Tunç Soyer: Hiçbir şeyi saklayarak yapmadık

Kooperatif davası olarak bilinen davanın ikinci duruşmasında konuşan, tutuklu sanık İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, "İstediğiniz belge ve tanığı getirin, alnımız ak çıkacağız. Hiçbir şeyi saklayarak yapmadık" dedi

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Tunç Soyer: Hiçbir şeyi saklayarak yapmadık haberinin görseli

GÜLPERİ TİBİN - MERVE AĞRIÇ/ İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZBETON'A yönelik olan ve kamuoyunda kooperatif davası olarak da bilinen davanın ikinci duruşması görülüyor. Aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın da bulunduğu 6 kişinin tutuklu yargılandığı duruşmada savcı mütalaasını verdi. Mütalaada, tutukluluk halinin devamı talebi mahkeme başkanlığı makamına sunuldu. Savcı mütalaası sonrasında Soyer, savunma yaptı. Dosyada bir suçun bulunmadığını ifade eden Soyer, adalet vurgusunda bulundu.

ALNIMIZ AK ÇIKACAĞIZ

Somut bir suçun olmadığını vurgulayan Soyer, “İddianame diyor ki; senin eşin seni dolandırdı. Aynı zamanda diyor ki ‘sen kişisel bir menfaat elde etmedin’. Peki kim menfaat elde etti? Dışardan bir gözle bakarsanız komik bir yanı var. Neden 105 gündür bu cezalandırma devam ediyor? 2012’de kentsel dönüşümünün İzbeton’a verilmesine belediye meclisinde karar verildi. Kooperatifleşerek yapabiliriz diye düşünülmüş. Geldiğinde çok mutlu oldum. Ben kooperatifi değilim. Halk kooperatifçiliğini, Türkiye’de hiç denenmemiş modelleri ben başlattım. Bu model tertemiz niyetlerle hukuka uygun olarak hayata geçirildi ve gururla paylaşıldı. İnşaatlar orada duruyor. Kooperatiflerin paraları ya hesaplarda ya da inşaatlarda. Varsa bir yolsuzluk hesabı verilir. Gecikmeler asla dolandırıcılık olarak kabul edilemez. Ancak şunu da kabul etmek gerekir ki; inşaat maliyetindeki kontrol edilemez artışlar nedeniyle gecikmesi hayatın akışı haline gelmiştir. Peki kim geciktiği için sorgulandı? Sayıştay tarafından kamu zararı olmadığı açıklanmış ve belgelenmiş olmasına rağmen suçlanması kimin devam ediyor? Hukuka ve hakkaniyete uygun değil. Daima güvenilir bir başkan olmaya gayret ettim. Hep bilinçle hizmet üreterek görevimi yerine getirmeye çalıştım. Herkesin derdiyle dertlendim. Devam etseydi birçok etapta anahtar teslimi ve yapıp sona yaklaşmıştık. Hiçbir şeyi saklayarak yapmadık. Suç hususu ortada yokken 3 ayı aşkın süredir neden ceza çekiyoruz. 105 gündür çektiğimiz cezayı bitirin. 65 yaşındayım lekelenmesine izin vermediğim ismimin lekelenmesine de asla izin vermeyeceğim. Taşıdığım onurun bedenimden daha kıymetli olduğunu bilerek büyüdüm. Dava ne kadar uzarsa uzasın bu gayreti sürdürmeye devam edeceğim. Kapıdan kovsanız bacadan gireceğim. İstediğiniz belge ve tanığı getirin göreceksiniz ki alnımız ak çıkacağız. Göreceksiniz ki somut bir suç yok. Hiç kimse adalet terazisinin bozulmasının yaratacağı çürümeden kurtulamaz.” ifadelerini kullandı.

HAYIR OLSUN DİYE Mİ DOLANDIRICILIK YAPTILAR?

Soyer'in ardından söz alan avukatı Murat Aydın, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Bu davanın bize tırnak içinde şöyle bir faydası oldu, burada gördüğünüz tüm avukatlar aylardır makale tarıyor. Meslektaşlarım kooperatiflerin bilgi sistemine vurgu yaptı. Kooperatiflerin harcamaları, ana sözleşmeleri hepsi var bu sistemde. Dolayısıyla mağdur olduğu iddia edilen kişilerin inceleme yetkisini ortadan kaldıran bir durum yok. Burada iddia edilen bir zarar varsa bu zararla mağdurları arasında nedensellik bağı olması lazım, aksi durum suç oluşturmaz. Peki zarar var mı? Şimdi burada zarara uğradığı iddia edilen kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi. Kurumun kendisi dedi ki benim bir zararım yok. Kooperatif üyeleri ve kooperatifler bakımından zarar var mı? O kısım konu olsa bile burada hesaplanmış bir zarar yok. Peki yarar var mı? Dolandırıcılık ekonomik çıkar için işlenen bir suç. İddia makamı diyor ki sanıklar kendilerine çıkar elde etmedi. Onca yıldır ceza hukuku çalışıyorum, dolandırıcılık davasında sanığın kendisine çıkar elde etmediğini söyleyen ilk iddianame görüyorum. Şimdi düşünün, önünüzde 6 tutuklu sanık var. Bu sanıklar kendi lehlerine menfaat elde etmemişler, kime menfaat ettikleri belli değil. Sanıkların arasındaysa onların da tümü serbest. Hayır olsun diye mi dolandırıcılık yaptılar yani? Kooperatif eliyle kamu kurumu dolandırmanın nasıl olduğu bellidir. Burada bir yarar yok, zarar yok. Kimin hangi hileli davranışı yaptığı saptanmamış, kime ne kadar yarar sağladığı belli olmayan bir dolandırıcılık davasına bakıyoruz. Bu deli saçmasıdır. İddia makamı tutukluluğun devamı isteğine gerekçe olarak diyor ki bilirkişi raporları, satıştan ve danıştay kararları. Aynı şeyleri gerekçe göstererek beraat verdiniz. Bizim tahliye sebebi olarak göreceğimiz şeyleri tutukluluğun devam talebine gerekçe olarak ilk kez görüyorum. Her açıdan konuyu irdelediler önümüze koydular. Ceza kanunları hükümlerine ve önünüzdeki dosyaya bakın. Türkiye'deki yargı şartlarının farkındayım, istenmeyen yargılarla hareket edince başa ne geldiğinin de farkındayım. Ama sizden ricam doğru olanı yapmanız sayın hakim. Bu salonda hiç kimse yoktur ki bu davadan bir dolandırıcılık çıkmadığını anlamasın, herkes anladı bunu bu salonda. Sizden ricam yasanın, dosyanın, ve sizin fikrinizi uygun davranmanız."

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.