- Siyaset
- 20.06.2025 16:16
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde futbolu ileri taşımak için en büyük yatırımı insana yapmak mecburiyetindeyiz. Süper Lig takımlarımızda oynayan kendi gençlerimizin sayısının azalması üzerine hep birlikte düşünmeliyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen 2. Futbol Zirvesine katıldı. Zirvede konuşan Erdoğan sporun kaynaştıran ve farklı kimlikleri bir araya getiren yönüne dikkat çekerek, Günümüzde futbol herhangi bir spor dalı olmanın çok ötesinde anlamlara sahip. Futbolun özünde rekabetle birlikte fedakarlık vardır, centilmenlik vardır, dostluk ve dayanışma vardır. Bu oyunda kazanmak için sahaya çıkan oyuncuların bireysel yetenekleri yanında, arkalarında güçlü bir yönetim desteğine, teknik desteğe, birlikte sergileyecekleri uyuma ihtiyaç vardır. Bu yöneticisinden sahadaki futbolcusuna varıncaya kadar birlikte oluşan dayanışma, tribünlere de aynı zevki verecektir. Hakem bitiş düdüğünü çalana kadar pes etmemeyi gerektiren bir oyunda, ümitsizliğe asla yer yoktur. Hele hele son zamanlarda açık ara mağlup olan dünya futbolunun marka takımlarının rövanşında nasıl elediğini görerek bir şeyi açıkça ispat ettiklerine şahit olduk. Futbol tarihi hezimetin kıyısından koparılmış muhteşem zaferlerde doludur. Bu oyun bir direniş, bir meydan okumadır. Afrika çöllerinde, Brezilya gecekondularına kadar dünyanın her yerinde itilip kakılan kenar mahalle çocuklarının kurtuluş umudu olan bir oyundan söz ediyorum diye konuştu.
LEFTERİ BÖYLE HATIRLIYORUZ
Futbolun aynı zamanda kendi çocukluğunun da hikayesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Mahalle arasında yazın toz toprak, kışın çamur içinde top peşinde koşturan tüm çocuklar için futbol, parlak bir geleceğe çıkan yolun adıdır. Bugün bir Beşiktaşın Vodafoneunu düşünüyorum, bir de Şeref Stadını düşünüyorum. Bir Fenerbahçenin şu anki stadını düşünüyorum, bir de Dereağzını düşünüyorum. Bu imkanların hiçbirine sahip olmayan kulüplerimizin olduğunu da biliyorum. Elbette futbol estetiktir, sanattır, görsel bir ziyafettir. Kimi zaman asistlerle, şutlarla, çalımlarla, olursa gollerle 90 artı uzatmaya sığdırılmış bu şölen, kendi kahramanlarını üretir. Öyle futbolcular vardır ki biz onları sadece yetenekleri ile değil golleri ile değil, dürüstlükleri ile, tevazularıyla da hatırlarız. Kaleci lastik Ömerin ifadesi ile gözlerin bile yakalaması mümkün olmayan dehşetle şut atan Metin Oktayı böyle hatırlıyoruz. İsmi Fenerbahçe ile özdeşleyen Lefteri böyle hatırlıyoruz. Kendi takım arkadaşları ile birlikte neredeyse tüm futbolculara ağabeylik yapan, tek başına bir takım denilebilecek Baba Hakkıyı böyle hatırlıyoruz. Hiçbir maddi kazanç ummadan yıllarca top koşturmuş, ömrünü bağlı bulunduğu kulübe vakfetmiş Dozer Cemili böyle hatırlıyoruz. Peleyi, Cruyffu, Hagiyi böyle hatırlıyoruz. Bu futbol efsaneleri sadece sahalardaki olağanüstü performansları ile değil, aynı zamanda futbola, içinden çıktıkları kulübe, gençlere yaptıkları katkılarla takdir ediyoruz şeklinde konuştu.
TAKTİĞİ OLMAYAN BİR TAKIMIN KUPA KALDIRMA İHTİMALİ NASIL YOKSA
Futbol ve siyasetin birbirine benzer yönleri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül vermiş, çeşitli kulüplerde top koşturmuş kardeşiniz olarak, bu işin neler kazandırabileceğini iyi biliyorum. Hayatımın her aşamasında futbol oynarken edindiğim disiplinden, takım çalışmasında, vefadan, bu oyunun kazandırdığı vasıflardan istifade ettim. Siyasetin temelde futbol ile birçok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da millete hizmet götürmek içindir. Tıpkı futbol gibi siyaset de takım oyunudur. Yani sağlam bir kadro gerektirir. Plansızca oynayan, taktiği olmayan bir takımın kupa kaldırma ihtimali nasıl yoksa, milletine söyleyecek sözü olmayan siyasi partilerin de başarı şansı yoktur. Futbol gibi siyaset de tutku olmayınca, aşk olmayınca, adanmışlık olmayınca sürdürülecek bir iş değildir. Kendini o işe adayacak. Futbolun da bir inadı vardır. Hocam bana öyle derdi. Oğlum topu yiyeceksin derdi ifadelerini kullandı.
BUNLARIN SİYASETTE JÜBİLE ZAMANI GELMİŞ AMA HALA DİRENİYORLAR
Sporda şiddeti, siyasette yalan ve iftiraya benzeten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Maalesef ülkemizde bunu çok yaşıyoruz. Siyasi hayatım boyunca bir taraftan milletime hizmet ederken, bir yandan da bu siyaset anlayışı ile mücadele yürüttüm. Siyasetin kalitesi yükseldikçe, iktidarı sandık yoluyla değil de şike ile, hile ile, darbe ile, tehdit ile elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Bu rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hala nasıl futbolun holiganları varsa, hala holigan siyaseti ile netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler. Anayasa değişikliğini içindeki maddeler ile tartışmak yerine meclisin kapatılacağından, ülkenin bölüneceğine kadar akla hayale sığmayacak yalanlarla milletin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Meclisin fesih yetkisi asla Cumhurbaşkanına ait değildir. Bütün bunların hepsinin kararı millettedir. Millet bir seçim kararı alındığı zaman cumhurbaşkanı ve parlamento seçimini beraber yapar. Asla biri, bir diğerini götüremez. Her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlerimize seçilme hakkı verilmesine dahi tahammülleri yok. Gençlerimiz parlamentoya girebilecek. Genç dinamik, ilim irfan sahibi gençlik parlamentomuzda yer alacak. Gençlerden çekine bir anlayış ile Türkiye geleceği inşa edilebilir mi. Aslında bunları siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyor. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi inşallah 16 Nisanda 8inci defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar
ANKARAYA STAT MÜJDESİ
Türkiyede spor altyapısında atılan adımları anlatan Erdoğan, Cumhuriyet tarihimizde 2002 yılına kadar yapılan toplam spor tesisi sayısı bin 575 adet iken, biz buna 14 yılda bin 924 yeni tesis ilave ettik. Sadece 12 tane olan atletizm pistlerinin sayısını 52ye çıkardık. Gençlerimizin futbola olan ilgisinde önemli yere sahip olan halı saha sayısını 578den aldık 3 bin 238e çıkardık. Ülkemizde 48 yarı olimpik veya olimpik havuz varken, biz buna 78 adet yeni havuz ilave ettik. Spor salonu sayısını 372den 825e çıkardık. 2002 yılına kadar yapılan 277 adet stadyumun büyük çoğunluğu günümüzde bu sıfatı veremeyeceğimiz yapılardan oluşuyordu. Onlara stadyum demek için bin bir şahit lazım. Çoğu yıkık dökük haldeydi. Ne zeminler zemindi ne bakım vardı. Biz ülkemizin pek çok şehrine dünyada parmakla gösterilen yeni stadyumlar kazandırıyoruz. Özelikle 27 şehrimize yapmakta olduğumuz 30 stadyumuz her biri spor ve sanat şaheseridir. Başkent bir mahrumiyet yaşıyor. İnşallah 19 Mayısı yıkıyoruz ve onun yerine 35-40 bin kapasiteli bir stadyum planlamış durumdayız. Proje çalışmaları bitti, inşallah ihale aşamasında onu da bitirip futbolun hizmetine sunacağız. Başkentte örnek bir stadyumumuz yok. İstanbul güzel bir noktaya geldi. UEFA standartları nedeniyle bu stadyumlarda atletizm pistleri yer almıyor dedi.
OLİMPİYATLARDA DÖNEN DOLAPLARA ŞAHİT OLDUM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiyeye olimpiyat oyunlarının verilmemesini de eleştirerek, Ülkemize henüz olimpiyatlara getirememiş olabiliriz ama burada dönen dolapları da biliyorsunuz. Maalesef ciddi dolaplar dönüyor. Hakkımız olduğu halde bize olimpiyatları vermediler. Bir kere olimpiyat yapmış olanlara ikinci kez olimpiyat verdiler. Oralarda dönen dolaplara da şahit oldum. Fakat olimpiyatlar için sporcu hazırlama ve altyapı konusunda ciddi mesafe kat ettik. 2003 yılından beri ev sahipliği yaptığımız 659 spor organizasyonu ile, bu alanda aslında bir rüştümüzü ispat ettik. İstanbul yanında Antalya, Trabzon ve Mersine kadar pek çok şehrimiz uluslararası müsabakalar için hazır durumda. Ülkemizde futbolu ileri taşımak için en büyük yatırımı insana yapmak mecburiyetindeyiz. Süper Lig takımlarımızda oynayan kendi gençlerimizin sayısının azalması üzerine hep birlikte düşünmeliyiz. Dünyanın en iyi futbolcularının takımlarımızda oynaması hepimizi elbette sevindirir ama bu futbolcuların kendi çocuklarımız olması sevincimize bir de gurur katar, kıvanç katar. Yapılan altyapı yatırımlarını etkisi ile gerekse okullarımızda bu işin artık daha disiplinli takip edilmesiyle yeni dönemde Süper Ligde oynayan kendi gençlerimizin sayılarının artacağını ümit ediyorum diye konuştu.
SPORDA ŞİDDET İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME TALEBİ OLDUĞUNU BİLİYORUM
Erdoğan, kulüplerin sporda şiddet konusunda yasal düzenleme talebi olduğunu da hatırlatarak, Son dönemde önemli ölçüde azalttığımız sporda şiddeti de ilave tedbirlerle düşük seviyelere getireceğimize inanıyorum. Bir yasal düzenleme talebi olduğunu da biliyorum. Bu düzenleme ile federasyonun, kulüpler birliğinin tüm kulüplerle iyi çalışarak hazırlayıp sunacakları böyle bir teklifi inşallah parlamentomuz süratle çıkartacaktır dedi. (İHA)