Uzun yargılamalar can yakıcı hale geldi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Trabzon’da düzenlenen ‘E-Adalet Uygulamaları, UYAP ve SEGBİS’ sempozyumunda yaptığı konuşmada, uzun yargılamanın can yakıcı hale geldiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.04.2016 08:38
  • Güncelleme Tarihi : 21.04.2016 08:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Uzun yargılamalar can yakıcı hale geldi haberinin görseli

Sempozyumda konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, uzun yargılamaların hukukta can yakıcı bir sorun olduğunu belirterek, “Uzayan yargılamalardan şikayet etmeyenimiz yok. ‘Geciken adalet adalet değildir, zamanında adalet istiyorum’ demeyenimiz neredeyse yok. Bunlar gösteriyor ki uzun yargılama bizim hukukumuzda gerçekten can yakıcı bir sorun haline gelmiştir. Uzun yargılamaları kısaltmak, adaletin doğru biçimde ve zamanında tecelli etmesini sağlamak maksadıyla bakanlığımız öncülüğünde yürütülen çalışmaların başında, çağın geldiği teknolojiyi yargının hizmetine sunmak en önemli işimiz olmuştur. UYAP’ın uygulamaya girdiği günden bu güne sağladığı kolaylıklar, hız ve usul ekonomisi bakımından sağladığı tasarrufu dikkate aldığımızda çok büyük bir başarı hikâyesi olduğunu ifade etmek isterim” dedi.

KADINA ŞİDDETİ ÖNLEME

Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için uygulanan tedbirler hakkında daha önce söylediği bir sözden ötürü eleştirildiğini ifade eden Bakan Bozdağ şöyle konuştu: “Geçenlerde bir şey söyledim, kıyameti kopardılar. ‘Kadına karşı şiddeti önleme konusunda, kadınla erkek arasına polisi, savcıyı, sosyal çalışmacıyı, psikoloğu, hakimi koyuyoruz. O kadar şey koyuyoruz ki araya. Bu uygulama Türkiye’de başarılı mı, başarısız mı? Bunu tartışalım’ dedim. Kıyamet kopardılar. Niyetimiz şiddeti önlemek.  'Attığımız adım, niyetimize uygun sonuçlar doğurdu mu, doğurmadı mı? Bunun çıktılarını bir görelim' demenin neresi yanlış? 'Bunu siyasi ve ideolojik duruşlarımızın ötesinde objektif bir biçimde ele alalım' demenin neresi yanlış? Gelin konuşalım diyoruz. Arkadaşlara talimat verdim. İnceleyin bakalım, evden uzaklaştırma kararı verilen eşlerden kaçının, bu karar sonucunda aralarındaki ihtilaf tatlıya bağlanmış ve kaçı şiddet uygulamaktan vazgeçmiş. Bir bakalım, sonuçlarını görelim. Eğer bu tedbir şiddeti artıran sonuçlar ortaya koymuşsa, o zaman şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz, ‘nereye gidiyoruz, ne yapmamız lazım?’ dememiz lazım.”

KADIN BAKANA SÖZLÜ VE PSİKOLOJİK ŞİDDET

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na yönelik sözlerini eleştiren ve CHP liderinin sözlü ve psikolojik şiddet yaptığını öne süren Bakan Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu, hanımefendi bir bakanla ilgili açıklamalarda bulundu. Çok çirkin açıklamalar yaptı. Esasında bu ana muhalefet partisinin liderinin kadına karşı sözlü şiddet uygulamasıdır. Resmen ve alenen, milletin gözünün içine baka baka kadın bakana karşı sözlü, psikolojik şiddet uyguladı. Türkiye’de hiç kimse çıkıp da buna bir şey demedi. Allah aşkına, ana muhalefet partisinin genel başkanının kadın bir bakan hakkında söylediği bu sözün psikolojik ve sözlü şiddetten daha başka bir anlamı var mı? Bunun adı bal gibi sözlü şiddettir, bal gibi psikolojik şiddettir” ifadelerini kullandı.

2 HAKİM DÜŞÜNÜLMEYENİ DÜŞÜNMÜŞ

Avrupa Konseyi’nin Anayasa’nın 299’uncu madde hakkında Venedik Komisyonu’na verdiği inceleme görevini eleştiren Bakan Bozdağ, “Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu’na görev verdi, '299’uncu maddeyi incele' diyor. Başka ülkelerin hepsinde var. Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke. Bunların 27’sinde Cumhurbaşkanı'na hakaret müstakil suç olarak düzenlenmiş. Suç olmayan ülke yok. Hiçbirisine şimdiye kadar böyle bir görevlendirme yapılmadı. Ama Türkiye’ye yaptılar. Daha da ilginci, Türkiye’de bu madde 90 yılı aşkın bir süredir uygulanıyor. Türkiye’de hiçbir Cumhuriyet Savcısı bu güne kadar bu maddenin Anayasaya aykırılığını iddia edip, konunun Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmediği gibi hiçbir mahkeme başkanı veya hakim de bu madde için Anayasa Mahkemesi’ ne müracaat etmemiştir. Ama birden bire 2 tane hakim düşünülmeyeni düşündüler ve 90 yıldır hukukumuzda olan bir müessesenin Anayasa’ya aykırı olduğunu keşfettiler, Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ettiler. Bunların hepsi Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ve bu ülkenin devlet başkanına karşı yürütülen karalama kampanyasının bir parçasıdır” diyerek konuşmasını noktaladı. (DHA/TRABZON)