- Siyaset
- 08.05.2025 15:47
İzmir’de toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkanırken, yaklaşık 23 bin işçi grev kararı aldı; İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, taraflara sağduyu ve dayanışma çağrısı yaparak görev süresinde personel giderlerinin yasal sınırı aşmadığını ve istihdamın artırıldığını vurguladı
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK Genel-İŞ Sendikası arasında yürütülen Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri, maaş ve çalışma koşulları konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle tıkanma noktasına geldi. Görüşmelerde uzlaşı sağlanamaması üzerine belediye iştirakleri İZELMAN, İZENERJİ ve EGEŞEHİR bünyesinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, grev kararı aldı. Sürece ilişkin dikkat çeken bir açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, hem mevcut duruma hem de kendi görev süresi boyunca belediyenin mali yapısına ve istihdam verilerine dair önemli veriler paylaştı.
Soyer, “Sorun ne fazla işçi ne yüksek maaş; sorun, belediye ile sendikanın birbirini anlamamasıdır” diyerek, taraflar arasında sağduyu ve dayanışma çağrısında bulundu. Soyer’in açıkladığı rakamlara göre, kendi görev süresi boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışan sayısı 6 bin 494 kişi artarak 33 bin 765’e ulaşırken, personel giderlerinin bütçe içindeki payı yasal sınır olan yüzde 30’u aşmadan yüzde 28 seviyesinde tutuldu. Ayrıca Soyer tarafından aktarılan bilgilere göre, döneminde 878 milyon Euro borç alınırken, 900 milyon Euro borç geri ödemesi yapıldığı belirtildi. Belediyenin borçlanma kapasitesinin sadece yüzde 27’sinin kullanıldığını vurgulayan Soyer, bu kaynakların büyük kısmının raylı sistem ve altyapı yatırımlarına yönlendirildiğini belirtti. Soyer açıklamasında, “Gerçek dayanışma hem belediye hem sendika hem de İzmir için çözüm olacaktır” ifadelerine yer vererek, krizin aşılması için müzakereye ve karşılıklı anlayışa ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Belediye ve işçiler arasındaki sorunlara değinen Soyer, “Sorun ne fazla işçi ne yüksek maaş. Sorun ne Belediye ne sendika. Sorun ne işçi çıkartarak ne de fahiş maaş artış talepleriyle çözülebilir. Sorun bu paradigmadan çıkılamazsa; belediye ile sendikanın birbirini dinlememesi, anlamaması ile derinleşip büyür ve tüm şehre zarar verecek bir anlaşmazlığa dönüşür. Çünkü iyi biliyoruz ki; birileri bizi birbirimize düşürerek aradan sıyrılmaya çalışıyor. ‘Cambaza bak’ diyor, o arada malı götürüyor. Bu oyuna düşmemeliyiz. Asla unutmamalıyız ki, bu milletin yüz milyarlarca lirasını kur korumalı mevduat hesaplarıyla zenginlere aktaranlar ve işçiyi, emekçiyi yoksullaştıranlar gitmedikçe ne iş barışı ne toplumsal huzur ne de refah olmayacaktır. O nedenle birbirimize sabır göstererek, birbirimizi anlamaya çalışarak anlaşmaya gayret etmeliyiz. Biz anlaşırsak, biz dayanışmayı başarırsak onlar kaybedecek, anlaşamazsak biz..! Asla unutmamalıyız ki gerçek kurtuluş haktan, emekten yana bir iktidardadır” diye aktardı.
Konu ile ilgili açıklamada bulunan Soyer, “Bu mücadelede dayanışma kadar doğru bilgi de önemlidir. Çünkü dayanışma algılar değil olgular üzerine oturursa kalıcı olur. O nedenle, yeni İBB yönetiminin ilk 100 günü nedeniyle 12 Temmuz 2024 tarihinde yazdığım metnin bir bölümünü tekrar paylaşmak ve takdirinize sunmak istiyorum. Gerçekler üzerine müzakere ve gerçek dayanışma hem belediye hem sendika hem de tüm İzmir için çözüm olacaktır” ifadelerini kullandı.
Sözlerinin devamında ise Soyer şu sözlere yer verdi: “https://tuncsoyer.com.tr/yazi/100-gun-degerlendirmesi paylaşımı ilgili bölümü aşağıdadır: Ülkedeki yaygın işsizlik, iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının sonucuydu ve belediyelerin çözüm üretme imkanları çok sınırlıydı. Buna rağmen birçok yeni istihdam alanıyla çözüm üretmeye çalıştık. Büyükşehir bünyesinde açtığımız işletmeler, 100. Yıl Bayındır Süt Fabrikası, Şaşal Su Fabrikası, İzDönüşüm Geri Dönüşüm Tesisi, Ödemiş Et entegre tesisi gibi işletmeler, yeni fuarlar, alınan yüzlerce otobüs ve uluslararası çalışmalar zaten yüzlerce yeni istihdamın kapısını açmıştır İşçi sayısındaki bu artışa rağmen personel giderinin, belediyenin toplam gideri içerisindeki payı yasal sınır olan yüzde 30 sınırını aşmamıştır. İBB 2023 yılı bütçe gerçekleşmelerine göre, personel giderinin bütçe içindeki payı 2023 sonu itibariyle yüzde 28 idi. Türkiye’de bu oranın altındaki belediyeler parmakla gösterilecek kadar azdır. Rakamlarla ortaya koymak isterim. Mart 2014 çalışan kişi sayısı 20 bin 142. Mart 2019 çalışan kişi sayısı 27 bin 271. Yani Sayın Aziz Kocaoğlu’nun son 5 yılında işe giriş yapan kişi sayısı 7 bin 169. Mart 2024 başında toplam çalışan sayısı 33 bin 765’ e çıkıyor. Yani benim 5 yıllık görev sürem içinde toplam 6 bin 494 kişi artmış. İBB tarafından 5 yıl içinde, 878 milyon Euro borç alınmış, 900 milyon euro borç geri ödemesi yapılmıştır. İBB borçlanma kapasitesi 2023 yılı limitlerine göre yaklaşık 3 milyar euro olup, bu kapasitesin sadece yüzde 27 si kullanılmıştır. Bu dönem borçlanmaları özellikle aynı anda yürütülen üç raylı sistem yatırımı ile İZSU altyapı yatırımlarına yöneliktir. Bu dönemde 1,2 milyar lira gayrimenkul satışı yapılmış, 1,6 milyar lira gayrimenkul kamulaştırılması yapılmıştır. Sattığımızdan 400 milyon liralık fazla alım gerçekleşmiştir. ‘Son bir yıl içerisinde SGK’ya olan borçlar nedeniyle belediyenin ödeneğinde milyarlarca lira kesinti yapılmasının sorumlusu geçmiş dönem belediye yönetimi değildir’ İBB 150 yıllık kurumsal kimliğiyle kendi ayakları üzerinde duran ve Türkiye’deki belediyeler arasında Fitch’in AAA notuyla en yüksek notu verdiği belediyedir. SGK nedeniyle yaratılan bu sıkıntılı dönem de mutlaka aşılacaktır.”