Uygur’dan İzmir’e ‘üçüncü yol’ mesajı

DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Aybar Uygur, kentin yerel yönetimlerde kaotik bir dönem yaşadığını belirterek İzmir’in iki kutuplu siyasetten çıkması gerektiğini, DEVA Partisi’nin bu değişimin öncüsü olacağını söyledi

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Uygur’dan İzmir’e ‘üçüncü yol’ mesajı haberinin görseli

İLKSES TV’de yayınlanan Erdal Erek ile Siyaset Kulisi programının bugünkü konuğu DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Mahmet Aybar Uygur oldu. İzmir’in çöp sorunundan yerel yönetime, liman vizyonundan CHP içi tartışmalara kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Uygur, İzmir’de ciddi bir yerel yönetim başarısızlığı olduğunu belirterek yerel siyasette yaşanan tabloyu kaotik” olarak nitelendirdi. İzmir, CHP’nin kalesi değil, demokrasinin kalesi olduğunu ifade eden Uygur, “DEVA Partisi olarak ülkenin ciddi bir merkez siyaset ihtiyacı olduğunu görüyoruz. İzmir’in yeniden ‘CHP’nin kalesi’ değil, ‘demokratların ve demokrasinin kalesi’ olduğunu tüm Türkiye’ye göstermek istiyoruz. Bundan sonra iki kutuplu siyaset anlayışı yerine DEVA Partisi’nin de içinde olacağı bir üçüncü yolun ortaya çıkacağını düşünüyorum” dedi.

HALI KALKTI, SİSTEM TIKANDI

İzmir’deki çöp sorununun, yerel ve merkezi yönetimin eşgüdümlü çalışmasıyla çözülebileceğini belirten Uygur, “İzmir’de üç ana noktada katı atık toplama merkezi bulunuyor; Bergama, Ödemiş ve Menemen’deki Harmandalı tesisleri. 2010’lu yıllarda Harmandalı’nın kapatılıp yeni bir alan oluşturulması için çalışmalar yapıldı ve Yamanlar, yeni tesis alanı olarak belirlendi. O dönemde tüm teknik işlemler tamamlanmasına rağmen ÇED raporunun süresi geçirildi. Harmandalı kapasitesini aşmasına rağmen kullanılmaya devam etti ve sistem tıkandı” dedi. Uygur, “İzmir’in refahını artırmak için siyasi parti farkı gözetmeden iş birliği şart. Karşıyaka Stadı ve İnciraltı planlamasında gördüğümüz gibi, yerel yönetimle merkezi idare uyum içinde olursa kent kazanır. ‘Ben yaparım’ ve ‘Ben yaptırmam’ anlayışı İzmir’e zarar veriyor. Yamanlar Katı Atık Tesisi’nin bir an önce hayata geçirilmesiyle bu kronik sorunun çözüleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

aybar

İZMİR CHP’NİN DEĞİL, DEMOKRASİNİN KALESİ

Yerel siyasetteki tabloyu “kaotik” olarak nitelendiren Uygur, “İlçe belediyelerinin durumu ve genel siyasetin toplum üzerindeki etkisi, CHP’nin İzmir’deki gücünü gösteriyor. Ancak biz bu gücü bir miktar kıracağımıza inanıyoruz. İzmir, CHP’nin değil, demokrasinin ve bireysel duruşun kalesidir. Uzun yıllardır kendini demokrat, liberal ya da merkez sağda hisseden kesimlerin AK Parti iktidarına karşı bir araya gelerek bir ‘koalisyon’ oluşturduğunu düşünüyorum” dedi. “Geçmişte Demokrat Parti, Doğru Yol ve ANAP çizgisinde siyaset yapan kadroların tecrübesini bilen bir gelenekten geliyoruz” diyen Uygur, “DEVA Partisi olarak ülkenin ciddi bir merkez siyaset ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Çağdaş, geçmişine bağlı ama Atatürk’ün ilkelerinden sapmayan bir Türkiye ve İzmir hedefiyle yola çıktık. İzmir’in ‘CHP’nin değil, demokrasinin kalesi’ olduğunu göstermek istiyoruz. DEVA Partisi’nin İzmir’de uzun süre adından söz ettireceğine ve iki kutuplu siyasetin yerini üçüncü bir yolun alacağına inanıyorum” diye konuştu.

BELEDİYELER PERSONEL YÜKÜ ALTINDA EZİLİYOR

İzmir’de ciddi bir yerel yönetim başarısızlığı olduğunu savunan Uygur, “Belediyeler, sanki bir kongrenin ekonomik ayağıymış gibi sürekli personel alımı içinde. Yasa gereği bütçenin en fazla yüzde 30’unun personel giderine ayrılması gerekirken, bazı belediyelerde bu oran şirketlerle birlikte değerlendirildiğinde yüzde 80’leri buluyor” diyen Uygur, “Örneğin yaşadığım ilçe Buca’da, gündüz nüfusu 1 milyona yaklaşan bir belediyede bütçenin yüzde 80’i personel giderine ayrılıyorsa, kalan yüzde 14’lük payla hangi yatırımlar yapılabilir, merak ediyorum. Bu eşgüdümsüzlük kent genelinde çok belirgin hale geldi” dedi.

BİLİMLE YÖNETİLEN BİR İZMİR İSTİYORUZ

İzmir’de ciddi bir ulaşım sıkıntısı bulunduğunu, yeni arterlerin açılması ve demiryolu ağının genişletilmesiyle bu sorunun çözülebileceğini belirten Uygur, altyapıdaki eksikliklerin de kentin önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi. “Bu sorunlar Körfez’e kadar uzanıyor. Biz yönetim anlayışımızda bilimi esas alan, bilimle hareket eden bir yerel yönetim modeli oluşturmak istiyoruz” diyen Uygur, “Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İzmir’in tüm altyapısını masaya yatıracağımız bir çalıştay düzenleyeceğiz. Ardından bu değerlendirmeleri kamuoyuyla paylaşacağız. Partimizde 50 ila 100 yıllık planlamalar hazır. Bugün bize ülke teslim edilse ne yapacağımız belli” diye belirtti.

İZMİR LİMANI DEVLET ELİYLE GÜÇLENDİRİLMELİ

İzmir Limanı’nın Ege ve Marmara bölgesinin çıkış kapısı olduğunu vurgulayarak, limanın Varlık Fonu’na devrinden sonra yapılan planlamaları eleştiren Uygur, “İzmir Limanı’nın yeniden projelendirilmesi ve satışı yönünde ciddi bir hazırlık yapıldığını biliyorum. Bu konuda açık bir itirazımız olacak. İzmir’i sadece kruvaziyer gemilerinin uğradığı bir liman kenti olarak görmek, kenti küçültmektir” diyen Uygur, “Biz limanın ticaret aksının genişletilmesiyle yeniden yapılandırılmasını ve bunun özelleştirme yerine devlet eliyle yapılmasını önemsiyoruz” diye konuştu.

SİYASETTE ŞEFFAFLIK KIRMIZI ÇİZGİMİZ

CHP’de son dönemde farklı illerde gündeme gelen yolsuzluk soruşturmalarına değinen Uygur, “CHP’nin, başta bazı büyükşehirler olmak üzere birçok alanda ortaya çıkan yolsuzluk iddialarını hüzünle izliyorum. Siyaset, vatandaşın sofrasına gidecek paranın farklı kesimlere yönlendirilmesi noktasında dezenformasyona uğramış durumda. Bu tablo beni rahatsız ediyor. Görünen o ki CHP’deki asıl sorun, iç rekabetin ‘kim daha çok, kim daha az kazandı’ anlayışına dayanması” dedi. Genel siyasette de benzer bir tablo olduğunu ifade eden Uygur, “Yolsuzluk yapanın yanına kâr kalmamalı. Hangi partiden olursa olsun, yolsuzluğa karışan herkes hukuk çerçevesinde yargılanmalı ve cezasını almalı. Bu sadece CHP için değil, AK Parti için de geçerli. Ancak maalesef adalet terazisinin tarafsızlığını yitirdiğini düşünüyorum” diye konuştu.

TUGAY BİR SONRAKİ DÖNEMİN GARANTİSİNİ Mİ ALDI?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ‘açık ofis’ uygulamasını da değerlendiren Uygur, “Cemil Tugay’ın kendi partisindeki çekişmelerden kendisini sıyırmaya çalıştığını düşünüyorum. Sayın Tugay bir tıp doktoru; doktorların düşünme mantığı, olaylara yaklaşımı farklıdır. Ancak son dönemde attığı bazı cesur adımlar var. Bazen düşünüyorum; acaba Sayın Tugay bu hamleleri bir sonraki dönemin garantisini alarak mı yapıyor? CHP’de ve genel olarak Türkiye’de öyle bir siyaset anlayışı var ki, gece yattığınızda sabah nasıl bir tabloyla uyanacağınızı bilemiyorsunuz. Dilerim bu kararlar boşlukta kalmaz. Açıkçası, çağın ruhuna uygun ve cesur bir siyasi hareket olarak değerlendiriyorum” dedi.

Kaynak : MERVE AĞRIÇ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.