- Siyaset
- 19.04.2025 20:32
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği ile Türkiyede rejim değiştirileceği iddialarına cevap vererek, Türkiyenin 1923 yılında cumhuriyete geçerek rejim tercihi yaptığını, Türkiyenin böyle bir sorunu olmadığını söyledi
Adana, Bartın, Burdur, Bursa, Gaziantep, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Mersin, Niğde, Sivas, Yozgat ve Zonguldaktan gelen muhtarların katıldığı 36. Muhtarlar Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiyenin 1923 yılında cumhuriyete geçerek rejim tercihini yaptığını belirtti.
Erdoğan, Cumhuriyet dönemimizin darbelerle, muhtıralarla, krizlerle dolu olması herhalde mevcut yönetim sistemimizin mükemmeliyetinden kaynaklanmıyordu. Burada eksikliği cumhuriyette veya demokraside değil, yönetim sisteminde arıyoruz dedi.
Anayasa değişikliğine hayır diyecek olan siyasi partileri eleştiren Erdoğan, Sadra şifa olacak, ülkeyi büyütecek hiçbir adımın yanında bunlar yer almazlar. Müzmin muhalifler gibi sürekli çarpıtma ile yalanla, iftira ile meseleleri ters yüz etmeye çalışırlar. Son anayasa değişikliğinde de aynı taktiği izliyorlar diye konuştu.
KARARI MİLLET VERECEK
Türkiyenin 1923 yılında cumhuriyete geçerek rejim tercihi yaptığını söyleyen Erdoğan, Artık milletimizin böyle bir meselesi yoktur. Şu anda ana muhalefetin başındaki zat rejim rejim deyip duruyor ya, Türkiyenin böyle bir sorunu yok. Rejim olayı 1923te atılan adım ile yoluna devam ediyor. Cumhuriyetten geri adım atmaya çalışanlar karşılarında milletimizle birlikte şahsımı bulur. Bununla birlikte yönetim sistemi arayışı hangi rejimde olursa olsun son 200 yıldır sürekli devam eden bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Bugün dünyadaki devletlere baktığımızda monarşi ile parlamenter sistemin, cumhuriyet ile başkanlık sisteminin bir arada bulunabildiğini görüyoruz. Nitekim bizde de İstanbuldaki Meclis-i Mebusan şehrin işgali üzerine 11 Nisan 1920de kapanırken, 23 Nisan 1920de Ankarada Büyük Millet Meclisi adıyla bir bakıma yeniden açıldı. Aynı meclis 1923 yılında cumhuriyeti ilan ederek ülkemizi yeni bir rejime geçirmiştir. Ama aynı meclis geçirmiştir. Hiçbir rejim ve hiçbir yönetim sistemi tek başına ülkeleri belirli bir kategoriye yerleştirmeye kafi değildir. Ülkemizde asırlardır süren yönetim sistemi arayışı ise dünyadaki yönelimlerin yanında ortada milletimizi mutmain etmeyen bir durumun olduğuna işaret ediyor. Biz damdan düştük, bu işi iyi biliriz. Damdan düşmeyenler bu işin farkında değil. Cumhuriyet dönemimizin darbelerle, muhtıralarla, krizlerle dolu olması herhalde mevcut yönetim sistemimizin mükemmeliyetinden kaynaklanmıyordu. Burada eksikliği cumhuriyette veya demokraside değil, yönetim sisteminde arıyoruz, aramak zorundayız. TBMMde geçtiğimiz haftalarda görüşülerek kabul edilen ve Cumhurbaşkanı olarak şahsımın onayına sunulan bir anayasa değişikliği var. Bu değişiklik paketi asırlara sari yönetim sistemi arayışımızda yeni ve çok önemli bir reformun ifadesidir. Türkiye yetki ve sorumluluğun cumhurbaşkanında toplandığı, yürütme, yasama ve yargı arasındaki sınırların daha açık ve net bir şekilde çizildiği yeni bir yönetim sistemine inşallah geçiyor. Meclis anayasa değişikliğini görüşüp kabul ederek üzerine düşeni yapmıştır. Cumhurbaşkanı olarak ben de incelememi tamamladıktan sonra mesele milletimizin önüne gelecektir. Artık söz de karar da milletindir. Milletten bu kararı kaçırmak isteyenler olmuştur. Niye korkuyorsunuz, bırakın millet versin kararı. Biz bunu millete havale edelim niye demediler. Milletten korkuyorlar da onun için. Hak gelip geldi, şimdi millete gidiyor, millet de kararını verecek diye konuştu.
YARDIMCI OLUN
Ülkemizde eskiden beri 'hayırcı' blok vardı. İstanbula ilk köprü yapıldığı zaman bu hayırcılar neler yapmadılar ki. Baraj inşasına başlanır, bunlar engellemeye çalışır, özelleştirme denilir, bunlar hemen ortalığı velveleye verir. Uluslararası sermaye ülkemize gelsin, yatırım yapsın, istihdam oluştursun denir bunlar yine homurdanmaya başlar açıklamasında bulunan Erdoğan, kaynak çeşitlendirme yöntemine ilişkin bilgi verdi. (İHA)