulhunun tamamen olağanüstü bir zeminde gelişmesi lazım” dedi.  

DAĞA ÇIKMA ORANI NEREDEYSE SIFIRLANDI 

15 yıl önce veya 2011-2013 yılları arasında gerçekleştirmek istenen çözüm süreci ile bugünkü şartların farklı olduğunu ifade eden Semavi, “Devletin içerisinde FETÖ yapılanması vardı. FETÖ yapılanması, Kürt gençlerinin dağa çıkması için özellikle çaba gösteriliyordu. 15 Temmuz’dan sonra dağa çıkma oranı neredeyse sıfırlandı. Bu durum yüzlerin altına indi. Örgütü yönetebilme ve yönlendirme noktasında Öcalan’a istenen imkanları tanımadılar. Şu an fiilen Öcalan, silah bırakma emri verebiliyor. Bu çok önemli bir şey. Tüm muhatapları ile görüşüyor. Dijital ortamda kongreye katıldı. Bu çok önemli bir şey. Devlet iradeyi ortaya koydu. Örgüt birçok ülkede yapılandırma içerisinde. Farklı temsilcilikler adı altında 36- 37 ülkede yapılandırması vardır, 4 ülkede silahlı unsurları vardır. Türkiye’de, Suriye’de, Irak’ta ve İran’da silahlı unsurları var. Bir devletin elinde neredeyse yıllık bütçesine denk parası vardır. Onlarca STK’ları vardır, yayın kuruluşları vardır. Ahtapot gibi yerleşmiştir. Sadece 1 çağrı ile feshedemezsiniz. Organize ve kontrollü bir şekilde yapmak zorundasınız. Bu nedenle devlet Öcalan’a bu talimatı verdi ve çözmesi için her türlü zemini oluşturuyor” diye aktardı.

DEVLETİN SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRME ZORUNLULUĞU VAR 

Bundan sonraki olası süreci ve bayramdan önce 50 bin kişinin cezaevinden çıkarılması konusu ile ilgili detayları değerlendiren Semavi, “Adalet Bakanı bu konuda inisiyatif sahibi değil. Talimatı yapmakla sorumlu. 50 bin kişinin bu sorunla ilgisi yok. 31 Temmuz diye pandemiden dolayı bir de 4’te 4 diye tekerrürden kaynaklı bir uygulama yapıldı. Bu iki uygulama adli mahkumlar için siyasi mahkumlar için değil. Bu süreçten sonra siyasi mahkumlarla daha doğrusu devlet PKK’den somut adımlar gördü. Çok net açıklamalar gördü. Şimdi devletin kendi üstüne düşen sorumlulukları yerine getirme zorunluluğu var. Hasta ve yaşlı siyasi mahkumlar, ikincisi 30 yıl yatan birçok mahkûm var bunların salıverilmesi. Devlet kimseyi hemen sokağa salmayacaktır. Denetimli serbestlik uygulamasını devam ettirecektir veya bazı isimler için ev hapsi uygulamasını devam ettirecektir. Hatta dağdan gelenler için de uygulanacaktır bu. Kontrolsüz bir şekilde salındığında; insan fıtratında var, çaresizliğin veya belirsizliğin içine bir insanı sürüklersen o insan arayış içerisine girer. Bazıları ‘suça karışmamış PKK’lıların gelmesini’ gündeme getiriyor. PKK’ye katılmak başlı başına bir suç. Bir düzenleme olacak. Tepedeki 300-350 yönetici ne olacak merak ediliyor. Yakın bir süreçte Türkiye’ye gelecek ve yasal siyaset zemininde yerini alacaktır” ifadelerini kullandı. 

KÜRESEL GÜÇLER DARBE ÜSTÜNE DARBE VURMAYA HAZIR 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çözüm süreci ile ilgili gerçekleştirdiği açıklamalara ilişkin açıklamalarının ‘kafa karışıklığına sebep olabilir mi?’ Sorusuna yanıt veren Semavi, “PKK’nın tarihinde hiçbir zaman ayrımcılık ve bölücülük iddiası yoktu. Tek devlet, tek millet ve tek bayrak kavramında müttefikler. Demokratik devlet kavramını istiyorlar. Cumhurbaşkanımızda bu konuda net. Büyüyen bir Türkiye var ve olmazsa olmazı PKK bulgusundan kurtulmasıydı. PKK olgusunu ortadan kaldıran bir Türkiye’de büyüme hızlanacaktır. Büyüyemeyen Türkiye’nin ise bölüneceğini iktidar biliyordu. Küresel güçler darbe üstüne darbe vurmaya hazır” sözlerine yer verdi. 

KÜRTLER İÇİN BİR MİLAT

Küresel dengeler ve küresel dünyanın yapısının değiştiğini dile getiren Semavi, “Küresel dünya dengelerinin değişikliği içerisinde Türkiye büyüme yürüyüşünü devam ettirmezse bölünecek. Dünya yeniden şekilleniyor. İsrail’in hayallerini herkes biliyor ve İsrail gizlemiyor. Kürtlerin geleceğini düşünmüyor İsrail, Fırat ve Nil Nehri’nden başlıyor hayalleri Mısır’a kadar gidiyor. Kendilerine vaat edilmiş kutsal topraklar olduğunu her seferinde dile getiriyorlar. Dolayısıyla bu riski gören Türkiye önündeki büyümeye engel olabilecek tüm olguları bertaraf etmeye hazırlandı ve başardı. PKK’nın kendini feshetmesi Kürtler için bir milat. Ortadoğu’daki tüm Kürtler siyaset yapabilme zeminini ve kabiliyetini kazanacak. Yaşadığımız dijital çağda her türlü hak ve hukuka sınırsız imkanlara sahip olacaklar. Doğu ve Güneydoğu vilayetlerinin nüfusuna kayıtlı insan sayısı 33 milyon. Ancak sadece 15 milyonu oralarda yaşıyor. Yarısından fazlası göç halinde. Silah baskısından kurtulmak ve geçinmek için göç etmek zorunda kalan insanlar. İstanbul’da 5 buçuk milyon civarında insan var. İzmir, Adana ve Mersin’de de çok fazla var. Yaklaşık yüzde 37-38’i Kürt nüfusundan oluşuyor. Kürt ailelerin çoğunun eğitim sınıfında kaldıklarını üzülerek söylüyorum. Çocuklarının mesleklerinde ara ve arka işler oluyor” dedi. 

CEZAEVLERİ İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER OLACAK 

Kürt ve Türk’ün örfünde ortak kollektif yaşamın ön planda olduğunu ifade eden Semavi, “Buna aşiret yapısı dediler. Aşiret yapısı aslında ortak değerlerin birlikte yaşatılması demekti. Fakat PKK’nin ortadan kaldırılması buna da kapı açtı. Ortak adım atmaların ekonomik, siyasal, sanatsal ve ticari anlamda can bulmasına yol açtı. İnsanlar bireysel olarak değil kollektif olarak çalışacak. Kurumsallaşmanın yolu açıldı. Ticari anlamda büyüyen Kürt acabalarla karşılanıyordu. Terörle ilişkisinden şüpheleniliyordu” diye aktardı. Birkaç gün içerisinde silahı bırakma durumunun gerçekleşeceği ve silah bırakma noktalarının kamuoyu ile paylaşılacağını aktaran Semavi, “Cezaevleri ile ilgili düzenlemeler olacak. PKK’lı olup ülkeye dönüşler Irak’ta Birleşmiş Milletler denetiminde olan Mahmur kampından başlayacaktır. Köyleri boşaltılan Şırnaklılardan oluşuyor. Rojava dedikleri Kuzey Suriye’deki Kürtlerin durumu ise Türkiye’deki düzenlemelerle beraber Şam Hükümeti ile beraber değerlendirmeler yapılacak. Her türlü yasal ve anayasal zeminde Türkiye’nin garantörlüğünde paylaşılacak. Esat döneminde, Erdoğan Esat’a Kürtlere vatandaşlık vermesi için baskı yapıyordu” ifadelerini kullandı.

 

Yazarımız Kim ?

MERVE AĞRIÇ